Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden Suriyeli sığınmacılarla ilgili açıklamalarda bulunan Gazeteci Fatih Portakal, “Suriyelilerin ülkelerine …
Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden Suriyeli sığınmacılarla ilgili açıklamalarda bulunan Gazeteci Fatih Portakal, “Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri kadar doğal bir şey olamaz. Çünkü vatanları orası. Ama gönderilirken hak ve hukuka uygun olmalı” dedi.
Türkiye’yi zor günler beklediğini söyleyen Portakal, Suriyeli sığınmacıların Türkiye’de kalma şartlarını ise “Üretmeleri, çalışmaları. Vergi vermeleri. Gerekirse askere gitmeleri. Yan gelip yatmamaları. Devlet tarafından tembelliğe alıştırılmamaları. Göçtükleri bu ülkenin insanları için gelecekte tehlike olmamaları. Bunlar sağlanabilirse kalabilirler tabii” diye ekledi.
“Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri kadar doğal bir şey olamaz. Çünkü vatanları orası. Ama gönderilirken hak ve hukuka uygun olmalı” diyen Portakal, sığınmacıların, BM gözetiminde ve garantisinde evlerine gitmeleri gerektiğini yazdı.
“Evlerine dönsün diyenlere faşist de denemez. En az kalsın diyenler kadar bir yurttaşlık görüşüdür” diyen Portakal, sığınmacıların Suriye’ye gönderilmesinin kolay olmayacağını ve Türkiye’de kalma şartlarını sıraladı.
“Devlet sayıları milyonlarla ifade edilen insanları denetleyebiliyor mu?” sorusunu soran Portakal, “Mesele denetlenebilmeleri! Üretmeleri, çalışmaları. Vergi vermeleri. Gerekirse askere gitmeleri. Yan gelip yatmamaları. Devlet tarafından tembelliğe alıştırılmamaları. Göçtükleri bu ülkenin insanları için gelecekte tehlike olmamaları. Bunlar sağlanabilirse kalabilirler tabii” ifadelerini kullandı.
Portakal’ın açıklamaları şu şekilde:
“Türkiye’nin yumuşak karnı çok ‘Göçmen Suriyeliler’ meselesi de artık onlardan biri. Bireysel ve toplumsal hassasiyet gerektiren bir konu. Adeta sinir ucu gibi. Görünüyor ki, siyasetçinin malzemesi olacak. Umarım ortak akılla insanların sağduyusu galip gelir.
Artık Suriyeliler evlerine dönsün diyenlerle Suriyelilerin evi artık burası kalsın diyenler ortak aklı nerede yakalar? Bu sorunun yanıtını veremediğim için geleceğin önemli toplumsal sorunu olarak görüyorum. Bu konuda da ülkeyi zor günler bekliyor.”