Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yöneticisi olmak ve casusluk suçlamalarıyla 42 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanan eski Milli …
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yöneticisi olmak ve casusluk suçlamalarıyla 42 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanan eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu Enver Altaylı, yargılandığı davanın geçen haftaki duruşmasında, Rusya Federasyonu’na ait istihbarat belgesinin telefonunda bulunmasına ilişkin savunma yaptı.
Altaylı, savunmasında 2017 Ağustos’unda tutuklanmasına, devletin hassas kurumlarına sızmış Rus ajanları ve bazı Rusçu yazarların neden olduğunu iddia etti.
Altaylı, telefonundan çıkan Rusya Federasyonu İstihbarat Teşkilatı (FSB) Başkanı Alexander Bortnikov’a sunulmak üzere, FSB Müdür Yardımcısı General Sirotkin Gennadyeviç tarafından Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması için hazırlandığı belirtilen raporla ilgili de savunma yaptı.
“RAPOR İDDİA MAKAMI TARAFINDAN DEŞİFRE EDİLDİ”
Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın haberine göre, bu raporun iddia makamı tarafından dosyaya konularak, deşifre edildiğini ve bunun suç olduğunu ileri süren Altaylı, şunları söyledi:
“Gizli tutulması Türkiye’nin güvenliği açısından, Türkiye-Rusya ilişkileri açısından şart olan bu belge iddia makamı tarafından dünyaya ilan ediliyor. Suç işliyor. Ruslar böylelikle, Türk devletinin elinde olan gizli bir bilgiden haberdar edilmiş olmaktadır. Yani beni casuslukla suçlayan iddia makamı, aslında devletin gizli bir bilgisini Ruslar ile paylaşmaktadır.”
“EROL OLÇOK ARACILIĞIYLA DEVLET GÖREVLİLERİNE İLETTİM”
Altaylı, Türkiye’nin 24 Kasım 2015’te hava sahasını ihlal eden Rusya Federasyonu Hava Kuvvetleri’ne ait SU-24 savaş uçağını düşürdükten sonra hazırlandığı belirtilen raporu, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde hayatını kaybeden Erol Olçok’a verdiğini ve onun aracılığıyla üst düzey devlet görevlilerine ulaştırılmasını sağladığını söyledi.
“BAŞDANIŞMANI ARACILIĞIYLA BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NA GÖNDERDİM”
Rusya’nın, Türkiye’ye karşı atacağı adımların yer aldığı raporu, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na ulaştırması için Çankaya Köşkü’nde bir araya geldiği o tarihte Başbakan Başdanışmanı Feridun Bilgin’e teslim ettiğini ifade eden Altaylı, savunmasında kendisini bu belgeyi devlet görevlilerine teslim ettiği için suçlanamayacağını, böyle bir yargılamanın ancak Rusya Federasyonu savcıları tarafından yapılabileceğini belirtti.
BİLGİN: RAPORU ALIP BAŞBAKAN’A TESLİM ETTİM
Independent Türkçe’ye konuşan Feridun Bilgin, Altaylı’yla bir araya geldiklerini ve FSB’nin üst düzey yöneticileri tarafından hazırlandığı ileri sürülen raporu aldığını ifade etti.
Şimdi, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun liderliğindeki Gelecek Partisi’nin Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Bilgin, “Raporu başbakana teslim ettim. İlgili kurumlar gereğini yapmıştır” ifadesini kullandı.
RAPORA ULAŞILDI
FSB Müdür Yardımcısı Sirotkin tarafından FSB Başkanı Brotnikov’a sunulduğu belirtilen ve Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dosyasına giren o rapora da ulaşıldı.
Raporda, Milli İstihbarat Teşkilatı içindeki Rusya Federasyonu ajanlarından bahsediliyor ve şu ifadeler kullanılıyor:
“İstihbaratın üst düzey yönetimindeki sızdırılmış ajanlarımız, önümüzdeki yakın zamanda, devletin ve devletin başındakileri yanlış bilgiler ve yanlış istihbaratla beslesinler. Genelkurmay Başkanlığı’ndaki bizimle irtibatta olan kişi de aynı yönde çalışmalarına devam etsinler.”
“ANİ BİR DARBE İLE YÖNETİMİN DEVRE DIŞI BIRAKILMASINA GİDİYOR”
15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden önce hazırlanan bu raporda, “TC Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve devletin yönetiminde görevli bazı önemli şahısların mükemmelce ve akıllıca hazırlanan bir planın kurbanları oldukları ortaya çıkıyor. Amaç ise yakın zamanda devletin içinde bir ani darbe ve şimdiki yönetimin devre dışı bırakılmasına doğru gidiyor. Böyle bir darbenin yapılmasında eski Gladio, CIA ve NSA’nın taktikleri kendisini belli ediyor” ifadelere yer veriliyor.
AZERBAYCAN’A BASKI, KATAR’A SABOTAJ
Türkiye’nin en önemli doğalgaz tedarikçi ülkelerden biri de Rusya…
Raporda, doğalgaz üzerinden de Türkiye’nin sıkıştırılması ve Azerbaycan ile Katar üzerinden yardım almasının engellenmesine yönelik planlama da şu şekilde dile getiriliyor:
“Önümüzdeki yakın zamanda Türkiye’ye gaz verecek ülkelerden biri de Azerbaycan olduğu için, şimdiden Cumhurbaşkanı Aliyev’e elimizdeki kozları ve enstrümanları kullanarak maksimum baskı uygulamak. Aynı zamanda da hazırda bekletilen özel timlerin, Katar’ın gelecekte yapılabilecek gaz borusunun geçeceği bölgelerde terör yapacak ve boru hattını yok edecek ekiplerini hazırda tutmak gerekiyor.”
“TC CUMHURBAŞKANI’NIN DİKTATÖRLÜK GÜCÜNÜ ÇOĞALTMAK”
Dava dosyasında yer alan raporda, atılacak adımlardan biri ise şöyle tarifleniyor: “TC’nin Cumhurbaşkanı’nı, ‘Her şeyi gücümle kontrol edebilirim’ yönünde ittirmek ve diktatörlük gücünü çoğaltmak.”
Raporda, Rusya’nın Primorskiy Kray bölgesinde özel kamplarda eğitim gören 350 kişilik bir Kürt grubundan söz ediliyor ve bu grupların Dağıstan-Azerbaycan üzerinden İstanbul’a sevk edilmesi planlanıyor. Bu gruplara, Rus Sberbank tarafından yönetilen Denizbank üzerinden mali destek verileceği ifade ediliyor.
“PARTİLERİNDEN KOVULMUŞLAR TERCİH EDİLMELİ”
Rapora göre, yeni partilerin kurulması ve bunların AK Parti’ye rakip olmasının sağlandığının üzerinden de durulduğu anlaşılıyor.
Bu durum raporlar şu ifadelerle yer alıyor:
“Cumhurbaşkanı’nın politikasından ve Rusya Federasayonu’ndaki ticarete uyguladığımız baskıdan en çok zarar gören muhalif parti mensubu ve iş adamları arasından Cumhurbaşkanı ve Başbakanlık görevlerine getirilebilecek kişiyi analiz etmek ve bulmak. İlgili talebin gelmesi durumunda AKP rakiplerinden olacak şekilde tamamen yeni bir parti kurmak. Partilerinden çıkarılmış ve kovulmuşlar tercih edilmeli.”
“AKP ADINA ATATÜRK AŞAĞILANMALI, ÇÜNKÜ…”
Raporda, AKP mensuplarının Atatürk’ü aşağılaması da planlanıyor:
“AKP adına Kemal Atatürk’ün aşağılanması ve karalanması politikasını maksimum derecede ilerletmek ve böylece halk kitlelerinin hükümete karşı kin ve nefretini arttırmak. Çünkü Türk halkı, Atatürk ruhunda terbiye görmüştü. Böylece halk ve gençlik iktidara karşı kitlesel mitingler yapar.”
“DARBE YAPMANIN MÜMKÜN OLACAĞINI ANLAMALARINI SAĞLAMAK”
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin eski üst düzey mensuplarının kullanılarak darbe için ortam oluşturulabileceğinin belirtildiği raporun ilgili kısmı ise şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri’nin eski üst düzey askerleri ve askeri istihbarat mensupları arasındaki gizli grupları maksimum derecede kullanmak ve böylece yakın gelecekte darbe yapmanın mümkün olacağını anlamalarını sağlamak.”
“ASKERİ DARBE İLE CUMHURBAŞKANI’NIN TUTUKLANMASI…”
Ayrıca, rapora göre Cumhurbaşkanı’nın askeri darbe ile tutuklanmasının sağlanması da hedeflendiği yer alıyor:
“Hem Türk Silahlı Kuvvetleri hem Genelkurmay’ın üst düzey askeri yönetimine baskı manivelalarını olabildiğince kullanmak ve böylece Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri’nin üst subay kadrosunda hükümet karşıtı havayı arttırmak ve dolduruşa gelmelerini sağlamak. Neticede, ülkenini açık ve gizli askeri yönetimini aşamalı olarak ve yavaş yavaş askeri darbe ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile üst yönetimini tutuklamasına sevk etmek.”