Yurttaşlar, “Köylüler, balıklar yaşayabilsin diye su çok az olduğundan dolayı dereye bırakılan suyun önüne setler ördük. Ama bu şekilde ne kadar …
Yurttaşlar, “Köylüler, balıklar yaşayabilsin diye su çok az olduğundan dolayı dereye bırakılan suyun önüne setler ördük. Ama bu şekilde ne kadar ölümlerin önüne geçebiliriz ki” dedi.
Erzincan Kemaliye ilçesine bağlı Barasor Vadisinde bulunan köylerde yaşayan yurttaşlar, yapılan HES ve yapımı devam eden tünel nedeniyle mağdur olduklarını söyledi. Köy sakinleri; dereden koruma altında olması gereken çok fazla sayıda ölü kırmızı benekli alabalık topladıklarını, çevrenin katledildiğini, içme suyu kaynaklarının kuruduğunu ve 2 HES’in daha yapılacağını kaydetti.
Barasor Vadisi’ndeki Aşağıumutlu Köylüleri, daha önce de köylerine Devlet Su İşleri (DSİ) eski bölge müdür yardımcısı tarafından bir HES’in yapıldığını, HES’in de dereye suyun 4’te 1’ini bırakması gerekirken bunun yapılmadığını kaydetti. Bu durumu DSİ’ye şikayet ettiklerinde ise ne hikmetse suyun bir anda arttığını söyleyen köy sakinleri, “Dereye bırakılan suyun uygun seviyede olduğu görülmesi için konulan ölçüm cihazının önü nedense set ile örülü. Dünyada endemik bulunan, koruma altında ve avlanması yasak olan kırmızı benekli alabalık çeşidi bu ve buraya bağlanan çevre birkaç derede bulunuyor. Yeterli derecede su bırakılmadığı için suyun oksijen yetersizliğinden ve balıkların sırtlarının suyun üzerinde kalmasından dolayı balık ölümleri yaşanıyor. Sadece biz yüzlerce ölü balık bulmuştuk. Yavru balıkları dahi saymıyoruz. Ayrıyeten dünyada eşi benzeri çok nadir bulunan kırmızı su keneleri de mevcut. Ama bunlar kimin umurundaki? Köylüler, balıklar yaşayabilsin diye su çok az olduğundan dolayı dereye bırakılan suyun önüne setler ördük. Ama bu şekilde ne kadar ölümlerin önüne geçebiliriz ki” ifadelerini kullandı.
İKİ HES DAHA
İki HES’in daha yapılacağını belirten yöre halkı, “Şu an faaliyette olan HES için dere boyu boru döşenmesi için söküp, kırıp katledilen ağaçların yerine yapılması gereken çimlenme ve ağaçlandırma çalışması tam anlamı ile yapılmadı. Dikilen az sayıdaki ağacın bir kısmı da kurumuş vaziyette. Faaliyet gösteren HES santralinden tahliye olan suyun çıktığı yerin, yüz metre aşağısında bir tünel yapılıyor. Su oradan alınıp tünelin öbür tarafından çıkarıldığı noktada da HES santrali kurulacak. Oradan da tekrar boruya alınıp başka bir santrale aktarılıyor. Civar köylerden gelip deremizde buluşan 2 dereye de 2 HES daha yapılma durumu ile karşı karşıyayız. Çevreye daha az zararı olan RES ve GES yapmak dururken; su döngüsüne büyük bir ölçüde engel olan, kuraklığa sebebiyet veren ve tamamen çevre aleyhine olan HES’ler niye böylesine yaygınlaştırılıyor ve yapılıyor?” diye sordu.
ÇEŞMELER KURU DERELER SUSUZ
HES kapsamında yapılan tünel çalışmasında da doğanın tahrip edildiğini söyleyen yöre halkı devamında şu açıklamada bulundu:
“Çalışma yapan firma, tünelden çıkan pislikleri ve kimyasal malzemeleri dereye saldığı için Çevre Bakanlığı tarafından ceza yedi. Ama şimdi de yakalanmamak için o kimyasalları gece dereye salıyorlar. Tünelden çıkan hafriyatı kaçak göçek çevreye döküyorlar. Geçtiğimiz aylarda tünelin çökmesi sonucunda 2 kişi hastanelik oldu. Tünel içerisinde her kazı yapıldığında köylerimizin toprak altında olan su damarları kesiliyor. Bahçelere verdiğimiz su azaldı. Suyun yer altında çıktığı ve dokunulmaması gereken gözelerimizin de su oranı düştü, bir kısmı maalesef tamamı ile kurudu. İçme suyu kaynaklarımız çoğunlukla kurudu ve kurumaya devam ediyor. Yıllarca piknik yaptığımız, su içip vakit geçirdiğimiz, hayvanlarımızı otlattığımız gözemizin suyu azaldı. Yayla çeşmemiz kurudu. Deremiz, çevremiz katlediliyor.”