enflasyonemeklilikötvdövizcovid19kktc
DOLAR
34,4871
EURO
36,1998
ALTIN
2.960,70
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Erdoğan’ın ilk konuşmasını yazan isim: Çok pişmanım

AKP’nin kuruluş yıllarında Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk metin yazarı olarak görev yapan Gazeteci ve Yazar Ali Murat Güven, o döneme …

Erdoğan’ın ilk konuşmasını yazan isim: Çok pişmanım
21.09.2021 11:01
A+
A-

AKP’nin kuruluş yıllarında Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk metin yazarı olarak görev yapan Gazeteci ve Yazar Ali Murat Güven, o döneme ilişkin ilginç açıklamalarda bulundu.

TV5’te yayınlanan “Düşünme Vakti” programına konuk olan Gazeteci ve Yazar Ali Murat Güven, iktidara yönelik şu ifadeleri kullandı:

“Çok güzel bir söz var, İsmet Özel’in sanıyorum: ‘Allah, insanı iddiası ile sınar.’ İddiamızla sınandık ve çoğumuz çuvalladık. Kendimi de bunun içine katarak söylüyorum. Arkadaş, bunca yıllık eziklikten sonra o hanlar, hamamlar, 5 yıldızlı oteller, o şatafat, o lüks, o arabalar, o cep telefonları… Bu sefer, vicdanlar sızlamaya başladı. Bir iftar yemeği düzenleniyor, yemeğin yarısı atılıyor. İlk savrulmada, 2010’a kadarki evrede vicdanlar sızlamaya başladı. Bu sefer, açıklamalar geliştirilmeye başlandı: Öyle oluyor da, böyle oluyor da, her şeyi yönetemiyoruz da, devlet böyle bir mekanizma, bazen kaçaklar oluyor, yüzde yüz İslam düşüncesini devlete yansıtabilmek mümkün değil… Bu tür açıklamalar, 2011’den sonra da bunlardan da vazgeçildi. Yaklaşım şu olmaya başladı: ‘Arkadaş, biz bu kadar yapabiliyoruz. Sen, okula gidebiliyor muydun başörtünle? Gidemiyordun. Bak şimdi hakim oluyorsun, polis oluyorsun, asker oluyorsun… Yat kalk reisine dua et, buna şükret. Sen, bir daha reise oy verme, CHP gelecek, yine aynı yasakları, ondan sonra yaparsın hakimlik.’

Şimdi, küstah bir tepeden bakış, küstah, kibirli… Bu memlekette şu cümle sarf edildi: ‘Sizin yerinize bir kereste koysam, odun koysam yine seçilir. İsimlerinizin hiçbir önemi yok. Bu isimler, o listede varsınız diye önemli.’ Kısmen de haklı aslında söyleyen, kısmen de haklı. Bu kadar ‘Tek sistemli’ bir parti, varislerini yetiştirmeyen, bu kadar milletvekili olan…”

“CUMHURBAŞKANININ İLK KONUŞMASINI BEN YAZDIM”

Güven, Erdoğan’ın AKP’nin kuruluşunu duyurduğu açıklamasını kendisinin yazdığını anlatırken “14 Ağustos 2001 günü, Ankara, Beykent Otel’de, partiyi dünyaya ve Türkiye’ye duyururken yaptığı, 45 dakika-1 saat yaptığı konuşmayı ben yazdım satır satır. Para da almadım, yalnız Hüseyin Besli’den 3 paket sigara istedim” ifadelerini kullandı.

Program Sunucusu Mehmet Ali Kayacı’nın, “Yazdığınıza pişman mısınız?” sorusu üzerine Güven, şu cevabı verdi:

“Çok pişmanım tabii ki. Bugün olsa yazmam. Neden pişmanım? Çünkü, onlar benim hayallerimmiş, partinin hayalleri değilmiş. İnanmamış, içselleştirmemiş, empati kurmamış. Okumuş, ‘Çok güzel, harika yazılmış’ demiş. Bire bir kullandı, ben de televizyon başında, İstanbul’da takip ettim. Tek bir kelimeyi bile çıkarmadı, birkaç pekiştirici ekleme yaptı. Hepsini okudu küçük küçük kartonlara bölünmüş olarak. Gözlerim doldu; ama şeye gelince… Mesela ben ne yazmışım? ‘Bizim iktidarımıza hiçbir milletvekili, parmak kaldırma makinesine dönüşmeyecektir. Türk demokrasisinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Genel başkan olarak ben dahil, hiçbir parti yetkilisi 3 dönemden daha fazla seçilmeyecek, partiyi meşgul etmeyecektir.’ Ben, ne yazdığımı çok iyi biliyorum. Partiden o dönemde gelen bazı isimlerle istişare ettik bunları. O içeriği, ben kafamdan atmadım. Bana bir yol haritası verildi, ben o yol haritasından zengin göndermeli, bol teşbihle, dünya tarihine ve dünyadaki ünlü liderlere bol göndermelerle dolu, nitelikli bir siyasal metin yazdım, o da seslendirdi. Sayın Cumhurbaşkanı, o zaman başbakan adayı… Genel başkan… Bir hafta tartışıldı: Her köşe yazarı, ‘Burada ne demek istedi? Şurada şu umudu verdi, şuraya göz kırptı.’ falan… Bugün geldiğimiz noktada, metin hala duruyor.

“HİÇBİR KARİYER PLANLAMAMDA SİYASAL BİR PARTİYE GİRMEK OLMADI”

“Siz o ortamdan saf dışı mı kaldınız yoksa kendiniz mi dışarı çıktınız?” sorusu üzerine Güven, şu açıklamalarda bulundu:

“TEKKEYİ BEKLEYEN ÇORBAYI İÇMEZ Mİ?”

Güven şöyle devam etti:

“Yani, düşünebiliyor musunuz? Genel başkanın sağ kolu Hüseyin Besli ile çay, kahve içiyoruz. Ben, başkanın metinlerini yazıyorum 6 ay boyunca. Daha partinin bir bürosu yok o sırada. Ankara’da, küçücük bir odada bir masa var. Abdullah Gül oturuyor, Tayyip Erdoğan ayağa kalkıyor, Abdüllatif Şener oturuyor, Abdullah Gül kalkıyor… Tek masayı paylaşıyorlar. Böyle bir pozisyonda, tekkeyi bekleyen çorbayı içmez mi? ‘Ben, siyasal bir ikbal istiyorum Hüseyin Abi, Ahmet Abi, Abdullah Abi…’ Ben, gazeteciyim ya, benim böyle bir planım yoktu. Hüseyin Besli, benim Yeni Şafak’tan genel müdürümdü. Kalemimin kıvraklığını biliyordu, partinin parası yoktu, bir reklam ajansı ile, bir metin yazarlığı servisi ile sürekli profesyonel bir bağ kurabilecek bütçesi yoktu. Biz eski kuşak Müslümanlar, zor zamanlarda devreye gireriz biliyorsunuz. Bana geldi, ben bir ajansta çalışıyorum. ‘Bir hafta var, parti kuruluyor. Elimizde bir metin yok, benim de kafam durdu.’ Dedi. Ben, o metni değil, Anıtkabir’e ilk ziyaretinde deftere yazdığını da yazdım. İlk ziyaretinde, çelenk koyduğunda, Anıtkabir’e yazdıklarında da, ilk meclis grup toplantısı… Ağustos’ta başladık, yıl sonunda bir ajansla anlaştılar. Merhum Şehit Erol Olçok, ‘Bu işler, böyle Ankara-İstanbul arası mekik dokumayla olmaz’ dedi ve bir ajans çatısı altında, profesyonelce yönetmeye geçtiler. Biz partinin, hareketin çocukları olarak, ‘Tamam ağabey’ dedik, ‘Yeterli midir?’, ‘Yeterli Ali Muratçığım, teşekkür ediyoruz’… Profesyonellere bıraktık.”

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

escort izmit bursa escort şişli escort mecidiyeköy escort avcılar escort beylikdüzü escort şirinevler escort avrupa yakası escort istanbul escort beşiktaş escort ataşehir escort ligobet güvenilir mi antalya eskort antalya eskort bursa escort escort istanbul betvino giriş beylikdüzü escort mecidiyeköy escort sex hikaye milanobet giriş bakırköy escort istanbul escort roketbet yeni giris roketbet üyelik roketbet bonuslari roketbahis yeni giris