İktidara yakınlığıyla bilinen ilahiyatçı yazar Hayrettin Karaman’ın “Alevi genç ile sünni bir kız evlenemez” yönündeki açıklamalarına tepki yağdı …
İktidara yakınlığıyla bilinen ilahiyatçı yazar Hayrettin Karaman’ın “Alevi genç ile sünni bir kız evlenemez” yönündeki açıklamalarına tepki yağdı. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül “Ebu Suud’dan kalma fetvalarla bizim hiçbir ilgi ve alakamız yoktur. İnsan merkezli ve sevgi üzerine, güzel ahlak üzerine kurulu bir inancımız vardır. Biz o inanca göre hareket ederiz” dedi. İlahiyatçı yazar Nasif Ay ise açıklamanın “radikal Sünni İslamcı” anlayışın tezahürü olduğunu belirterek, “Bunlar genç kuşağın dinden tamamen kopmasına neden olmaktadır. Dini öldüren faktörün de dinciler olduğunu görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “fetvacısı” olarak da bilinen Yeni Şafak gazetesi yazarı Hayrettin Karaman’ın önceki gün tartışma yaratacak bir yorumu ortaya çıktı. Karaman, kendisine ait internet sitesinde, kendini Sünni olarak ifade eden bir kadının, “Alevi ile evlenilir mi” yönündeki sorusuna “Eğer bilerek Aleviliğini koruyorsa, Alevilere ait olup İslam ile bağdaşması mümkün olmayan inançları ve uygulamaları muhafaza ediyorsa o genç ile Sünni bir kız evlenemez” yanıtını verdi.
ABF Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül ve ilahiyatçı yazar Nazif Ay, Hayrettin Karaman’ın büyük tepki çeken yorumunu Cumhuriyet’e değerlendirdi.
‘EBU SUUD’DAN KALMA’
‘FİKRİ CİNAYET İŞLENİYOR’
Nazif Ay ise bu açıklamaların yansıttığı anlayışın düşmanlaştıran bir tavır olduğunu belirterek, “Bu anlayış, zaman zaman ‘Alevilerin yemeği yenmez’ şeklinde bir çıkışla da bir inanç grubunu ötekileştiren, hatta düşmanlaştıran bir tavırdır. ‘Kızınızı Aleviye vermeyin’ demek İslam hukuku içerisinde ancak İslamdan olmayan, yani kâfir olan kişilerle evlenilmez anlayışının bir yansıması. Erkek diğer dinlere mensup kadınlarla evlenebilirken, kadınlar asla bir başka dinden olan erkekle evlenemez. Burada da Aleviliği bir din olarak ortaya çıkartma gibi büyük bir fikri cinayet de işliyorlar. Bazen mezhep olarak bile kabul etmedikleri Aleviliği bu görüşle din olarak kabul etmiş oluyorlar. Oysa Alevilerin böyle bir iddiası yok. Din ile kendini tanımlama ihtiyacını Aleviler hissetmez fakat radikal İslamcı zihniyette kendini konumlandırırken, hem bu hastalıklı görüşlerden hareket edilir hem de kendine bir manevi rol biçilir. Hayrettin Karaman’ın yapmış olduğu budur. Biz son zamanlarda bu tip ötekileştirici, karşısındaki inanç gruplarını lanetleyici ve kamuoyunun büyük nefretini çeken yorumlarla dinci duruşlarla çok fazla karşı karşıya geliyoruz. Bu durum kendileri kabul etmese de genç kuşağın dinden tamamen kopmasına en azından araya büyük mesafeler koymasına neden olmaktadır. Bugün gelinen noktada bu geleneksel din anlayışının artık iflas ettiğini ve dini öldüren faktörün de dinciler olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.”