Gazeteci Akif Beki, Karar gazetesindeki köşesinde “’Çaylar Cumhurbaşkanı’ndan’ mesajı” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Akif Beki yazısında …
Gazeteci Akif Beki, Karar gazetesindeki köşesinde “’Çaylar Cumhurbaşkanı’ndan’ mesajı” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Akif Beki yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın afet bölgelerinde halka çay fırlatmasını ele aldı. Yangınla mücadele eden Marmaris’te çay fırlatılmasının “Sinir bozucu” olduğun söyleyen Beki, Erdoğan’ın bu ısrarının ardında yer alan sebebini değerlendirdi.
Beki, “Belki de cevap, usta romancımız Kemal Tahir’in Osmanlı’ya yakıştırdığı ‘Kerim Devlet’ tanımında. Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkına ikramlarda bulunan ‘Kerim Devlet’i yeniden ihya etmenin gayreti içinde olabilir. Kerim devlet; ikram sahibidir, lütuf ve ihsanda bulunur, kayra dağıtır.” ifadelerini kullandı.
Akif Beki’nin yazısının ilgili bölümü şöyle:
Israr, sevimsizleştiriyor. Otobüsten kalabalığa çay paketi fırlatma görüntüsü, zaten antipatik.
Yangınzedelere fırlatınca uygunsuzluktan sinir de bozucu.
‘İkram var dövmekten beter’ diye kimse uyarmıyor mu?
Bir sırrı, hikmeti olmalı bu ısrarın…
Belki de cevap, usta romancımız Kemal Tahir’in Osmanlı’ya yakıştırdığı ‘Kerim Devlet’ tanımında.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkına ikramlarda bulunan ‘Kerim Devlet’i yeniden ihya etmenin gayreti içinde olabilir.
Kerim devlet; ikram sahibidir, lütuf ve ihsanda bulunur, kayra dağıtır.
Bizde ikramseverlik, otobüs firmalarının ‘Çaylar şirketten’ sloganıyla özdeşti bir ara.
Otobüs üstünde ‘Çaylar Cumhurbaşkanı’ndan’ fotoğrafı, bu duygunun verilmek istenmesiyle ilgili olabilir. Bulabildiğim tek subliminal yanı bu.
İstanbul, Ankara seçim yenilgilerinden sonraydı. Cumhurbaşkanı, AK Parti yöneticilerine ‘Yediriyorsun, içiriyorsun, giydiriyorsun; bakıyorsun yine oyunu sana vermiyor’ diye nankörlükten yakınmıştı.
Bu hayal kırıklığı da vatandaşa ‘Kerim Devlet’ görünme arzusunu yansıtmıyor.
Yani…Erdoğan, vatandaşına bakıyor, çayına kadar ilgileniyor ama bazıları, velinimetlerinin kıymetini bilmiyor.
Fakat bunun nankörlükten başka bir açıklaması yok mu?
Benden duymuş olmasınlar da Rufailerin karışacağı kadar yaman bir çelişki, ‘Kerim Devlet’ mesajını bozuyor sanki.
Çünkü depremde, selde, salgın ve yangında yine afet ayırmadan vatandaşın cömertliğine başvuruyor devletliler.
‘Kerim Devlet’; bir bakıyorsunuz kalkmış ‘Kerim Toplum’a sesleniyor, kayra lütfetmek yerine bu kez IBAN numarası dağıtıyor, vatandaştan yardım topluyor, ikrama çağırıyor.
İYİ Parti lideri Akşener’in ‘Ayasofya’da dilenip Sultanahmet’te sadaka vermek’ diye yerdiği hal.
Fukaranın, sırıtan gösteriş düşkünlüğünü anlatıyor.
Hem kenara ayrılan kötü gün paraları, hizmet için alınan vergiler nereye gitti?
Denilebilir ki…Vergiler, Hans’la George’u kıskandırmaya harcanıyor. Yedi düveli çatlatıp patlatmada kullanılıyor. Ay’a sert iniş hazırlığı için sarf ediliyor. Kısacası, bütçe itibara gidiyor.
Onun için felaketlere hazırlık ve tedbirimiz, yangın uçağı filomuz filan yok. Ve o yüzden yaraları sarmak, Kerim Toplum’un bağışlarına kalıyor.
Fakat Rusya, Ukrayna, Azerbaycan ve İran’dan sonra AB’den de söndürme uçağı istemekle bitiyor gün!
Yunanistan’da, Hırvatistan ve İspanya’da olan uçaklar bizde niye yok? Bu soru, parmak ısırtan süper güçlü ülke iddiasını, ekmek gibi almasın mı askıya!
Uçan ekonomi anlatısı, inandırıcılıkta uçan halı masalı ile yarışıyor. Israra binaen hadi üstüne bir keyif çayı içilirdi de…Tadı fena kaçtı, duyurulur.”