Türkiye, geçen hafta Elazığ’daki Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara’nın Nur cemaatine bağlı bir yurtta …
Türkiye, geçen hafta Elazığ’daki Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara’nın Nur cemaatine bağlı bir yurtta yaşadığı sıkıntıları, gelecek kaygısı ve ailesinin baskıları nedeniyle yaşamını yitirmesini konuşuyor.
Enes Kara’nın yaşamına son vermesinin ardından, Elazığ’da yetkililer sessizliğe gömülüp, hiçbir açıklama yapmazken, Vali Yardımcısı ile Elazığ Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü’nün doğum günü kutlaması yapması ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanları ile 15 Temmuz Derneği Yöneticilerinin Elazığ Valisi Dr. Ömer Toraman ile görüşmesi dikkat çekti.
ELAZIĞ’DA DİKKAT ÇEKEN GÖRÜŞMELER!
11 Ocak’ta Elazığ Valisi Dr. Ömer Toraman, Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne giderek İl Müdürü Abdulsamet Eren ile görüştü. 12 Ocakta ise Cumhurbaşkanı Başdanışmanları Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, Dr. İsrafil Kışla, İhsan Şener Elazığ Valiliği’ne giderek Vali Toraman ile görüştü. Elazığ Valiliği, Enes Kara’nın ölümünün ardından 14 Ocak’ta, olayla ilgili soruşturmanın çok yönlü olarak devam ettiğini açıklamıştı. Bu açıklamadan ardından 15 Temmuz Derneği Başkan Yardımcısı Abdurrahman Tarık Şebik ve Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Ayyıldız Elazığ Valisi Toraman ile görüştü.
Enes Kara’nın ölümünün ardından yapılan bu görüşmelere ilişkin Valilikten henüz resmi açıklama yapılmadı.
“ENES KARA’NIN ACISI DEVAM EDERKEN BÖYLE BİR KUTLAMA YAPMASI DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR”
Enes Kara’nın Nur Cemaati yurdunda yaşamına son vermesine ilişkin olayın araştırılması için yargıya başvuran ve İçişleri Bakanı, Nur Cemaati Yurdu Sorumluları, Elazığ Valisi, Vali Yardımcısı ile Mehmet Kara hakkında suç duyurusunda bulunan Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatlarından Doğan Zafer Çıngı, yaşanan olayları Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Çıngı, “Valiliğin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkililerinin görevleri arasındadır, yapmaları gerekir. Üstelik sadece doğum günlerinde, belli özel günlerde değil, bu ziyaretlerin sürekli yapılması, sevgiye muhtaç çocukların üzerinden ilgilerini hiç esirgememeleri gerekir. Ama üstelik Yurtlardan Sorumlu olan Vali Yardımcısının, kendi sorumluluğunda olması gereken bir yurtta tüm ülkeyi yasa boğan vahim olay ile ilgili bir açıklama, inceleme yapmazken başka hiçbir gün kalmamış gibi Enes Kara’nın acısı devam ederken böyle bir kutlama yapması gerçekten düşündürücüdür. İyi niyetten uzaktır. Böyle bir kutlama ne bizim gelenek göreneklerimize uyar, ne de Ahlak anlayışımıza uyar” diye konuştu.
“BU DURUM ONLARI ÜZMÜYOR, RAHATSIZ ETMİYOR”
Çıngı açıklamasının devamında, “Bir taraftan cemaat evinde ölen henüz daha gencecik olan Enes Kara’nın intiharının –ki bizce cinayeti- sıcaklığı Türkiye gündeminde yer edinmiş, sokaklarda eylemler yapılmış, 7’den 70’e tüm insanlarımız hem Enes’e üzülüp, hem de cemaat yurtlarının ne kadar sağlıksız, denetimden uzak, içinde barınmak zorunda kalan gençlerin ruh sağlıklarının ne kadar bozduğunu tartışırken, Yurtlardan sorumlu Vali Yardımcısı ile Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürünün doğum günü kutlamaya gitmesi aslında bu durumun onları üzmediğini, rahatsız etmediğini gösteriyor” ifadelerine yer verdi.
“SORUŞTURMA BAŞLATMASI GEREKİR”
Çıngı, Vali Yardımcısı Alsancak ile Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Çeçen’in görevlerini yerine getirmediklerini belirtti. Çıngı açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Normal şartlar altında bizlerin ve herkesin düşündüğü ilk şey özellikle Elazığ Valiliği’nin Enes Kara olayından sonra çok hızlı bir şekilde reaksiyon gösterip, başta Enes’in kaldığı cemaat yurdu hakkında hemen akabinde de Elazığ’daki başka cemaat yurtları-evleri hakkında soruşturma başlatması gerekir olduğuydu. Enes Kara’nın yaşadıklarını başka gençlerimiz, çocuklarımız yaşamasın isteniyorsa, yapılaması gereken Valiliğin Soruşturma başlatıp, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunup, bu tür yurtların, evlerin kapanmasını sağlamaktı. Ancak Vali Yardımcısı, Elazığ Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Enes’in ölümüne sebep olan cemaat yurtları-evleri hakkında detaylı araştırma ve soruşturma görevlerini yapmayarak ortada var olan suçun da ortağı olmaktadırlar. Aslında yaşanan bu durum bize Valiliğin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ki doğal olarak bu kişileri atayan AKP İktidarının cemaat yurtlarının-evlerinin varlığından hiçbir rahatsızlık duymadıklarını da göstermiş oluyor.”
Alsancak ile Çeçen’in TCK madde 257’ye göre “Görevi Kötüye Kullanma” suçunu işlediklerini belirten Çıngı, “Çünkü her iki yetkili de görevlerinin gereği olan gerekli inceleme ve soruşturmayı yerine getirmiyorlar” dedi.
“ENES KARA CİNAYETİNİ GİZLEME GÖRÜŞMELERİDİR”
Çıngı, Elazığ Valisi’ne yapılan ziyaretleri, “Bu görüşmeler Enes Kara intiharını–cinayetini- nasıl gizleriz, Enes Kara’nın hayatını kaybettiği cemaat evini nasıl kurtarırız görüşmeleridir” diye değerlendirdi.
“Çünkü ortada gizlenmek istenen bir durum değil de açığa çıkarılmak istenen bir durum olsaydı ne Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarının, ne 15 Temmuz Derneği Başkan Yardımcısı’nın ve Yönetim Kurulu Üyesi’nin ismini duyardık” diyen Çıngı şu soruları sordu:
“Bu kişiler adli bir soruşturma aşamasının herhangi bir kısmında görevliler mi? Hayır değiller. Polis, savcı, adli tıp uzmanı gibi soruşturma aşamasında görevlere sahip kişiler olarak mı oradalar? Çok açık o da değil. Peki, o zaman Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarının, 15 Temmuz Derneği Başkan Yardımcısının ve Yönetim Kurulu Üyesinin ne işi var?”
“AKP İKTİDARININ TEK AMACI CEMAAT EVİNİ VE YÖNETİCİLERİNİ KURTARMAKTADIR”
Çıngı açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Şu anda AKP iktidarının tek amacı cinayetin gerçekleştiği cemaat yurdunu-evini ve Ortaçağcı gerici yapının yöneticilerini kurtarmaktır. Bildiğimiz gibi AKP iktidarı bu tarz Ortaçağcı gerici yapılarla etle tırnak gibi iç içe geçmiş durumdadır. Birçok gencimizi devlet eliyle bu bilim dışı ortaçağcı gerici yurtlara-evlere sürüklüyorlar. Çünkü AKP iktidarı biliyor ki, oralardan yıllar boyuncu oluşturmak istediği kindar ve dindar nesil, sorgulamayan, biat eden, Laiklik Düşmanı gençler çıkacak. Demokrasiyi kendi Ortaçağcı anlayışlarına ulaşmak için bir araç olarak gören AKP iktidarı için, bu yurtlar, bu evler gerekli kurumlar. Buradan yetişecek kadro ile hedeflerine ulaşmayı amaçlıyorlar. Bundan dolayı devletin en üst kademesinden başlayarak yaşanan bu olaya ‘yüksekten müdahale’ gereği duyuyor.”