Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Europe, 2023 seçimlerinin ardından gerçekleşebilecek üç senaryoya ilişkin bir rapor yayımladı. Rapora …
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Europe, 2023 seçimlerinin ardından gerçekleşebilecek üç senaryoya ilişkin bir rapor yayımladı. Rapora ilişkin konuşan Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, “AB, Türkiye’nin kurulmakta olan yeni dünya düzeninde jeopolitik özgürlüğünü kullanmasını ve Rusya ile ilişkilerini geliştirmesini önlemek istiyor” dedi.
Carnegie Europe’ta Marc Pierini ve Francesco Siccardi tarafından 9 Aralık’ta “Türkiye’nin yönünü anlamak: Üç senaryo” başlıklı bir rapor yayımlandı.
SURİYE’DEN IRAK’A HAT
Raporda, 2023’teki seçimlerin ardından, Türkiye’nin Batılı ortaklarının üç teorik senaryo ile karşı karşıya kalacakları belirtilirken, Batılı politikacıların her olasılığa karşı hazırlıklı olması gerektiği kaydedildi. Söz konusu raporu Cumhuriyet’e değerlendiren Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, ABD’nin ikinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurduğu dünya düzeninin artık zayıfladığına dikkat çekti. Eslen, “Çin ve Rusya, yeni ve güçlü aktörler olarak, küresel, jeopolitik düzende Atlantik yapısı karşısında ciddi hamleler yapmakta” dedi.
Türkiye’nin coğrafi konumu bakımından çok önemli bir ülke olduğunun altını çizen Eslen, “Rapordan anlaşıldığına göre Soğuk Savaş döneminin başlamasıyla Atlantik üyesi olma tercihini yapan Türkiye, coğrafi yapısı nedeniyle hem Avrupa hem Avrasya hem de Asya ülkesidir. AB, Türkiye’nin kurulmakta olan yeni dünya düzeninde jeopolitik özgürlüğünü kullanmasını ve Rusya ile ilişkilerini geliştirmesini önlemek istiyor” diye konuştu.
Raporda üç tane senaryonun söz konusu olduğundan bahseden Eslen, olası ihtimalleri şu şekilde sıraladı:
“Birincisi Erdoğan’ın yönetimine devam etmesi ile ilgili. Seçimlerden sonra da bu şartlarda raporu yazanlar Avrupa Birliği’ni (AB)Türkiye’ye karşı ihtiyatlı davranmasını ve çevreleme stratejisini (containment strategy) uygulamasını öneriyorlar. Tabii ‘containment’ adıyla geçen bu çevreleme stratejisi Türkiye’ye karşı düşmanca bir tavrı ortaya koyuyor. Yunanistan’da ABD’nin sahip olduğu üslerle, Yunanistan’ı silahlandırmasıyla, Dedeağaç’ı üs haline getirmesiyle, Ege Denizi’nde Amerikan-Yunan deniz devriyelerinin başlamasıyla, Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı bir Atlantik koalisyonunun oluşmasıyla Türkiye’nin çevrelendiğini biz zaten iddia ediyorduk. Bu raporda kullanılan ‘containiment’ ifadesi de bizim bu tezimizi doğrulamış oluyor. Hatta bu çevreleme hattını Suriye’den Irak’a uzatmak da mümkündür.
BENCİL POLİTİKALAR
İkinci senaryoda ise, Erdoğan’ın yönetiminin sona ermesinden söz ediliyor. Türkiye ve Rusya ilişkilerinin devam edebilmesinden kaygı duyduklarını ifade ediyorlar. Yeni yönetimle diplomatik ilişkilere ağırlık vermesini öneriyorlar.
Üçüncü senaryo ise, belirsizliklerle ilgili senaryolardan ibaret. Bu senaryolar içerisinde, önümüzdeki seçimin ertelenmesinin söz konusu olabileceği ifade ediliyor. Seçimin ertelenmesinin sebebi olarak da Suriye’de Türkiye ve Rusya’nın karşı karşıya gelmesi, Karadeniz’de gerginliğin artması ve Ukrayna savaşı ifade ediliyor. Tabii bu senaryoda dikkate alınması gereken önemli bir tespit. Bu rapor doğrudan doğruya Türkiye’deki yönetim değişimi ile ve mevcut yönetimin kendilerine göre hatalarından bahseden bir rapor. Tabii biz burada AB’nin bencilliğini de görüyoruz. Bu raporda Türkiye-AB ilişkilerinde Avrupa’nın Türkiye’ye karşı uyguladığı bencil politikalardan ve AB’nin yaptığı hatalardan hiç söz edilmemiş.”
“TÜRKİYE VE RUSYA BİLİNÇLİ OLMALI”
Eslen, raporun vermek istediği gizli mesaja dikkat çekerek “Bu şartlarda Atlantik yapısı Türkiye ve Rusya’nın arasını açmak ve hatta çatıştırmak isteyebilir. Hem Türkiye hem de Rusya bunun bilincinde olmalıdır” dedi.