AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yaptığı açıklamada, Osman Kavala çağrısına imza atan 10 ülkenin büyükelçileri için Dışişleri …
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yaptığı açıklamada, Osman Kavala çağrısına imza atan 10 ülkenin büyükelçileri için Dışişleri Bakanlığı’na talimat verdiğini belirterek, “10 Büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini halledeceksiniz’ dedim” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin dış politika açısından içinde bulunduğu bu kaotik dönemde “istenmeyen adam” açıklaması öncelikli bir hamle miydi? Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Emekli Tuğgeneral ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu, Türkiye’nin diplomasi gündeminde yer alması gereken stratejik sorunları anlattı.
3 ÖNEMLİ SORUN: TÜRKİYE’NİN COĞRAFİ BÜTÜNLÜĞÜ SÖZ KONUSU
Dr. Naim Babüroğlu, büyükelçilerin “istenmeyen kişi” ilan edilmesinden önce Türkiye’nin üç büyük stratejik sorunu ve önceliği olduğuna dikkat çekti.
Babüroğlu, Türkiye’nin coğrafi bütünlüğünün söz konusu olduğu stratejik öncelikleri şöyle sıraladı:
TÜRKİYE ÇIKARLARINA ABD VE AB ENGELİ
Türkiye’nin 2 buçuk milyar dolar ödeyerek Rusya’dan S-400 aldığını ve hâlâ konuşlandırmadığını hatırlatan Babüroğlu, son dönemdeki ve geçmiş yıllardaki benzer gelişmeleri anımsattı.
F-35 savaş uçaklarının üretiminde de Türkiye’nin 9 ülke ile birlikte bir aktör olduğunu vurgulayan Babüroğlu, “Türkiye F-35’in parçalarını üretiyordu. Kimi uzmanlara göre 10 milyar kimi uzmanlara göre 14 milyar dolar bir katkı sağlayacaktı Türk ekonomisine ve savunma sanayisine. Türkiye bu katkıdan ABD’nin ortaya koyduğu S-400 engel nedeniyle faydalanamadı” dedi.
Doğu Akdeniz’de Oruç Reis ve diğer gemilerin tartışmalı bölgelerde; çalışmaları olduğunun altını çizen Babüroğlu, “Özellikle uluslararası hukuka uygun olarak arama çalışması yapmamız gereken bir yerdi. Yunanistan’ın girişimiyle Avrupa Birliği’nin yaptırım uygulayacağı gerekçesiyle tartışmalı bölgelerdeki araştırma faaliyetleri durduruldu. Büyükelçilerin gönderilmesinden önce Türkiye bunları yapsaydı dış politikada jeopolitik güç müdahalesinde daha güçlü olduğunu ispatlardı. Şimdi bunların hiçbirini yapmıyoruz ama 10 büyükelçiyi ‘istenmeyen kişi’ ilan ediyoruz…” diye konuştu.
“AÇIKLAMA TEPKİSEL KALACAK”
Babüroğlu, Dışişleri Bakanlığı’nın Erdoğan’ın verdiği talimatı yerine getirmesi durumda yaşanabilecek gelişmeleri şu şekilde sıraladı:
Babüroğlu ek olarak, bu gelişmenin cumhurbaşkanın tepkisel bir açıklaması olarak kalacağını ve herhangi bir adımın atılmayacağını düşündüğünü söyledi.
“YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ” POLİTİKASININ ÖNEMİ
“Tam bağımsız egemen bir ülkede, Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘yurtta barış dünyada barış’ politikasının devamından başka bir şey olamaz” diyen Babüroğlu son olarak şunları kaydetti:
“‘Pasif’ diye adlandırılan o politika, Hatay’ı tek kurşun atmadan diploması ile anavatana katmıştır. İsmet Paşa zamanında Türkiye, 2’inci Dünya savaşına katılmamıştır. Türkiye’nin ekonomik ve politik yönden en güçsüz olduğu bir dönemde tam 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı uygulanmıştır. 25 Temmuz 1975’te ABD Türkiye’ye ambargo uyguladığı için ABD’nin 21 üs ve tesislerini kapatılmıştır. 1996’da Yunanistan Kardak kayalığında fiili durum oluşturmak istenildiği Türk bayrağı dalgalandırılmıştı. Bu dönemde de Türkiye’ye bu adımlar yakışır.”