KKTC Başbakan Yardımcısı Erhan Arıklı’nın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da “Kıbrıs Türk Devleti” demesiyle birlikte isim …
KKTC Başbakan Yardımcısı Erhan Arıklı’nın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da “Kıbrıs Türk Devleti” demesiyle birlikte isim değişikliği konusu tartışılmaya başladı. Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KTC) adları arasında psikolojik açıdan fark olduğuna işaret ederek “KKTC dediğimiz zaman güneyde de bir devletin var olduğunun kabulu şeklinde görülür. KTC, bağımsızlık ve egemenlik yönünde çok daha net bir adımdır” dedi. İsim değişikliği konusunun, “Federasyon tartışmaları bitti, KKTC egemen bir devlet olacak” söylemleri doğrultusunda atılmış yeni bir adım olduğunu söyleyen Özülker, “Anlam yükleme yönüyle baktığımızda KTC, bağımsızlık ve egemenliğin başka bir boyutta ikrar ve yeniden ilan edilmesidir” ifadelerini kullandı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin adını ve anayasasını değiştirmeyi planladıklarını açıklayan ve “Kıbrıs Türk Devleti” adını öneren KKTC Başbakan Yardımcısı Erhan Arıklı’ya, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan destek çıkmış ve “Artık bizim için Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıs diye bir olay kalmamıştır. Kıbrıs Türk Devleti’nin en kısa zamanda geniş bir tanınırlığa sahip olması için her türlü gayreti sergileyeceğiz” demişti.
İsim değişikliği konusu tartışmalarına ilişkin Cumhuriyet’e konuşan emekli büyükelçi Özülker, KKTC adının anayasayla verildiğini, dolayısıyla isim değişikliği için anayasa değişikliği yapılmasına gerektiğine işaret etti.
‘MÜCADELE BAŞLATMAK LAZIM’
Değişikliğin, beraberinde tanınma mücadelesini getirmesi gerektiğini söyleyen Özülker, geçmişte, KKTC’yi tanıyacağını açıklayan bazı ülkelere ABD tarafından baskı yapıldığını ve bu nedenle tanınmanın gerçekleşmediğini vurguladı. Tanınma konusunda hazırlıkların ciddiyetle yapılması gerektiğine işaret eden Özülker Maraş’ın açılması konusunda toplantılar gerçekleştiğini ve hukuki değerlendirmeler yapıldığını belirtti. Özülker. “Tüm bunların bir parçası olarak KTC’ye geçişi de sabırlı ama kararlı bir biçimde adım adım hayata geçirmek için mücadeleyi başlatmak lazım. KTC, bağımsız, egemen ve tek başına varlığını sürdürecek bir birim olarak ortaya çıkar. KKTC veya KTC dediğiniz zaman, kabul gördükten sonra arada sonucu değiştirecek bir sorun yoktur ama psikolojik olarak elbette KTC, bağımsızlık ve egemenlik yönünde çok daha net bir adımdır” dedi.
‘KARARLILIĞI NETLEŞTİREN KONUM’
Devletin adının değiştirilmesi yönündeki açıklamaların, “Federasyon tartışmaları bitti, KKTC egemen bir devlet olacak” söylemleri doğrultusunda atılmış yeni bir adım olarak nitelendirilebileceğini vurgulayan Özülker, Maraş’ın da uzun süredir koz olarak tutulduğunu ancak son birkaç yıldır iade edilmeyeceğinin telaffuz edildiğini ve bir kısmının açıldığını anımsattı. Özülker, “Bugün de yeni adım atıp bir noktaya getirdik. Bunun anlamı farklı bir noktaya taşımaktır. ‘Ben artık bağımsız ve egemen bir Kıbrıs’ın adımını atıyorum’ demektir. KKTC, bağımsız ve egemen devlet ama tanınma konusunda eksiğimiz var. Tanınma olmadan da devlet olabilme vasfını daha zor elde ediyorsunuz. KKTC veya KTC olmuş, çok büyük bir şey değişmez ama anlam yükleme yönüyle baktığımız zaman bu da yeni bir adım ve bağımsızlık ve egemenliğin de başka bir boyutta ikrar ve yeniden ilan edilmesidir. KTC, bir adım ileri giden, kararlılığı ve psikolojik ortamdaki yerinizi netleştiren bir konumdur” diye konuştu.