KPSS’de yüksek puan almasına rağmen mülakat puanları düşük verilerek ataması yapılmayan öğretmenler, tartışılmaya devam ediliyor. Eğitim ve Bilim …
KPSS’de yüksek puan almasına rağmen mülakat puanları düşük verilerek ataması yapılmayan öğretmenler, tartışılmaya devam ediliyor.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), konuyla ilgili olarak “Öğretmen atamaları mülakat ve torpile göre değil, liyakat esasına göre yapılmalıdır!” başlıklı bir açıklama yaptı.
Sendikanın açıklamasında, “Siyasi iktidar, yıllardır kamu istihdamında liyakat yerine, siyasal-ideolojik yakınlık, sadakat ve yandaşlık ilişkilerine göre istihdam uygulamalarını benimsemiş, ülke tarihinde en yoğun siyasal kadrolaşma geçtiğimiz 19 yıl içinde yaşanmıştır” denildi.
“SAYISIZ HAKSIZLIĞA NEDEN OLDUĞU BİLİNMEKTEDİR”
“İlk uygulandığı andan itibaren tartışılan ve çok sayıda mağduriyet yaşanmasına neden olan mülakat sınavı ile sözleşmeli öğretmen alımında yaşanan haksızlıklar ve adaletsizlikler artarak sürmektedir” denilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Geçtiğimiz yıllarda sözleşmeli öğretmenlik mülakat sınavında sorulan sorular üzerinden ortaya atılan iddialar, mülakat uygulamasının siyasi kadrolaşma amacıyla nasıl kullanıldığını açıkça göstermiştir. Geçtiğimiz Kasım ayında 15 bin sözleşmeli öğretmen alımında yapılan mülakat sonuçları açıklandığında yazılı sınavdan yüksek puan almasına rağmen çok sayıda öğretmenin düşük puan verilerek elendiği görülmüştür. Mülakat sonucunda elenenler arasında kendi alanında doktora yapan ve KPSS’de birinci olan bir meslektaşımız da bulunmaktadır.
Mülakat sınavına dayalı tüm uygulamaların ‘siyasal kadrolaşma’nın önünü açarak sayısız haksızlığa neden olduğu bilinmektedir. Sınava girenlerin aldıkları puanlara bakılmaksızın iktidarın dünya görüşüne uygun olanlar başarılı olurken, iktidarın dünya görüşüne yakın olmayanların taraflı ve kasıtlı değerlendirmeler sonucunda elendiği bilinmektedir.
Sözlü sınavların/mülakatların nesnel olmadığı açıktır. Bu sınavların sonucunu belirleyen, sınavı yapanların siyasal ideolojik tutumları ve buna bağlı olarak oluşan öznel yargılarıdır. İçerik bakımından yargısal denetimi olanaksız kılan mülakat uygulaması torpile, siyasal kayırmacılığa en elverişli sınav biçimi olduğu için iktidar ve MEB tarafından benimsenmektedir.”
MEB’E TEPKİ: EN GÜVENİLMEZ BAKANLIK HALİNE GELMESİNİ SAĞLAMIŞTIR
Açıklamada “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 19 yılda ortaya koyduğu pratik, MEB’in hemen her konuda olduğu gibi, öğretmen atamaları ve mülakat konularında da en güvenilmez bakanlık haline gelmesini sağlamıştır. Eğitim sisteminde yapılmak istenen değişiklikler başta olmak üzere, yapılan her atama ve sınavın şaibeli olduğu yönünde kamuoyunda geniş bir yargı oluşmuştur. Geçtiğimiz ay yapılan mülakatlarda yüksek puan almasına rağmen düşük sözlü not verilerek elenenlerin durumu bu düşünceyi pekiştirmektedir” denildi.
“DOĞRUDAN SİYASAL TORPİLİ ÇAĞRIŞTIRAN BÜTÜN UYGULAMALARDAN VAZGEÇİLMELİ”
Ölçme ve değerlendirme üzerine yapılan bilimsel çalışmalarda, ‘değerlendirmenin nesnelliği’ ile ‘puanlama güvenirliliği’nin birlikte ele alındığı ve bir sınavın güvenirliliğinin öncelikle, yanıtların değerlendirilmesindeki nesnelliğe bağlı olduğu belirtilen açıklama şu ifadelerle tamamlandı:
“Nesnellik, sorulara verilen yanıtlara göre değerlendirme yapmak demektir. MEB, öğretmen atamalarından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine kadar her alanda doğrudan ‘siyasal torpil’ uygulamasını çağrıştıran mülakat gibi taraflı yöntemler değil; liyakatin temel alındığı, objektif, bilimsel ölçütlere dayanan ve kimsenin kafasında soru işareti oluşturmayacak yöntemler belirlemelidir.
Kamu personelinin işe girme ve görevde yükselmelerinde tamamen taraflı bir uygulama olan ve doğrudan siyasal torpili çağrıştıran bütün uygulamalardan vazgeçilmeli, öğretmen ya da kamu görevlisi olma koşullarını taşıyan herkes cinsiyet, inanç farklılığı, etnik kimlik ya da siyasi görüş ayrımı yapılmadan kamuda istihdam edilmelidir.”