İdil Biret, Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk çağdaş sanatçılarından, ilk örneklerinden biri. Yurtdışında öğrenim görebilmesi için adına özel kanun …
İdil Biret, Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk çağdaş sanatçılarından, ilk örneklerinden biri. Yurtdışında öğrenim görebilmesi için adına özel kanun çıkarılan, kendinden sonra gelenlere örnek olan, ama bu olanakları da sonuna kadar hak ederek kullanıp bütün dünyanın tanıdığı, önünde saygıyla eğildiği bir isim haline gelen sanatçı. Üstün yeteneklere sahip bir çocuk olduğu ilk ortaya çıktığında önce inanılamamış, sonra şaşkınlık yaratmış. İsmet İnönü’nün dikkatini çekince imkânlar yaratılmaya çalışılmış. Çok küçük yaşta eğitim için gönderildiği Paris’te en önemli isimler kendisini geri çevirememiş. Bu yüzden, konserleri “11 yaşındaki büyük Türk piyanist” diye duyurulmuş. 1960 yılında Soyvetler Birliği’nde konser vermiş. Ve İdil Biret 80 yaşına bastığı bu günlerde hâlâ kendi ülkesinde, müzikle iç içe yaşıyor. Ve en güzeli, halka mal olmuş, müzikseverlerin “Bizim İdil Biretimiz” dediği bir sanatçı…
BELGESEL VE SÖYLEŞİ…
İdil Biret’in 80. yaş günü Kadıköy Belediyesi ev sahipliğinde Süreyya Operası’nda güçlü bir programla kutlandı. Neredeyse tüm güne yayılan etkinliklerde ilk olarak 2015 yapımı “İdil Biret: Bir Harika Çocuğun Portresi” belgeseli izlendi. Ardından müzisyen Aydın Büke’nin moderatörlüğünde müzikolog Filiz Ali, Erhan Karaesmen ve Biret’in eşi Şefik Büyükyüksel, sanatçıyı anlattı. Sonrasında, gazetemiz yazarı Zeynep Oral’ın “İdil Biret, Türkiye için ne ifade eder” başlıklı konuşması yer aldı. Ardından Biret’in öğrencilerinden Avusturyalı piyanist Ingolf Wunder’in piyano resitali gerçekleşti. Gecenin sonunda Rusya İstanbul Başkonsolosu Andrey Buravov, hem Biret’in Rusya’da ne kadar çok sevildiğini anlattı hem de eski Rus Kültür Bakanı, şu anki Çaykovski Konservatuvarı Başkanı’nın mesajlarını iletti ve İdil Biret’e Rusya’dan bir şeref madalyası sunuldu. Resitali, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı da izledi.
“HER YERİ YUVA YAPARDI”
İdil Biret’in yaşamını anlatan belgeselde de sonraki söyleşilerde de İdil Biret’in sanatçılığının yanı sıra özel yaşantısındaki sadelik, sakinlik, sabır, kedi sevgisi (ki evinin her yerindeki kedi resmi ve bibloları görülmeye değer), yüzme sevgisi (Erhan Karaesmen “İdil’i iki yerde durduramazsınız; biri piyanonun başında, diğeri de suda, yüzerken”; Zeynep Oral da “Yüzerken aklından piyano çalar” diyordu), öğrencilerinin üzerindeki etkisi ve yaşamayı seviyor oluşu anlatıldı. Biret’i çocukluğundan bu yana tanıyan Filiz Ali, “Bulunduğu her yeri yuvaya çevirirdi” diye konuştu, müthiş bir repertuvara sahip olduğundan bahsetti ve “Cumhuriyetin bu yetenekleri bulup çıkartması mucizedir” dedi. Şefik Büyükyüksel, dört gecede Beethoven’ın 4 büyük senfonisini nasıl kaydettiğini anlattı, disiplinine vurgu yaptı.
“TANIŞTIĞIMDA 15 YAŞINDAYDIM”
Söyleşi sonrası Ingolf Wunder, İdil Biret onuruna Liszt ve Chopin’in eserlerini icra etti. Resital sonrası Biret için bir de konuşma yapan Wunder, şunları söyledi: “İdil Biret için ilk kez piyano çaldığımda yaklaşık olarak 15 yaşındaydım. Ona özel olarak çalmak bir yana, onun gibi bir kişiyi bire bir tanıma olanağına sahip olmak benim için akla durgunluk veren bir şeydi… Kuşkusuz ki heyecanlıydım, fakat belli bir süre sonra onun hayal edilebilecek en kibar insan olduğunu fark edince heyecanım yatıştı… Söyledikleri, açıkça herhangi bir üniversitede edinebileceğimden çok daha fazlasıyla müzikal gelişimimi sağlamıştır… Sevgili İdil ve eşi sevgili Şefik; dostluğunuz, müziğiniz ve nezaketiniz için size çok teşekkür ederim!”
“DENİZ FENERİ GİBİDİR”
Resital öncesi ise gazetemiz yazarı Zeynep Oral’ın yaptığı konuşma uzun uzun alkışlandı. Oral, Biret’in ne kadar büyük sanatçı ve insan olduğunu bir gazeteci-yazar olarak değil, onun bir dostu olarak anlattı. “Üzerine titrenen, altın kafeslerde, fildişi kulelerde tutulan bir değer değil İdil Biret” diyordu Zeynep Oral. Evet, büyük salonlarda, hatta saraylarda konserler vermişti. Ancak Şırnak’ta sahnesi olmayan bir salonda da resital sunmuştu; Bursa’da akordu olmayan bir piyanoyla da harikalar yaratmıştı.
Oral’ın anlatısından da ortaya, başlığa çıkardığımız o sözler ortaya çıktı. Yıllar önce trafikte Chopin dinlerken yanında duran araçtan seslenen bir kadının “Chopin mi, İdil Biret’ten mi” diye sorduğunu söyleyen Oral, şaşırdığını ve bir tanıdığı ya da akrabası olup olmadığını sorduğunu dile getirdi. Kadının yanıtı ise çarpıcıydı: “Hayır, sadece sahnede gördüm. İdil Biret’i tanımayan mı var, o bizim İdil Biretimiz…”