Enflasyonun gerçek bir tehlike olduğunu belirten dünyaca ünlü ekonomist Branko Milanovic, gıda fiyatları dünya çapında yükseldiği için, alt gelir …
Enflasyonun gerçek bir tehlike olduğunu belirten dünyaca ünlü ekonomist Branko Milanovic, gıda fiyatları dünya çapında yükseldiği için, alt gelir grubunda yer alan insanların tükettiği malları içeren sepetin ortalama enflasyondan daha da fazla artacağını söyledi.
Küresel ekonomideki gelişmeleri Dünya gazetesinden Elif Karaca’ya değerlendiren Milanovic, “İnsanlar işlerini kaybeder, ücretleri düşer ve gıda fiyatları da artmaya devam ederse eşitsizlikte bir patlama durumu söz konusu olabilir” dedi.
Gelir dağılımı alanındaki çalışmalarıyla öne çıkan Milanovic, Türkiye’de gelir eşitsizliğinin diğer OECD ülkelerine nispeten yüksek olduğunu, OECD ortalama değeri 0,35 olan Gini katsayısının Türkiye için yaklaşık 0,42 seviyesinde bulunduğunu hatırlattı.
Milanovic ile yapılan soru-cevap şöyle:
– Türkiye uzun süredir yüksek enflasyonla mücadele ediyor. Bazı ekonomistler bunun gelir dağılımını daha da bozacağını söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Korkarım bu gerçek bir tehlike. enflasyon ortalama bir rakamdır, ancak özellikle gıda fiyatları dünya çapında yükseldiği için, alt gelir grubunda yer alan insanların tükettiği mallardan oluşan sepet ortalama enflasyondan daha da fazla artacaktır. enflasyonun, Türkiye’nin gelir dağılımındaki alt kesim için işleri daha da karmaşık hale getireceğini düşünüyorum. Türkiye dahil bazı ülkelerdeki hükümetlerin bunu gerçekten ciddiye alması gerekiyor. İnsanlar işlerini kaybederlerse ya da gelirleri düşer ve gıda fiyatlarında artış sürerse eşit- “Enflasyon ciddiye alınmalı, eşitsizlikte patlama yaratabilir” sizlikte bir patlama durumu söz konusu olabilir.
– Türkiye’de koronavirüs döneminde gelir eşitsizliklerinde büyük artış olduğuna dair bir görüş var, dünyada da benzer bir eğilim var mı?
Buna genel bir cevap vermek kolay değil ama COVID-19 döneminde eşitsizliklerinin arttığı açık. Orta ve üst gelir grubundaki pek çok kişi evden çalışıp herhangi bir gelir kaybı yaşamazken, hizmet sektöründe çalışanlar ve serbest meslek sahipleri daha fazla etkilendi. Batı Avrupa ve ABD’de, çoğunlukla orta sınıfa ve işçilere yönelik olarak tarihin en büyük hükümet gelir desteği programları uygulandı. Bu sayede ABD, Almanya ve İtalya gibi bazı ülkelerde pandemi sırasında gelir eşitsizliği fiilen azaldı. Ancak, Türkiye de dahil olmak üzere, hükümetlerin bu kadar büyük gelir desteği sağlamadığı ya da sağlayamadığı ülkelerde, henüz bunu gösteren veriler bulunmasa da gelir ve servet eşitsizliğinin artmış olabileceğini düşünüyorum.
– Koronavirüs sonrası dönemde uzaktan çalışmanın yaygınlaşacağı düşünülüyor. Ayrıca istihdamda artan bir otomasyon beklentisi var. Bunların pandemi sonrası gelir dağılımına etkileri ne olacak?
Uzaktan çalışmanın pek çok şeyi değiştireceğini düşünüyorum, özellikle de Batı Avrupa ve ABD’deki yüksek ücretli işçilerle rekabet edebilecek daha orta gelirli ülkelerde yaşayan insanlar için. Bunun Batı’da işlerin giderek daha fazla dış kaynak kullanımına yol açacağını ve zengin ülkelerdeki orta sınıfl arı daha da olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum. Otomasyona gelince; geçmişteki teknolojik değişim dönemlerinde de olduğu gibi, emek piyasası bundan etkilenecek. Bazı ekonomistler toplam çalışan sayısının azalmayabileceğini ve hatta yeni teknolojilerle yeni mal ve ihtiyaçlar oluştukça artabileceğini söylese de işlerini kaybedenler olacak. Otomasyonun artması toplam üretkenlik için iyi haber, ancak işini kaybedecek olan çalışanlar için kötü bir haber.
2000’LERDEKİ GÜÇLÜ BÜYÜME DAHA İYİ DEĞERLENDİRİLEBİLİRDİ
– Diğer gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’deki gelir eşitsizliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de gelir eşitsizliğinin diğer OECD ülkelerine kıyasla yüksek olduğu söylenebilir. OECD ortalama değeri 0,35 olan Gini katsayısı Türkiye için yaklaşık 0,42 seviyesinde. Başka bir deyişle eşitsizliğin boyutu ABD ile yakın ancak Avrupa ülkelerinden daha fazla. Resmi verilere göre, Türkiye’deki gelir eşitsizliği 2007’deki küresel finans krizine kadar yükselişteydi, ancak daha sonra muhtemelen en üst gelir grubunda yer alanların finansal krizden olumsuz etkilenmesi nedeniyle azaldı. On yıldır sistematik olarak yıldan yıla artma eğiliminde olan eşitsizliğin son iki yılda daha da artmış olması muhtemel. Dünyadaki eşitsizliğe bakıldığında ise, Türkiye’nin sorunlarının Latin Amerika’daki kadar ağır olduğu söylenemez ama Türkiye’nin 21. yüzyılın ilk 10 yılındaki güçlü büyümesi ile gelir eşitsizliğinin azaltılması adına çok daha fazlası yapılabilirdi.