30 Nisan 2025 Çarşamba

Türkiye'de Şok İşsizlik Rakamları! Buzdağının Altında Ne Var?

Türkiye ekonomisi ve istihdam piyasası hakkında çarpıcı bir analiz Dünya Gazetesi yazarı Naki Bakır'dan geldi. TÜİK'in açıkladığı dar tanımlı işsizlik verilerine göre işsizlik oranları düşüş gösterse de, gerçek tablo çok daha farklı. İş bulma umudunu yitiren ve iş aramayan vatandaşlar da hesaba katıldığında, Türkiye'deki gerçek işsizlik oranının çok daha yüksek olduğu ortaya çıkıyor. Peki, bu durumun ardında yatan sebepler neler? İşte detaylar...

Geniş Tanımlı İşsizlik: Gerçek Rakamlar Ne Söylüyor?

TÜİK'in Mart 2025 verilerine göre, dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 7,9 seviyesine gerileyerek 2,8 milyon kişi olarak kaydedildi. Ancak Naki Bakır'ın analizine göre, geniş tanımlı işsizlik verileri dikkate alındığında durum tamamen değişiyor. İş bulma umudunu kaybeden ve bu nedenle iş aramayan kişilerin de dahil edildiği geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 28,8'e yükseliyor. Bu da toplam işsiz sayısının 11,7 milyona ulaştığı anlamına geliyor.

Bu durum, TÜİK'in açıkladığı resmi verilerin, işsizliğin gerçek boyutunu yansıtmadığına işaret ediyor. İşsizlik sorunuyla mücadelede doğru politikalar geliştirmek için, geniş tanımlı işsizlik verilerinin de dikkate alınması gerekiyor.

Naki Bakır'dan Çarpıcı Değerlendirmeler

Dünya Gazetesi yazarı Naki Bakır, işsizlik verileriyle ilgili yaptığı değerlendirmede şu noktalara dikkat çekti:

  • TÜİK'in dar tanımlı işsizlik verileri, işsizliğin gerçek boyutunu gizliyor.
  • Geniş tanımlı işsizlik oranı, Türkiye'deki işsizlik sorununun vahametini ortaya koyuyor.
  • İşsizlik sorunuyla mücadelede, sadece resmi verilere değil, geniş tanımlı işsizlik verilerine de odaklanılmalı.
  • Ekonomi politikaları, işsizliği azaltmaya yönelik daha kapsamlı ve etkili çözümler üretmeli.

Bakır'ın analizleri, Türkiye'deki işsizlik sorununun sadece rakamlardan ibaret olmadığını, aynı zamanda sosyal ve ekonomik sonuçları da beraberinde getirdiğini gösteriyor.

Türkiye İşsizlikle Nasıl Başa Çıkacak?

Türkiye'nin işsizlikle başa çıkabilmesi için, öncelikle doğru teşhisler koyması ve gerçekçi politikalar geliştirmesi gerekiyor. Bu bağlamda, aşağıdaki adımlar önem taşıyor:

  • Geniş tanımlı işsizlik verilerinin düzenli olarak takip edilmesi ve analiz edilmesi.
  • İşsizlik sorununa yönelik daha kapsamlı araştırmalar yapılması.
  • Eğitim sisteminin, iş piyasasının ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi.
  • Girişimciliği teşvik eden ve yeni iş imkanları yaratan politikaların desteklenmesi.
  • İşsizlere yönelik mesleki eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin artırılması.

Bu adımların atılması, Türkiye'nin işsizlik sorununu çözme yolunda önemli bir adım olacaktır.

Sonuç olarak, Türkiye'deki işsizlik sorunu, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda sosyal bir sorundur. Bu sorunun çözümü için, tüm paydaşların işbirliği yapması ve ortak bir vizyon etrafında birleşmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, işsizlik sorunu Türkiye'nin geleceğini tehdit etmeye devam edecektir.

İlgili Haberler