Financial Times'ın (FT) dikkat çeken bir analizine göre, Türk ordusunun gücü ve kayıp verme konusundaki çekincesiz tavrı, Avrupa'da yankı uyandırıyor. Avrupa'nın güvenlik endişeleri artarken, bazı çevreler Türk ordusunun potansiyel katkılarını değerlendirmeye başlıyor. Ancak bu durum, Türkiye'deki otoriterleşme eğilimleri konusundaki endişeleri de beraberinde getiriyor. Peki, Avrupa'nın Türk ordusuna ihtiyacı, bu endişelerin önüne geçebilir mi?

Avrupa'nın Güvenlik Açmazı ve Türkiye Faktörü

Avrupa, son yıllarda artan güvenlik tehditleriyle karşı karşıya. Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırıları, terör örgütlerinin faaliyetleri ve siber saldırılar, Avrupa'nın güvenlik mimarisini derinden sarsıyor. Bu durum, Avrupa ülkelerini savunma harcamalarını artırmaya ve askeri iş birliğini güçlendirmeye yöneltiyor. İşte tam bu noktada, Türkiye'nin NATO'daki rolü ve askeri kapasitesi ön plana çıkıyor.

Türkiye, NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahip ve bölgesinde önemli bir askeri güç. Özellikle terörle mücadeledeki deneyimi ve sınır ötesi operasyonlardaki başarısı, Avrupa ülkelerinin dikkatini çekiyor. Ancak, Türkiye'deki siyasi gelişmeler ve otoriterleşme eğilimleri, Avrupa'da endişe yaratıyor. Birçok Avrupa ülkesi, Türkiye'nin insan hakları sicili, basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü konularındaki karnesini eleştiriyor.

Avrupa'nın Türk ordusuna olan ihtiyacı ile Türkiye'deki otoriterleşme endişeleri arasındaki denge, zorlu bir denklem oluşturuyor. Bazı uzmanlar, Avrupa'nın güvenlik çıkarlarının, bu endişelerin önüne geçebileceğini savunuyor. Ancak, bu durumun Avrupa'nın değerlerine ve prensiplerine aykırı olabileceği de belirtiliyor.

Türk Ordusunun Gücü ve Avrupa'nın Beklentileri

Türk ordusunun sahip olduğu bazı önemli özellikler, Avrupa'nın dikkatini çekiyor:

• Bölgesel Deneyim: Türk ordusu, Suriye, Irak ve Libya gibi bölgelerde aktif olarak görev yapmış ve önemli deneyimler kazanmıştır.
• Teknolojik Altyapı: Türkiye, son yıllarda savunma sanayisine önemli yatırımlar yapmış ve modern teknolojiye sahip askeri teçhizatlar üretmektedir.
• Personel Sayısı: Türk ordusu, NATO'nun en büyük ikinci ordusu olma özelliğiyle önemli bir insan gücüne sahiptir.

Avrupa'nın Türk ordusundan beklentileri ise şu şekilde özetlenebilir:

• Terörle Mücadele Desteği: Avrupa, terör örgütleriyle mücadelede Türkiye'nin deneyimlerinden faydalanmak istemektedir.
• Sınır Güvenliği: Türkiye'nin sınır güvenliği konusundaki tecrübesi, Avrupa'nın dış sınırlarının korunmasına katkı sağlayabilir.
• Bölgesel İstikrar: Türkiye'nin bölgesel istikrara katkı sağlaması, Avrupa'nın güvenlik çıkarları açısından önemlidir.

Otoriterlik Endişeleri ve Gelecek Senaryoları

Türkiye'deki otoriterleşme eğilimleri, Avrupa'nın Türk ordusuyla iş birliği yapma konusunda çekinceler yaşamasına neden oluyor. Özellikle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yetkilerinin artırılması, yargı bağımsızlığının zayıflaması ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması, Avrupa'da eleştirilere yol açıyor.

Bu durum, gelecekte farklı senaryoların ortaya çıkmasına neden olabilir:

• İş Birliği Devam Eder: Avrupa, güvenlik çıkarlarını ön planda tutarak Türkiye ile askeri iş birliğini sürdürebilir.
• Şartlı İş Birliği: Avrupa, Türkiye'nin insan hakları ve demokrasi konusundaki performansına bağlı olarak iş birliğini şekillendirebilir.
• İş Birliği Sınırlanır: Avrupa, Türkiye'deki otoriterleşme eğilimleri nedeniyle iş birliğini sınırlayabilir veya askıya alabilir.

Financial Times'ın analizinde de belirtildiği gibi, Avrupa'nın Türk ordusuna olan ihtiyacı ile Türkiye'deki otoriterleşme endişeleri arasındaki denge, önümüzdeki dönemde Avrupa-Türkiye ilişkilerinin seyrini belirleyecek önemli bir faktör olacak. Bu dengeyi kurmak, her iki taraf için de zorlu bir süreç olacak gibi görünüyor.