İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, ABD ile devam eden dolaylı müzakerelerde önemli açıklamalarda bulundu. Nükleer programa ilişkin endişelerin giderilmesi için güven inşa etmeye hazır olduklarını belirten Erakçi, uranyum zenginleştirme hakkının müzakereye açık olmadığını vurguladı. Bu açıklama, iki ülke arasındaki gerilimi tırmandırırken, müzakerelerin geleceği hakkında soru işaretleri yarattı.
İran'ın Açıklamaları ve Müzakere Süreci
Erakçi, Tahran'da düzenlenen kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "Baskı altında hiçbir şey elde edilemez ve müzakereler ancak karşılıklı saygıyla ilerleyebilir" dedi. Washington yönetiminden gelen farklı açıklamalara da değinen Erakçi, muhtemel endişelere yanıt olarak güven inşa etmeye hazır olduklarını ancak zenginleştirme ilkesinin müzakereye açık olmadığını yineledi. Ayrıca, cuma günü Rusya'ya yapacağı ziyarette İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'in mektubunu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e ileteceğini de belirtti.
İran ile ABD arasındaki müzakere süreci, ABD'nin 2018'de nükleer anlaşmadan çekilmesiyle sekteye uğramıştı. Donald Trump yönetimi, İran'a doğrudan nükleer müzakere çağrısında bulunmuş ve bu çağrıyı içeren bir mektubu Ayetullah Ali Hamaney'e göndermişti. Mektuba İran, Umman üzerinden yanıt vermişti. Taraflar, Umman'da 12 Nisan'da dolaylı görüşmeler yapmış ve bu görüşmelerin "olumlu ve yapıcı" geçtiği açıklanmıştı. İkinci tur müzakerelerin ise yeniden Umman'da yapılması kararlaştırılmıştı.
Uranyum Zenginleştirme Hakkı ve ABD'nin Tutumu
ABD Temsilcisi Steve Witkoff, Fox News'e yaptığı açıklamada, İran'ın önceki nükleer anlaşmadaki 3,67 oranında uranyum zenginleştirmesini kabul ettiklerini belirtmişti. Ancak daha sonraki açıklamasında, İran'ın uranyum zenginleştirmesini durdurması gerektiğini söyleyerek çelişkili bir tutum sergilemişti. Bu durum, müzakerelerin seyrini belirsizliğe sürüklerken, İran'ın kararlı duruşu dikkat çekiyor.
Nükleer Anlaşmanın Önemi ve Bölgesel Etkileri
Nükleer anlaşma, İran'ın nükleer programını kontrol altına almayı ve bölgedeki istikrarı sağlamayı amaçlıyordu. Anlaşmanın yeniden canlandırılması, Orta Doğu'daki gerginliklerin azaltılmasına ve uluslararası güvenliğin sağlanmasına katkıda bulunabilir. Ancak, taraflar arasındaki görüş ayrılıkları ve karşılıklı güvensizlik, sürecin önünde önemli engeller oluşturuyor.
- Nükleer Anlaşmanın Temel Hedefleri:
- İran'ın nükleer silah geliştirmesini engellemek
- Bölgesel istikrarı sağlamak
- Uluslararası güvenliği artırmak
- Müzakere Sürecindeki Zorluklar:
- Taraflar arasındaki güvensizlik
- Görüş ayrılıkları
- ABD'nin tutarsız politikaları
İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını kırmızı çizgi olarak belirlemesi ve ABD'nin müzakere sürecindeki tutumu, nükleer anlaşmanın geleceği hakkında belirsizlik yaratıyor. Müzakerelerin başarılı bir şekilde sonuçlanması, bölgedeki istikrarın sağlanması ve uluslararası güvenliğin korunması açısından büyük önem taşıyor.