Gazze'de yaşanan insani kriz her geçen gün derinleşirken, İsrail'in gıda yardımlarını askeri hedefleri doğrultusunda kullandığına dair iddialar gündeme bomba gibi düştü. ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) faaliyetleri, bu iddiaları daha da güçlendiriyor. Vakfın, yardım dağıtım merkezlerini yalnızca İsrail'in Gazzelileri tahliye etmek istediği güney bölgelerinde kurması, Filistinliler arasında büyük bir tedirginliğe yol açtı. Peki, Gazze'de yaşananlar gerçekten bir yardım faaliyeti mi, yoksa bir sürgün planının parçası mı?

Yardım Eli mi, Sürgün Tuzağı mı?

İsrail ordusunun, savaşın başından bu yana Gazze'ye yönelik insani yardımları bir silah olarak kullandığı biliniyor. Son olarak GHF aracılığıyla devralınan gıda yardım destek ağının, doğrudan askeri stratejinin bir parçası haline getirilmesi, Gazze'deki durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Vakfın dün bölgede gıda dağıtımına başladığını duyurmasıyla birlikte, yardım merkezlerinin yalnızca güneyde kurulmuş olması, İsrail'in Gazze'deki ablukayı sıklaştırma ve işgali genişletme hedefiyle insani yardım tedarikini iç içe geçirdiğine dair şüpheleri artırıyor.

Bu durum, akıllara şu soruları getiriyor:

• İsrail, Gazzelileri güneye göçe zorlayarak Gazze'nin kuzeyini tamamen boşaltmayı mı hedefliyor?
• ABD destekli vakıf, bu planın bir parçası mı?
• Gazze'deki Filistinlilerin geleceği ne olacak?

Gazze'de Yaşanan İnsani Kriz

Gazze'de yaşanan insani kriz, savaşın etkisiyle her geçen gün daha da derinleşiyor. Temel ihtiyaç maddelerine erişim giderek zorlaşırken, sağlık hizmetleri de çökmüş durumda. Uluslararası kuruluşlar, Gazze'deki durumun vahametine dikkat çekerek acil yardım çağrısında bulunuyor. Ancak, yardımların dağıtımı ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması konusunda yaşanan sorunlar, insani krizin daha da büyümesine neden oluyor.

Uluslararası Toplum Ne Yapmalı?

Gazze'de yaşanan insanlık dramına sessiz kalmamak gerekiyor. Uluslararası toplumun, İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukasını kaldırması ve insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılmasını sağlaması büyük önem taşıyor. Ayrıca, Gazze'deki Filistinlilerin haklarını korumak ve onlara yaşanabilir bir gelecek sunmak için diplomatik çabaların artırılması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, Gazze'de yaşananlar sadece bir insani kriz değil, aynı zamanda bir insanlık sınavıdır.

Gazze'de yaşanan bu gelişmeler, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırabilir ve yeni çatışmalara zemin hazırlayabilir. Uluslararası toplumun, bu tehlikeli gidişata dur demek için acil adımlar atması gerekmektedir. Aksi takdirde, Gazze'de yaşanan insanlık dramı daha da derinleşebilir ve bölgedeki barış umutları tamamen suya düşebilir.