Almanya, Rusya’nın artan saldırganlığına karşı tarihi bir adım atarak savunma ve altyapı yatırımları için anayasada değişikliğe gitti. Alman parlamentosu, borç freni olarak bilinen mali kuralı gevşeterek, devletin savunma ve altyapı alanlarında sınırsız borçlanmasının önünü açtı. Bu karar, ülkenin geleceğini şekillendirecek önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Alman Parlamentosundan Tarihi Karar

Alman parlamentosu, 23 Şubat’ta yapılan oylamada, savunma ve altyapı yatırımları için 500 milyar Euro hacminde bir özel varlık fonu oluşturulmasına onay verdi. Bu karar, Hıristiyan Demokrat Parti (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında varılan uzlaşmanın yanı sıra Yeşiller’in de son anda desteğiyle kabul edildi. Anayasada yapılan değişiklik, Alman ordusunun savunma sistemleri, sivil koruma, gizli haber alma teşkilatları ve siber güvenlik alanlarında sınırsız borçlanmasına imkan tanıyor.

Rusya’nın Saldırganlığı Kararın Temel Nedeni

CDU lideri Friedrich Merz, bu kararın temel motivasyonunun Rusya’nın Avrupa’ya yönelik saldırgan politikaları olduğunu belirtti. Merz, Almanya’nın her gün Rusya kaynaklı sabotaj, casusluk ve dezenformasyon kampanyalarıyla karşı karşıya kaldığını vurguladı. Özellikle kritik altyapılara yönelik saldırılar ve kundaklama eylemleri, ülkenin savunma ve güvenlik önlemlerini artırma ihtiyacını ortaya koydu.

• Almanya, savunma ve altyapı için 500 milyar Euro’luk fon oluşturdu.
• Anayasada yapılan değişiklikle borç freni gevşetildi.
• Rusya’nın saldırgan politikaları kararın temel nedeni olarak gösterildi.

Federal Anayasa Mahkemesi’nin, sağ popülist AfD ve Sol Parti’nin itirazlarını reddetmesiyle, anayasa değişikliği için gereken üçte iki çoğunluk sağlandı. Cuma günü Eyaletler Meclisi’nde yapılacak oylamada da benzer bir sonuç bekleniyor. Bu adım, Almanya’nın hem iç hem de dış tehditlere karşı daha güçlü bir savunma mekanizması oluşturma hedefini ortaya koyuyor.

Almanya’nın bu tarihi kararı, Avrupa’nın güvenlik ve savunma politikalarında yeni bir dönemi başlatabilir. Rusya’nın saldırgan tutumuna karşı alınan bu önlemler, hem Almanya’nın hem de Avrupa Birliği’nin geleceğini şekillendirecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.