Doğalgaz fiyatlarının arttığı kış ayları sürerken, Türkiye’nin Rusya ve Azerbaycan’la imzaladığı uzun vadeli anlaşmaların da süresi doldu …
Doğalgaz fiyatlarının arttığı kış ayları sürerken, Türkiye’nin Rusya ve Azerbaycan’la imzaladığı uzun vadeli anlaşmaların da süresi doldu. Azerbaycan’la yeni bir anlaşma imzalandı ancak Rusya’yla henüz uzlaşma sağlanamadı. Bu da bazı doğalgaz çevrim santrallerinin durdurulmasına yol açtı.
Türkiye, doğalgaz ihtiyacının tamamına yakınını ithalatla sağlıyor.
İthal edilen doğalgaz, öncelikle iletim hatlarıyla Türkiye’nin dört bir yanındaki konutlara ve işyerlerine ısıtma amaçlı iletiliyor. Bir diğer kullanım alanı da, doğalgaz çevrim santralleri. Bu santrallerde elektriğe çevrilen doğalgaz, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının üçte birini karşılamak için kullanılıyor.
Devlete bağlı Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) bünyesinde altı adet doğalgaz çevrim santrali bulunuyor. İstanbul, Tekirdağ, Bursa ve Lüleburgaz’daki bu santrallerin önemli bir bölümünde elektrik üretimi, Rusya’dan gelen doğalgazla sağlanıyor.
Bunun yanı sıra özel sektör de bu doğalgazı satın alıyor.
2020’de hidroelektrik santraller, elektrik üretiminde birinci sıradaydı ancak 2021’de barajlardaki doluluğun ciddi oranda düşmesi, doğalgaz çevrim santrallerine olan ihtiyacı artırdı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın son verilerine göre Kasım 2021’de Türkiye’de elektrik tüketimi 26 milyar 535 milyon 249 bin kilowatt saat oldu.
Bu üretimin yüzde 11,65’i hidroelektrik santrallerinden, yüzde 32,37’si doğalgaz santrallerinden, yüzde 16,35’i ise yerli kömür santrallerinden sağlandı.
Ancak Aralık ayında Rusya’yla yapılan bir anlaşmanın süresinin dolması ve buradan gelen doğalgazın kesilmesi sonucu bazı doğalgaz santrallerinde elektrik üretimi kısıtlandı. Bazılarında fuel oil’le elektrik üretimine geçmesi için çalışma başlatıldı. Geçiş sağlansa bile bu santrallerde üretim kısıtlanıyor.
Evlere verilen doğalgazda kesinti beklenmese de, santrallerde yaşanan sıkıntının elektrik kesintilerine yol açmasından endişe ediliyor.
Türkiye 2020 yılında 48,1 milyar metreküp doğalgaz tüketti. Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) Doğalgaz Sektör Raporu’na göre, bunu yüzde 33,6 oranında Rusya’dan, yüzde 24 Azerbaycan’dan ve yüzde 11,1 oranında İran’dan uzun vadeli anlaşmalarla boru hattı üzerinden aldı. Herhangi bir uzun vadeli anlaşmaya bağlı kalmaksızın spot piyasadan ithal edilen LNG payı ise yüzde 16,9 oldu.
2021’de Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacının 60 milyar metreküp oldu. Uzmanlar, 2022’de bu ihtiyacın 63 milyar metreküpü aşabileceğini belirtiyor.
Hem bu açığın kapatılması, hem de çevresel etkenler ve doğalgaza duyulan ihtiyacın artması, anlaşmaların yenilenmesini daha kritik hale getiriyor.
Enerji Politikaları Uzmanı Necdet Pamir de elektrik üretiminde riskler olduğunu; bu açığın uzun vadeli kontratların yanı sıra spot piyasadan da kapatıldığını ancak bu yıl “anormal bir fiyat artışı olduğunu” söylüyor:
“Yıllardır talep fazlası vardı spot piyasada. Ama kuraklık ve hidroelektrik santrallerin yeterli enerjiyi üretememesi, çok soğuk bir kış geçirilince doğalgaza yüklenilmesi, fiyatlar düşük olunca yeni yatırımların durmuş olması ve bazı ülkelerin daha az doğalgaz üretmesi sonucu, Avrupa’da geçen sene 1000 metreküpü 100 dolar civarında olan spot piyasa doğalgaz fiyatlarının 1300 dolara kadar yükseldiği görüldü.”
Rusya’yla yapılan doğalgaz anlaşmaları elektrik üretimini nasıl etkiliyor?
Türkiye’nin Rusya’yla 1997 ve 1998 tarihli iki adet doğalgaz anlaşması var.
1997 tarihli anlaşma kapsamında yıllık 16 milyar metreküp doğalgaz, Mavi Akım üzerinden Türkiye’ye aktarılıyor. Bu anlaşma 2025’e kadar geçerli.
Bu yılın sonunda süresi dolan ve Türk Akım’dan iletilen, yeniden anlaşma sağlamaya çalışılan doğalgazın ise 4 milyar metreküpü özel sektör; 4 milyar metreküpü BOTAŞ aracılığıyla aktarılıyordu.
Türk Akım’dan gelen doğalgazın önemli bir kısmı, EÜAŞ’a bağlı doğalgaz çevrim elektrik santrallerine iletiliyor. Bu santrallerde üretilen elektrik, “enterkonnekte” adı verilen sistemle merkeze aktarılıyor, buradan konutlara veriliyor.
Dolayısıyla burada yaşanan bir doğalgaz sıkıntısı, hanelerde elektrik kesintisine yol açabilir.
Pamir, Rusya’yla anlaşmazlığın sürdüğünü, özel şirketlerin borçlarını düzenli şekilde ödemediği için GazProm’un rahatsız olduğunu ve anlaşmanın yenilenememesinin sebebinin bu olduğunu söylüyor.
Görüşmeler sürerken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 23 Kasım tarihli açıklamasında Rusya ile prensipte anlaşıldığını duyurdu:
“Yakın gelecekte yazılı anlaşmaya dönüşmüş olacak. Öngörümüz, yıl sonuna kadar anlaşmanın tamamlanmış olması. Kontratlarda miktarlar aynı, özel sektör ve BOTAŞ’ın payları da aynı.”
Ancak yılın son günlerine gelinirken henüz bir anlaşma imzalandığına dair açıklama yapılmadı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na, Rusya’yla anlaşma imzalanmaması halinde elektrik üretiminde yaşanacak sıkıntının vatandaşı nasıl etkileyeceği ve varsa çözüm planlarına dair soruları ilettik. Ancak haberin basıldığı tarihe kadar sorularımıza yanıt alamadık.
Pamir, Türkiye’nin elinin bu görüşmelerde zayıf olduğu görüşünde:
“Geçen yılla bu yıl arasındaki 12 milyar metreküplük doğalgaz ihtiyacı açığını kapatmak için mevcut boru hatları yeterli olmayınca, spot piyasaya yöneldiler. Orada da fiyatlar çok pahalı olduğu için Rusya’nın eli Türkiye’ye karşı güçlendi. Rusya’yla Libya, Suriye gibi birçok alanda gerilim yaşanırken Türkiye’nin müzakere masasına getireceği bir kozu da yok. Şu an depolardan düzenli gaz da çekiliyor. Ancak Ocak ayında ciddi bir açık olması ve bunun elektrik üretimine olumsuz yansıması riski yüksek.”
Türkiye’nin diğer doğalgaz anlaşmaları
Azerbaycan’la bu yılın sonunda süresi dolan yıllık 6,6 milyar metreküplük doğalgaz ithalat anlaşması, 2024’e kadar ve yıllık 11 milyar metreküp olmak üzere uzatıldı. Bu artış, halihazırda artan ihtiyacı karşılamak üzere kullanılacak.
İran’dan da 1996’da imzalanan ve 2026’ya kadar geçerli olan yıllık 9,6 milyar metreküplük doğalgaz ithalat anlaşması çerçevesinde gaz alımı yapılıyor.
Büyük çoğunluğu Cezayir’den olmak üzere, Katar, Nijerya gibi ülkelerden de LNG ithalatı yapılıyor.
EPDK’nın raporuna göre LNG ise elektrik üretiminde kullanılmıyor, sadece ısı sağlamak için kullanılıyor.
Küresel enerji krizi ve Rusya’nın doğalgaz kozu
Avrupa başta olmak üzere dünya genelinde bu kış, doğalgaz, petrol, kömür ve genel olarak enerji fiyatları rekor seviyelere çıktı.
Avrupa’da Covid-19 salgınının etkisini azaltmasıyla ekonomik büyümenin hızlanması ve sanayi üretiminin artması, 2021’de doğalgaza talebi yükseltti, bu da depolardaki doğalgaz oranını yüzde 30’lara düşürdü.
Avrupa’nın genelinde rüzgar ve güneş gibi yeşil enerji kaynakları öne çıktı; nükleer santraller kapatıldı ve kömür kullanımı azaltıldı. Ancak rüzgar ve güneşin istikrarlı bir şekilde enerji sağlayamaması, doğalgaza olan talebi artırdı. Türkiye’de benzer bir durum, hidroelektrik santrallerde de yaşandı.
Bir yandan da Rusya, artan doğalgaz talebine olumlu yanıt vermedi; imzalanan anlaşmalarla sınırlı ihracat yaptı.
Bunun sebebi olarak da Angela Merkel döneminde Rusya’yla geliştirilen ilişkiler kapsamında Almanya’ya doğrudan doğalgaz akışı sağlayacak olan ve yapımı tamamlanmış olan Kuzey Akım 2 boru hattının; ABD ve diğer Avrupa ülkelerinin endişeleri sebebiyle devreye sokulmamış olması.
Ukrayna sınırına binlerce asker takviye ettiği ortaya çıkan ve bu sebeple ABD başta olmak üzere NATO ülkeleriyle Kasım ayından bu yana ciddi bir gerilim yaşayan Rusya, Ukrayna üzerinden Avrupa’ya verilen doğalgazın akışını Kuzey Akım 2’ye ve doğrudan Türkiye üzerinden giden, 15,75 milyar metreküplük kapasitesi olan Türk Akım’a kaydırmayı hedefliyor.
Uzmanlar, Rusya’nın artan doğalgaz talebine karşılık vermeyerek de Kuzey Akım 2’yi kabul ettirme politikası izlediği görüşünde.