Diyanet’in aylık olarak yayımladığı “Aylık” adlı derginin aralık sayısında, Prof. Dr. Cağfer Karadaş’ın “Melekler gerçek varlıklar mıdır?” yazısı …
Diyanet’in aylık olarak yayımladığı “Aylık” adlı derginin aralık sayısında, Prof. Dr. Cağfer Karadaş’ın “Melekler gerçek varlıklar mıdır?” yazısı dikkat çekti. Yazıyı soru yanıt şeklinde kaleme alan Karadaş, “melekleri, sembolik ifadeler ya da tabiat kanunları şeklinde nitelendirenlerin olduğunu”, bu nitelendirmeyi ise pozitivist ateistlerin ve deist, panteist ile agnostiklerin dillendirdiğini savundu. Deney ve gözlemi savunanların gerçekliği daralttığını, “gerçeklik dünyasının, gözlem ve deneyle sınırlandırılamayacağını” kaydeden Karadaş, “Zaten meleklerin varlığına inananlar, hiçbir zaman bunların deney ve gözlemle ispat edileceğini söylemiyor” dedi.
‘POZİTİVİST ÇEVRE’
Meleklere inanların, “melek veya benzeri varlıklara dair inancın tarih boyu hemen her millette bulunduğu ve çoğunluğu oluşturduğu” şeklinde iki delil sunduğunu söyleyen Karadaş, “İnanmayanlar, bütün dinlere karşıt olmayı varoluş gerekçesi haline getiren küçük bir pozitivist çevreden ibaret” ifadelerini kullandı. “Zihinlerini din karşıtlığı ile konumlandıran ve bilimin ürettiği her bilgiyi son ve sonuçlanmış gerçekler kabul edip dini inançları bunlarla yargılıyanların” bulunduğunu da savunan Karadaş, “Birinci yaklaşım, tam anlamıyla bağnazlıktır. İkincisi ise bir yönüyle bilgisizlik, diğer yönüyle her yeni gördüğüne ve bulduğuna hayranlık duyma halidir” dedi.
Derginin aynı sayısında yer alan Diyanet’e soralım kısmında ise “Çocuklara Allah’ın isimleri verilebilir mi?” sorusuna karşılık, “Allah’a has isimler aynı lafızla çocuklara verilmemeli. Allah’ı hatırlatacak isimler verilecekse başına ‘kul’ anlamına gelen ‘abd’ kelimesi eklenerek ‘Abdullah’, ‘Abdurrahman’, ‘Abdurrahim’, ‘Abdülkadir’ gibi isimler verilmeli” ifadeleri kullanıldı.