Terör örgütü PKK’nın hedefleri doğrultusunda faaliyet gösterdiği iddia edilen Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyesi 9’u …
Terör örgütü PKK’nın hedefleri doğrultusunda faaliyet gösterdiği iddia edilen Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyesi 9’u tutuklu 23 sanık hakkında 15’er yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması bugün yapıldı.
Tutuklu sanık Mehmet İnan, “Hüda Kaya hanımefendinin annesinin cenazesine gitmiş olmam, iddianamede terör faaliyeti sayılmış. AK Parti’nin toplantılarına, Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un yemeğine, Fatma Betül Sayan’ın kahvaltısına katıldım. Şırnak kayyumu, şu anki Küçükçekmece kaymakamıyla defaatle görüştük. AKP Küçükçekmece Belediye Başkanı ile de birçok kez bir araya geldik” dedi.
Duruşma, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınması için 21 Şubat Pazartesi gününe ertelendi.
İstanbul Şirinevler’de faaliyet gösteren DİAYDER’in yönetici ve üyelerinin, silahlı terör örgütü PKK’nın hedefleri doğrultusunda hareket ettikleri iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 23 sanık hakkında 335 sayfalık iddianame düzenlenmişti. İddianamede, sanıkların, ‘silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suç isnatlarıyla 7,5 yıl ile 15’er yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasıyla cezalandırılmaları istenmişti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, sanıkların kimlik tespitleriyle başlayan duruşmada, 7 tutuklu sanık ile 11 tutuksuz sanık ve avukatları hazır bulundu. 2 tutuklu ile 1 tutuksuz sanık ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmayı; CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Hüda Kaya, Züleyha Gülüm, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Zeynel Özen ve sanıkların yakınları takip etti.
5 SANIK HAKKINDA AYNI SUÇLAMALARLA İLGİLİ DEVAM EDEN DAVA DOSYALARININ İSTENMESİNE KARAR VERİLDİ
Sanıkların avukatları, İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de bu davadaki 5 sanık ile ilgili devam eden bir davanın bulunduğunu belirterek, iki dava dosyasının birleştirilmesini talep etti. Birleştirme talebine ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, davaların birleştirilmesini istedi. Mahkeme heyeti, diğer davada yer alan 5 sanığın eylemlerine ilişkin hazırlanan yeni iddianamenin, İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki iddianamedeki suçlamalardan farklı olduğunu söyledi. Mahkeme, İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nden, 5 sanığın dosyasının ayrılıp kendi davalarına gönderilmesine ilişkin görüş alınmasına karar verdi.
Baran, şunları söyledi:
“DERNEĞİMİZİN PKK/KCK GİBİ İLLEGAL ÖRGÜTLERLE İLİŞKİSİ YOKTUR”
“BUNDAN ÖNCEKİ İBB YÖNETİMİNDE DE 300 KİŞİYE YARDIM YAPILDIĞI ORTAYA ÇIKTI”
“DEMOKRATİK İSLAM KONGRESİ İLE HERHANGİ BİR İLİŞKİMİZ OLMADI”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) gassal olarak çalışan tutuklu sanık Mehmet İnan ise şöyle savunma yaptı:
“CEMAATİMİN ARASINDA POLİS MEMURLARI DA VAR”
“MAAŞIMIZIN BİR KISMINI DERNEĞE ÖDEME ZORUNLULUĞUMUZ YOKTUR”
“TİCARET BAKANI MEHMET MUŞ’UN YEMEĞİNE, FATMA BETÜL SAYAN’IN KAHVALTISINA KATILDIM”
“KENDİMİ DİNDAR BİR CUMHURİYETÇİ OLARAK TANIMLIYORUM”
Sağlık çalışanı olan tutuklu sanık Sefa Mehmetoğlu da “Müslümanım ama terörist olduğumu düşünmüyorum” diyerek şunları söyledi:
Bugün yapılan duruşmada tutuklu sanıkların savunmaları alındı. Mahkeme, savunması alınmayan tutuksuz sanıkların savunmalarının alınması için duruşmayı pazartesi gününe erteledi.
“HUKUKSUZ, TUTARSIZ BİR İDDİANAMEYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Duruşmadan önce adliye önünde yapılan basın açıklamasında söz alan HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Zulmen tutuklu bu arkadaşlarımızın bir an evvel serbest bırakılmasını, beraat etmesini istiyoruz” dedi.
Gergerlioğlu, şöyle konuştu:
“Zaten haksız, tutarsız, hukuksuz bir iddianame sonucu açılan bir dava var karşımızda. Zaten hukuken de büyük bir saçmalık var. İki ayrı dava yürüyor. 34. Ağır Ceza ve 14. Ağır Cezada. Ve bu yargılama şu anda 14. Ağır Ceza’da gireceğimiz mahkemenin hâkimi, öncesindeki yargılamalarıyla vukuat dolu bir hakim. Çok iyi biliyoruz. Seyyar mahkemelerin kurulduğu, siyasetin yargıyı dikte ettiği, boyunduruğuna aldığı ve istediği hükümleri verdirdiği bir dönemde bu mahkeme başlıyor. Biz, Türkiye’de yargının ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Arkadaşlarımız hakkında terörle ilgili bir takip başlatılmış. Ama bakın çok net söylüyorum., iddianameye hâkim olarak tek bir illegal bir şey yok. Bir delil yok. Legal faaliyetler illegal gibi gösterilmeye çalışılıyor. Trajikomik, hukuksuz, tutarsız bir iddianameyle karşı karşıyayız, bir davayla karşı karşıyayız. Bir kişinin, bir dernek üyesinin belediyeye girmesinin neresi hukuksuz, yasa dışı olabilir? Bir dernek üyesi olarak belediyede çalışırken maaşının bir kısmını derneğine bağışlamasının neresi illegal bir tarafı vardır? Kürtçe, Allah’ın yarattığı bir dildir. Kürtçeyi terör örgütü dili gibi göstermeye kim cesaret edebilir? Bu hadsizliği kim gösteriyor? Bu hadsizliğe karşı biz buradayız.”