Emine – Hüseyin Yücel çifti, 36 kişiye mezar olan Rıza Bey Apartmanı’nda, kızları Feda (10) ve Diren (2.5), yeğenleri Vera (6) ve Lena (4) ile …
Emine – Hüseyin Yücel çifti, 36 kişiye mezar olan Rıza Bey Apartmanı’nda, kızları Feda (10) ve Diren (2.5), yeğenleri Vera (6) ve Lena (4) ile dört torununa bakan kayınvalidesi Arife Yücel’i (60) kaybetti. Yücel ailesi, depremin unutulmaması deprem parkı olması için kampanyalar başlattı. Binlerce kişinin imzası sonrası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Park yapılacak” sözü verdi. Ancak park projesi yerine apartmanlar dikildi.
Evlatlarını, yeğenlerini ve annelerini kaybeden çiftin acısı bir türlü dinmedi. Yaşananları deprem olarak görmediğini belirten anne Emine Yücel, “Bizim çocuklarımız ve diğer ölenler deprem nedeniyle ölmedi. Deprem adı altında katledildi. Çünkü biz devlet kurumlarının denetlediği binalara güvendik, satın aldık. Temel kazan, imza atan, denetleyen, ruhsat veren kişi ve kurumların sorumluluğu var. Bu kişiler yargılanmalı ve suçu olanlar ceza almalı. Rıza Bey Apartmanı’ndaki suçu bulunan kişiler ceza alırsa örnek olur. Herkes işini iyi yaparsa depremden kimse ölmez. Türkiye’de birçok insan evlerinin yıkılacağını bile bile oturuyor. Barınma hakkımız var ama önce gelen yaşam hakkı. İnsanların bu sebeplerden dolayı yaşam hakkı gasp edilmemeli. Bu katliama sebep olanların peşini bırakmayacağım. Hukuk içerisinde en ağır cezayı alması için uğraşacağım. Ben her şeyimi kaybettim. Köşeme çekilip çocuklarımın yasını tutamıyorum” dedi.
ANILARIMIZ DA ENKAZ ALTINDA
Deprem sonrası kurumların da kendilerini mağdur ettiğini ifade eden Yücel, “Eşyalarımız, anılarımız enkaz altında kaldı. Devlet, iki ay ayrıştırma ihalesine çıkamadı. Yağmur ve çamur altında kalan özel eşyalarımızın bazıları aylar sonra teslim edildi. Ben çocuklarımın eşyasını, oyuncağını yedi ay sonra aldım. Bir oyuncağa sarılıp ağlamak için yedi ay mücadele verdim” diye konuştu.