Kazı Başkanı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Sevim Erol “Bulunan fosiller …
Kazı Başkanı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Sevim Erol “Bulunan fosiller incelendiğinde aslında 9 milyon yıl önce Çorakyerler ve çevresinin hiç de çorak olmadığı, tam aksine sulak ve ormanlık alanların yanı sıra geniş savananın bulunduğu farklı ekolojik ortamların varlığı anlaşılmaktadır” diye konuştu.
Çankırı-Yapraklı Karayolu üzerinde ‘Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nde 2001 yılında başlayan kazı çalışmaları sürüyor. Bugüne kadar fil, gergedan, zürafa ve kılıç dişli kaplan başta olmak üzere 40’ın üzerinde türe ait 4 binden fazla tanımlanabilen fosil bulunan alanda, bu yıl çalışmalar 7 Temmuz’da başladı. Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında 20 kişilik ekip ile gerçekleştirilen çalışmalarda geyik, at, fil, zürafa, yaban koyunu, sırtlan, kılıç dişli kedigillere ait 104 fosil bulundu. 23 Ağustos’ta sona eren çalışmaların ardından ele geçirilen fosiller Çorakyerler araştırma ve kazı evinde inceleme altına alındı.
“BURASI ÇOK ZENGİN VE ÖNEMLİ FOSİL YATAĞI”
Prof. Dr. Erol, bölgenin çok sayıda türe ev sahipliği yaptığını ve yine pek çok farklı türe ait fosil buluntusu elde ettiklerini söyledi. Prof. Dr. Erol, şunları dile getirdi:
“Bu açıdan burası çok zengin ve önemli bir fosil yatağıdır. Çankırı çevresinde fil türleri, gergedan türleri, su samuru, yaban atları türleri, antilop türleri, zürafa türleri, sırtlan, kılıç dişli kedigiller gibi çeşitli yırtıcı türleri, oklu kirpi gibi şu anda bu çevrede görmeniz mümkün olmayan türlere ait fosilleri buluyoruz. Kazdığımız bu fosil alanına ‘Çorakyerler’ ismi, bugünün Çankırısı dikkate alınarak verilmişti. Bulunan fosiller incelendiğinde aslında 9 milyon yıl önce Çorakyerler ve çevresinin hiç de çorak olmadığı, tam aksine sulak ve ormanlık alanların yanı sıra geniş savananın bulunduğu farklı ekolojik ortamların varlığı anlaşılmaktadır.”
“ÇORAKYERLER DE BİR DOĞAL MİRASTIR”
Prof. Dr. Erol, ‘Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nin bu alanda çalışan bütün bilim insanları tarafından bilindiğini belirterek, “Çorakyerler, şehrin merkezine yakınlığı ve ulaşımı çok kolay olması açısından pozitif özelliklere sahipken; yol kenarında olması açısından da her an yok edilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Burası bize doğanın bıraktığı önemli bir mirastır; sahip çıkılmalı ve korunmalıdır. Ne yazık ki çoğu kez bu gibi yerlerin, kıymetini bilmeden yok ediyoruz. Her ilin halkı, gelecek nesillerine de bir şeyler öğretebilmesi için kendi çevrelerindeki bu fosil yatağı gibi doğal mirasları ve kültür varlıklarına sahip çıkmalıdır. Çorakyerler de bir doğal mirastır ve korunabilmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır” dedi.