enflasyonemeklilikötvdövizcovid19kktc
DOLAR
34,6026
EURO
36,6636
ALTIN
2.914,77
BIST
9.408,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Çarşamba Yağmurlu
19°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
16°C
Cuma Gök Gürültülü
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
11°C

‘Çıplak arama’ yapmakla suçlanan 3 polisin yargılandığı dava başladı

Gezi Parkı protestoları sırasında, 8 Temmuz 2013 tarihinde, aralarında Mücella Yapıcı’nın da bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı …

‘Çıplak arama’ yapmakla suçlanan 3 polisin yargılandığı dava başladı
09.11.2021 16:04
A+
A-

'Çıplak arama' yapmakla suçlanan 3 polisin yargılandığı dava başladı

Gezi Parkı protestoları sırasında, 8 Temmuz 2013 tarihinde, aralarında Mücella Yapıcı’nın da bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlar hakkında önce ‘örgüt kurma’, sonra da ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ suçundan dava açılmış, yargılama sonucunda tamamı beraat etmişti. Yargıtay’ın bozma kararının ardından yargılama süreci yeniden başlamıştı.

Gözaltı sırasında Mücella Yapıcı’nın çıplak şekilde aranmasıyla ilgili olarak 2 kadın polis ve 1 nezarethane amiri hakkında ‘işkence’ suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yapıldı.

Dönemin nezaret amiri sanık Levent Mustafaoğlu, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılırken Mücella Yapıcı ve kızı Cansu Yapıcı, avukatlarıyla beraber salonda hazır bulundu.

Duruşmada savunma yapan Levent Mustafaoğlu, “İddiaları kesinlikle kabul etmiyorum. İlaçlar için gözaltılar hastaneye götürülür. İlacın ne sıklıkla verileceğine doktor karar veriyor. Bu şekilde belirleniyor” dedi.

“TACİZLER GÖZALTI ARABASINDA BAŞLADI”

Mücella Yapıcı, mahkemedeki beyanında, yaşadıklarını “Tacizler gözaltı arabasında başladı. Genç kadın arkadaşlarımıza çok ağır şeyler yapıldı. Bana, yaşım itibariyle ‘Bir gözün toprağa bakıyor. Ne işin var burada? Git evde namazını kıl’ dendi. Hastaneye gittik. O an ağır bir mide kanaması geçiriyordum. Sonrasında Vatan Emniyet’e götürüldük. Emniyette her şeyimiz alındı. Evlerimiz arandı. Hiçbir şey bulunamadı. Aşağı götürdüler bizi, kızımla beni bir hücreye koydular. Erkek arkadaşlar, 10-12 kişilik gruplar halinde 2 kişilik hücrelere konuldu. Hücreler çok havasızdı” diye anlattı.

Çıplak arama anını anlatan Yapıcı, “Yaşım dolayısıyla göğüslerim sarkık. Ellerimle göğüslerimi kaldırttılar. ‘Çömel’ dediler, ‘Öksür’ dediler. Bu işkencedir” dedi.

İlaç kullandığını belirten Yapıcı, “İlaçlarım, almam gereken saatte verilmedi. Günde bir kez içeceğim ilaçlar akşam verildi” diye konuştu. Yapıcı, şikayetçi olup olmadığını soran hâkime, “Şikayetçiyim, bu sistemden şikayetçiyim” cevabını verdi.

“SİZE NELER NELER EDECEĞİZ”

Cansu Yapıcı da “8 senedir bunları anlatmak zorunda olmak… Anlatmanın değerli olduğunu biliyorum. Annemin anlattığı gibi 8 Kasım’da konsoloslukta ‘Çember içine alın’ talimatıyla bizi çembere aldılar. Resmi olarak açık bir parka giderken gözaltına alındık. Alındığımızda ‘Size neler neler edeceğiz, siz daha neler göreceksiniz’ gibi söylemlerde bulundular” diye konuştu.

Sağlık kontrolü sürecini aktaran Cansu Yapıcı, şunları söyledi:

“Gözaltı aracından sonra, doktor sürecinde, benim senelerdir kadın hastalığıyla ilgili bir hastalığım vardı. Ben gözaltına alındığımda kanamam vardı. Gözaltı sürecinde söyledim, yıllardır sıkıntı çektiğim bir hastalığım olduğunu söyledim, ‘En azından ped olsun’ dedim. Orada bana, ‘Bizimle ilgisi yok bunun, darp var mı, yok mu’ dendi.

Nezarethaneye indirildik. Annemle en baştaki hücredeydik. Tüm erkek arkadaşlarımız 10’ar, 15’er şekilde 2 kişilik koğuşlara alınıyordu. Ben ilk koğuştaydım. Kadın görevli yoktu. 2-3 günden sonra kadın görevli geldi. İnce arama için götürüldük. ‘Soyun’ dendi. Ben ‘Neden soyunuyorum’ dedim. ‘Bu işler böyle’ dediler. Bana ‘Utanma’ denildi. Tişörtüm çıkartıldı. ‘Avukatlarınızın haberi var, bu normal prosedür’ dendi. İç çamaşırlarım çıkarıldı. Bu sürecin hepsinde, neden bunun yapıldığını sordum.”

“TUVALETTE KAMERA VARDI”

Tuvalette kamera olduğunu belirten Yapıcı, “Temmuz sıcağıydı, havalandırmalar çalışmıyordu, kadın görevli yoktu. Tuvalet için 4 saat bekledik. Ben, 2,5 buçuk ay hastalığımın tekrar nüksetmesiyle uğraştım. Tuvalette kamera olduğunu fark ettik. Ondan sonra o tuvaletlere girmek de büyük sıkıntı oldu. Kadınlar tuvaletine götürülmüyorduk. ‘En azından kadın görevliler götürsün’ talebimiz vardı. Biz, 8 senedir bununla yaşıyoruz. Şikayetçiyim. Sadece polislerle ilgili bir sorun değil. Bu sistemin çözülmesi gerekiyor. Annemle birlikte olduğum için hangi ilaçları hangi saatte alması gerektiğini biliyordum. Saat başı alması gereken ilaçları vardı. Bunları söylediğimizde ‘Biz sizin uşağınız mıyız’ dendi. Saat başı verilmesi gereken ilaçlar, bir sabah bir de akşam, öbek öbek verildi. Şikayetçiyim” dedi.

Mahkeme, Sanık Songül Ekin hakkında yakalama kararı çıkararak duruşmayı 10 Şubat 2022 tarihine erteledi.

“ÇIPLAK ARAMA İŞKENCEDİR. BİR İNSANLIK SUÇUDUR”

Duruşma öncesinde de adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul Kadın Komisyonu üyesi Aysel Durgun’un okuduğu açıklamada, “Bu davayla birlikte 7 yıl sonra çıplak arama ilk kez işkence olarak nitelendirilmiş oldu ve üç polis hakkında dava açıldı. Bir baskı mekanizması olarak yıllardır uygulandığını bildiğimiz, son dönemde Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrenciler ve Uşak’taki 30 kadının gözaltındayken çıplak aramaya maruz bırakıldıkları beyanlarının kamuoyuna yansıması, yeniden bu insanlık dışı uygulamayı gündeme taşıdı” denildi.

AKP’li Milletvekili Özlem Zengin’in sözlerini hatırlatan Durgun, “TBMM’den bir kadın milletvekili, ‘Gözaltılarda ve cezaevlerinde çıplak arama olduğuna inanmıyorum’ açıklamasına karşı bu işkenceyi yaşayan birçok kadın sosyal medya platformlarından paylaşım yaparak suskunluğunu bozdu. Karakollardaki gözaltılarda, cezaevi görüşmelerinde her yaşta kadına, hatta çocuklara yapılan işkence ifşa edildi. Kadınların şiddeti, işkenceyi dillendirebilmesi çok kolay değil. Biz, bu dava vesilesiyle bir kez daha diyoruz ki çıplak arama işkencedir. Bir insanlık suçudur. Sorumlular cezalandırılmalıdır” diye konuştu.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

escort izmit bursa escort şişli escort mecidiyeköy escort avcılar escort beylikdüzü escort şirinevler escort avrupa yakası escort istanbul escort beşiktaş escort ataşehir escort ligobet güvenilir mi antalya eskort antalya eskort bursa escort escort istanbul betvino giriş beylikdüzü escort mecidiyeköy escort sex hikaye milanobet giriş bakırköy escort istanbul escort roketbet yeni giris roketbet üyelik roketbet bonuslari roketbahis yeni giris