CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde TBMM’de ortak basın …
CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde TBMM’de ortak basın toplantısı düzenledi. CHP’li Yüksel Mansur Kılınç, “Son beş yılda, Türkiye’deki toplam gazete sayısı bin 800’den 900’e düşmüştür. Artan maliyetler nedeniyle son bir yılda 138 televizyon kanalı yayın hayatına son vermiştir. Uydu ortamında yayın yapan televizyon kanalı sayısı son beş yılda bin 100’den 340’a düşmüştür. Son 5 yılda, radyo kuruluşlarının yarıya yakını yayınlarına son vermiştir” dedi.
Kılınç,açıklamasında şunları söyledi:
Ülkemiz medya alanında, yasal ve anayasal haklar açısından dünyanın ileri ülkeleri arasındadır. Ancak, uygulamada durum bunun tersidir. 12 Eylül 1980 darbesi ile uygulamaya konulan politikalar son 40 yılda medyada büyük yapısal sorunlara neden olmuştur. AKP iktidarında geçen son 20 yıl ise medyanın yıkım yılları olmuştur. AKP’nin 20 yıllık iktidarında, özellikle ‘Tek Adam’ yönetimine geçildiği son yıllarda ‘Saray’ın Medya Operasyonları’ ile; medyanın topluma karşı sorumluluk anlayışı zayıflatılmış, gazeteciliğin hak ve sorumlulukları yıpratılmış, medya meslek örgütleri ve medya çalışanlarının örgütlülüğü güçsüz bırakılmış, on binlerce medya çalışanı işsizliğe mahkum edilmiştir. Medyayı tehdit olarak gören AKP, medyayı toplumun taleplerinin ve sorunlarının sesi olmak yerine, kutuplaşmanın aracı haline getirmiştir. AKP’nin medya düzeninde, ‘Saray’ın Medya Operasyonları’nın aparatı haline getirilmiş medya kuruluşları, medya ile ilgili devlet kurum ve kuruluşları her geçen gün daha da acımasızlaşmakta ve vicdansızlaşmaktadır.
SARAY MEDYA ÇALIŞANLARINA ÖRGÜTSÜZLÜĞÜ DAYATTI
Son 20 yılda olduğu gibi; 2021 yılında da AKP’nin medyaya yönelik baskı ve sindirme politikaları, Saray’ın medya operasyonları devam etmiştir. Saray’ın Tek Adam iktidarı, Resmi ilanları, kamu kurumlarının reklam bütçelerini medya operasyonlarının aracı olarak görmüştür. İlan kesme ve yayın durdurma cezalarını medya kuruluşlarını sindirme aracı olarak kullanmıştır. Medya çalışanlarına, işsizliği, sendikasızlığı, örgütsüzlüğü dayatmıştır. Tazminat ve ceza davalarıyla medya çalışanlarını susturmaya çalışmıştır. Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, İletişim Başkanı, medya çalışanlarını, medya kuruluşlarını tehdit ederek, medyaya ve medya mensuplarına yönelik saldırıları adeta teşvik etmişlerdir.
“12 BİN MEDYA ÇALIŞANI İŞSİZ”
Kılınç, “AKP’nin Medya Düzeninde Saray’ın Medya Suçları 2022” raporu hazırladıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Son beş yılda, Türkiye’deki toplam gazete sayısı 1800’den 900’e düşmüştür. Artan maliyetler nedeniyle son bir yılda 138 televizyon kanalı yayın hayatına son vermiştir. Uydu ortamında yayın yapan televizyon kanalı sayısı son beş yılda 1100’den 340’a düşmüştür. Son beş yılda, radyo kuruluşlarının yarıya yakını yayınlarına son vermiştir. Yerel ve ulusal medyada çalışır durumdaki 12 bin medya çalışanı işsiz durumdadır. Ülkemizde genel işsizlik oranı yüzde 12’ler seviyelerinde iken medya alanında işsizlik oranı yüzde 40’a dayanmıştır. İletişim fakültelerinden mezun olan öğrencilerin ancak yüzde 5’i medyada iş bulabilmektedir. Ülkemizde genel sendikalaşma oranı yaklaşık yüzde 14 iken medyada sendikalaşma oranı yüzde 8,5 seviyesinde kalmaktadır. 2021 yılında, RTÜK; Halk TV 23 kez ceza verdi. RTÜK, TELE 1’e 21 kez ceza verdi. KRT TV’ye 8 kez ceza verdi. Fox TV’ye 15 kez ceza verdi. Habertürk Televizyonu’na 4 kez ceza verdi. RTÜK; Halk Tv, Tele 1, KRT ve Fox TV hakkında toplam 71 ceza kararı vermiştir. İzleyiciler tarafından yayın içerikleri en çok şikâyet edilen A Haber gibi televizyonlara ise hiç ceza vermemiştir.
Basın İlan Kurumu resmi ilanların yüzde 78’ini ‘Havuz Medyası’ olarak bildiğimiz saray medyasına verirken, cezaların yüzde 97’sini ise bağımsız basın kuruluşlarına vermiştir. Yüzlerce gazetecinin basın kartını iptal etmeye devam eden İletişim Başkanlığı, yüzlerce basın kartı başvurusunu da bekleterek medya çalışanlarının temel haklarını gasp etmektedir. Ülkemizde internet medyasının yasal alt yapısı bulunmamaktadır. İnternet medya kuruluşlarında çalışanlar basın iş kanunu kapsamında bulunamamakta, basın kartı sahibi olamamaktadır.”
“TRT VE ANADOLU AJANSI HALKIN SESİ OLACAK”
“İktidar değişikliği ile birlikte Türkiye’de medya için de yeni bir dönem başlayacaktır. Yeni dönemde, medyanın önceliği halka karşı sorumlu yayıncılık olacaktır. Bu kapsamda; Basın İş Kanunu güncellenecektir. Medya Çalışanlarının örgütlülüğü ve istihdamı teşvik tdilecektir. Basın İlan Kurumu yeniden yapılandırılacak, resmi ilanlar hakça dağıtılacaktır. RTÜK, gerçek bir düzenleme kurumuna dönüştürülecektir. İnternet Medyası yasal statüye kavuşturulacaktır. Geleneksel ve yeni medyaya enerji, iletişim, erişim, telif ve yayın alt yapıları alanında devlet desteği sağlanacaktır. Medyanın Dijital Dönüşümü Desteklenecektir. TRT ve Anadolu Ajansı halkın sesi Olacaktır. Medya meslek örgütlerinin güçlendirilmesi sağlanacaktır. Saray Yönetimi, Türkiye Medyasını acımasızca ve vicdansızca çökertti. Yarınlara ilişkin umudumuz büyük. Saray’ın medya suçlarına son vereceğiz. Bize düşen görev; medya alanını halka ve gerçeğe karşı sorumluluk alanı haline getirmektir. Az kaldı”
ÇAKIRÖZER: “475 KEZ HAKİM KARŞISINA ÇIKTI MESLEKTAŞLARIMIZ”
Utku Çakırözer ise şöyle konuştu:
“Kutlanacak çok da büyük bir şey yok. Ama iyi ki gazeteciler var Türkiye’de, her şeye rağmen, her türlü baskıya rağmen. Gazeteciler normalde adliyede haber takip eder ama Türkiye’de gazeteciler maalesef kendi haberini, yorumunu, sosyal medya paylaşımını hakim karşısında paylaşmak zorunda kalıyor.
2021 yılı içinde 475 kez hakim karşısına çıktı meslektaşlarımız. Gazetecinin kaderi Türkiye’de şiddet, saldırı, hedef gösterilme, tehdit. 105 gazeteci sadece 2021 yılında şiddet gördü. Orman yangınını izlerken saldırıya uğruyor, polis tarafından şiddet görüyorlar. Benzer şekilde yine 36 meslektaşınız 80 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, sadece bir yıl içinde.
RTÜK, Basın İlan Kurumu, normalde basın özgürlüğünü koruması gereken kurumlar ceza yağdıran iktidarın sopası kurumlara dönüşmüşler…
Özellikle Anadolu basını can çekişiyor. Sadece dolar kurundaki fırlamanın olduğu hafta, 5 Anadolu kanalı karardı. Emniyet Genel Müdürlüğü, bir genelge yayınladı, gazetecilerin görüntü alabilmesi engellemek için…
En önemlisi işsizlik, özlük haklarını alamaması gazetecilerin. Biz parlamentoda meslektaşlarımızın hakkını, hukukunu savunmaya devam edeceğiz.
Basın özgürlüğü sadece gazetecilerin özgürlüğü değil. 84 milyonun, Tüm Türkiye’nin özgürlüğü demektir. Gazetecinin özgürlüğünü korumak, kendi özgürlüğümüzü, halkın haber alma hakkını korumak demektir. Bu yıl farklı olsun, bu yıl gazetecilerin özgür şekilde görevini yapabileceği, halkı haberdar edebileceği bir yıl olsun.”