TBMM’deki Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde Katar’ın Doğu Akdeniz’de yarısı Türk kıta sahanlığına giren alanda doğalgaz aramak için …
TBMM’deki Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde Katar’ın Doğu Akdeniz’de yarısı Türk kıta sahanlığına giren alanda doğalgaz aramak için Kıbrıs Rum Kesimi’yle yaptığı işbirliği anlaşması gündem oldu. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Katar ile Rum kesimi arasında yapılan anlaşmanın fotoğraflarını Meclis kürsüsünden gösterdi.
Çakırözer, yurtdışına 72 ziyaret yapıldığını söyleyen Bakan Çavuşoğlu’na, “Yaptınız da ne oldu? İdlib’deki 34 şehidimizin hesabını sordunuz mu” diye seslendi.
“Dışişlerinin AKP’li milletvekillerinin emeklilik kulübüne dönüştürüldüğünü” söyleyen Çakırözer, “Kimler yok ki? Ayakkabı kutularında rüşvet alan mı, arsa yolsuzluğu yapan mı, adam vurup yurtdışına kaçan mı, resmi siteden yeğeninin şirketini pazarlayan mı, çantasında ay yıldızlı pasaportumuzun yanında başka ülke pasaportlar taşıyan mı, büyükelçiliği reisçilikle karıştıranlar mı” dedi. Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı’nda uzun süre görev yapan bakanlardan biri olduğunu hatarlatan Çakırözer, Bakanlığın başarısızlıklarını sıralayarak, “İstifa etmek için neyi bekliyorsunuz” diye sordu.
“ÖZ KARDEŞİNİZ HAKKIMIZI YOK SAYIYOR!”
Utku Çakırözer, şöyle konuştu:
“Katar da bizi öz kardeşi görüyor mu, Türkiye’nin güvenliğini düşünüyor mu? Maalesef, hayır, yok öyle bir şey. İşte ispatı Sayın Bakan: Ülkemizin hak sahibi olduğu sularda petrol anlaşması imzaladı öz kardeşiniz Katar. Kiminle? Türkiye’yle mi? Hayır. Ya, kiminle? Rumlarla. Hem de ilk de değil, bakın, bu ikinci anlaşma, bu da ilk anlaşma, işte onun da fotoğrafı. Hani Katar ve Türkiye kederde ve kıvançta ortaktık, o zaman bu fotoğrafın anlamı nedir? Anlamı şudur: Türkiye’nin de KKTC’nin de hakkını, hukukunu yok saymaktır. Kıbrıs konusunda rahmetli Denktaş’ın dediğine geldiniz, yirmi yıl sonra artık eşit egemenlik iki devletli çözüm diyorsunuz. Peki, ne yaptınız bunun için? Katar, İslam Konferansı, Türk Konseyi, Azerbaycan’a neden tanıtamıyorsunuz KKTC’yi? Ayrıca, kendiniz o egemenliğe saygı duymazken, Türkiye’ye giriş yasağı koyup Kıbrıs Türklerini havaalanından geri yollarken; KKTC, Anayasa Mahkemesinin kararlarını yok sayarken, başkasına nasıl tanıtacaksınız o egemenliği?”
“İSTİFA İÇİN NEYİ BEKLİYORSUNUZ?”
“10 yıl önce saygın bir görev olan Avrupa Konseyi Meclis Başkanlığı’nı üstlendiniz, 2014’ten bu yana da orada ‘Onursal Başkanlık’ sıfatınız var ama bugün, Bakanlık koltuğunda oturduğunuz yedi yılın sonunda demokrasideki geri gidişiniz nedeniyle ülkemiz Avrupa Konseyi’nde yaptırım uygulanan ülke konumuna geldi. Bir Dışişleri Bakanı için bundan daha büyük bir başarısızlık olamaz. Neden çıkıp söylemiyorsunuz ‘Sayın Cumhurbaşkanı, orası Avrupa Birliği değil Avrupa Konseyi; biz kurucusuyuz, bu kararlara uymak Anayasa’mızın emri, kendi yurttaşımızın hakkına saygının gereğidir.’ Söyleyemiyorsanız çok vahim ama söylüyor da dinletemiyorsanız daha da vahim. Bu durumda istifa etmek için neyi bekliyorsunuz Sayın Bakan?”
Türkiye’yi kara para aklayan ülke konumuna düşürdünüz. INTERPOL’de kırmızı bültenimiz bile kabul edilmiyor. Milyonlarca kadının temel güvencesi İstanbul Sözleşmesi’nden sizin döneminizde çıktık. Ülkemizin onuru, resmî pasaportlarımız bile insan kaçakçılığı için sizin döneminizde kullanılıyor. Afganistan’da sokak ortasında insanları asan, kadınları, çocukları eve hapseden Taliban’ı kırmızı halıyla siz karşıladınız.”
“34 ŞEHİDİMİZİN HESABINI SORDUNUZ MU?”
“Ziyaretlerinizde İdlib’deki 34 şehidimizin hesabını sorabildiniz mi Rusya’dan?” diye soran Çakırözer, “Yazılıyı geçtik, sözlü bir özür dahi alamadınız, üstüne ayaklarına gidip kapıda bekletildiniz. ASALA terörüne en fazla şehit veren kurumun başındasınız. ABD Başkanı, hem tarihî hem de hukuki gerçeklerle örtüşmeyen soykırım yalanıyla suçladı ülkemizi ‘Hamdolsun, gündeme gelmedi’ demek dışında ne karşılık verdiniz? Bu konudaki derin sessizliğiniz tarihimize büyük ihanettir.”