Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ekonomi Masası TV’nin son konuğu İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu oldu. Ekonomist Evren Devrim Zelyut’un hızla …
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ekonomi Masası TV’nin son konuğu İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu oldu.
Ekonomist Evren Devrim Zelyut’un hızla yükselen enflasyon ve kurların ülkeyi nereye götürdüğü sorularına yanıt veren Erdoğdu, “Bu işin sonu seçimle sonuçlanacak gibi. Bir erken seçim tartışması var, ben bir erken seçim olacağını beklemiyorum çünkü Erdoğan erken seçim kararı verdiği an seçimi kaybedeceğini görüyordur. Bu nedenle bir erken seçim kararı verecek durumda değil” dedi.
Erdoğdu, enflasyon konusunda son zamanlarda yaşanan manşet ya da çekirdek enflasyon tartışmalarının çok anlamlı olmadığını söyledi.
‘HERKES GÜVENİNİ KAYBETTİ’
“Enflasyonun Türkiye’de doğru ölçüldüğünü düşünmüyorum” diyen Erdoğdu, sözlerine şöyle devam etti:
“TÜİK’e ben dahil bütün ekonomi çevreleri, akademisyenler, yurtdışı yatırımcılar, herkes güvenini kaybetti. Bu durum Türkiye için büyük kayıptır. Enflasyon araştırma grubu verisi ile TÜİK arasında 20-25 puanlık fark oluştu. Bunun ne anlama geldiğini söyleyeyim: Birincisi, bir doktorun tansiyon cihazı yanlış çalışıyorsa o doktor kalp ile ilgili doğru teşhis koyabilir mi? Bir doktorun şeker cihazı yanlış ölçüyorsa, şeker 220 iken 90 gösteriyorsa doğru teşhis konulur mu?”
Erdoğdu, ayrıca enflasyon konusunda sosyal bir yönün de olduğunu, maaşlarına enflasyon oranında zam alan kesimlerin ve maliyetlerini buna göre belirleyen esnafların, kobilerin tamamının yanılgı içine düşürüldüğünü belirtti.
Enflasyonun neden oluştuğunu da doğru belirlemek gerektiğini söyleyen Erdoğdu, enflasyona, talep ve maliyet açılarından bakılabileceğini, talep açısından baktığımızda halkın gelirinin düşmesi nedeni ile talebin artmadığını ancak yüzde beşlik kamu imtiyazları ile zengin edilmiş kesiminin aşırı lüks talebinin enflasyon üstünde rol oynadığının altını çizdi.
‘ENERJİ FİYATLARINI NASIL DÜŞÜRECEKSİNİZ?’
“100 tane market açılacağına gıda girdilerini çiftçiden başlayarak düşürebilselerdi evet fiyatlar düşerdi” diyen Erdoğdu açılacak marketlerin Hazine üzerine yeni yükler oluşturacağını belirterek, “Peki enerji fiyatlarını nasıl düşüreceksiniz? İletişim fiyatlarını nasıl düşüreceksiniz?” diye sordu.
Erdoğdu ‘faiz enflasyonun sebebidir cehaletinin’ sonucu olarak hiç kimsenin aklına gelmeyen işler yapıldığını, bin market açarak, soğan deposu basarak piyasada olmayan, eksi olan güveni çok daha dip noktalara gideceğini ifade etti.
Öte yandan, Ekonomist Devrim Zelyut yükselen kura dikkat çekerek bu baskıya dışa bağlı Türk imalat sanayinin nereye kadar dayanabileceğini sordu.
Sözlerine, “Dünyada bir fay hattı harekete geçti, dünyada 6-7 şiddetinde bir deprem oluyor ama bizim evimiz temelsiz ve kötü bir zemin üzerinde” diyerek başlayan Erdoğdu, 2008 krizi döneminde ABD Merkez Bankası tarafından ekonomin canlanması, gelir dağılımı ile düşen alım gücünü artırmak için büyük miktarda para basıldığını daha sonra enflasyon nedeni ile 2013’den sonra bu paranın geri çekilmeye çalışıldığını belirtti. Ancak bunun üstüne gelen salgın ile merkez bankalarının daha fazla para vermek zorunda kaldığını söyleyerek piyasada para bolluğunun oluştuğunu bunun da sonuç olarak batıda enflasyona neden olduğunun altını çizdi.
Enflasyonun ise Amerika’da 10 yıllık tahvil faizlerinin yükselişi olarak karşımıza çıktığını, Türkiye gibi ülkelerin borçlanmada dolara dayandığı için konunun bizleri yakından ilgilendirdiğini belirtti. Erdoğdu şöyle devam etti: “Bizim 450 milyar dolar borcumuz var, Amerikan 10 yıllıkları yükselemeye başlarsa vay halimize! Bir de parantez açayım Türkiye’nin CDS’i yani ülke riski çok çok yüksek.” Erdoğdu CDS yüksekliğinin ödediğimiz faizi artırdığını belirterek bu şartlarda Türk girişimcisinin yabancı girişimcilerle rekabet etmesinin oldukça zor olduğunu belirtti.
Erdoğdu, Türkiye’de swap ve hedge işlemlerindeki zorluklar kurda sert hareketleri engellese de hükümetin yaptığı yanlış işler, enflasyonun ölçülmesindeki sorunların döviz tevdiat hesaplarındaki artışı ve kurda yukarı hareketi beraberinde getirdiğini söyledi.
Ekonomide durgunluğu aşmak için kredi basılmasının hükümetin eski bir yöntemi olduğunu söyleyen Erdoğdu, enflasyonun altında belirlenen faizle verilen kredilerin geçici rahatlama sağladığını ancak Türkiye’de tasarruf açığı nedeni ile yurtdışından dövizle getirilen kredilerin artan kurla beraber bankalar üzerindeki maliyetleri artırdığını belirtti.
‘KÖTÜ GİDİŞAT, 2023’TE BİTECEK’
Verilen kredilerin ise gayrimenkule, dövize, altına gittiğini, artan kuru ise geçmişte 128 milyar dolarlık rezervle tuttuklarını söyleyen Erdoğdu, şu an ise rezervin eksi olduğunun altını çizdi. Dünyada salgın nedeniyle para ırmaklarının aktığı bir dönemde Türkiye’den kaçış olduğunu söyledi. Volkswagen yatırımın Türkiye’yi tercih etmemesinin bunun somut bir örneği olduğunu belirtti.
Erdoğdu Türkiye’nin yaşadığı sorunlardan çıkışının doğru bir yönetimle mümkün olduğunu umutsuzluğa düşmemek gerektiğini, en kötü ihtimalde 2023’deki seçimlerle kötü gidişatın biteceğini vurguladı.