İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün devam edilen, aralarında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyelerinin de bulunduğu 22 avukatın …
İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün devam edilen, aralarında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyelerinin de bulunduğu 22 avukatın yargılandığı davanın duruşması bugün görüldü.
Bugünkü duruşmada, tutuksuz yargılanan avukatlardan Taylan Tanay’ın müdafii olarak söz alan eski Cumhuriyet Başsavcısı ve eski CHP Milletvekili İlhan Cihaner de “Fethullahçı çetenin dijital uydurma deliller sürecini Odatv davasından Ergenekon davaları sürecine kadar gördük. Delil torbası yaratılıyor, ihtiyaç duyulunca çıkıyor, sonra başka yere konuyordu. İnsanların hayatlarının mahvına neden olan durumlar yarattılar” dedi.
“GETİRİN MAHKEMEYE BURADA ÖTSÜN”
Duruşmada eski ÇHD Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı’nın konuşması, Türk adalet sistemine Fethullahçıların yerleştirdiği ve kumpas davaların açılmasına dayanak sağlanan “gizli tanık” meselesini akıllara getirdi.
Avukat Kozağaçlı konuşmasında, ÇHD davasındaki gizli tanıklara dikkat çekti ve “Gizli tanıklardan birinin mahlası ‘Kanarya.’ Nerede, kim bu Kanarya? Ne güzel mahlas bulmuş; kim bu Kanarya, getirin mahkemeye burada ötsün” dedi. Ancak istediği gibi olmadı. Delilleri tartışmalı olan davada, sekiz yıldır “varlığı, geçerliliği” tartışma konusu olan “dijital materyaller” ilk kez mahkemeye getirildi. Gizli tanıklara dayandırılarak yıllardır hapsedilen Kozağaçlı ve Timtik’in tutukluluğunun devamına hükmedildi.
GİZLİ TANIKLARLA KURULAN KUMPASLAR
Türkiye’de yine bir siyasi davaya gizli tanıklar damga vurmuştu. Gizli tanıkları Türkiye tarihine sokan ise Fethullahçıların kumpas davalarıydı.
18 Nisan 2007 tarihinde, 5 kişi, Zirve Yayınevi’ni basmış, misyonerlikle suçladıkları Alman uyruklu Tilman Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel’i boğazlarını keserek katletmişti. Dava daha sonra Ergenekon ile birleştirilmişti, daha sonra Fethullahçıların kumpaslarıyla yüzlerce kişi yargılanmıştı.
Kumpasın harcı ise gizli tanıklarla yapılmıştı. Yıllar sonra FETÖ’nün talimatıyla, kendilerinden olmayan askerleri engellemek ve örgüt mensubu askerlerin önünü açmak için “İhbar mektupları” gönderilmesine ilişkin 10 sanık hakkında hazırlanan kumpas iddianamesinde, FETÖ’nün davadaki gizli tanığı İlker Çınar’ın FETÖ’cü savcı Zekeriya Öz’ün talimatıyla kumpas kurduğuna dair ifadeleri satır satır yer almıştı. Gizli tanık Çınar, FETÖ’cü hakim, savcı ve polislerden talimat alarak nasıl yalan beyan verdiğini ve kumpaslara zemin hazırlandığını anlatmıştı.
“TERÖR”DEN TUTUKLANAN “ATEŞ”
Gizli tanıklar kumpaslar için yargı mensupları ve devlet içerisindeki gruplar tarafından kullanılırken, ÇHD, Grup Yorum, Yürüyüş Dergisi, KESK davalarında verdiği ifadelerle onlarca kişinin tutuklanmasına yol açan bir gizli tanık daha vardı. O gizli tanığın kod adı “Ateş”ti. Gökçer Tahincioğlu 2015 yılında Milliyet gazetesindeki haberinde, o gizli tanığın YPG ile irtibatlandırıldığı, Suriye’ye geçerek burada örgüt adına faaliyet yürüttüğü, Suriye dönüşünde ise PKK/KCK üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandığını yazmıştı.
“Ateş” emniyetin raporuna göre, PKK’lılarla ilişkiye geçerek, Suriye’ye geçmiş, örgüte sızmış Kobani nedeniyle yaşanan eylemlerden bir hafta sonra 14 Ekim 2014’te de tutuklanmıştı. Ancak “Ateş”in ilişkileri araştırılmadı ve tanıklık yaptığı davalara hakkında verilen kararlar iletilmedi. Gizli tanığın insanları hapse attırdığı davalarda ise dinlenme talebi kabul edilmedi.
Yani “Ateş” öyle bir isimdi ki hem “terör” suçlamasıyla tutuklanan isimler hakkında gizli tanıklık yapıyor hem de “terör” iddiasıyla tutuklanıyordu. Ve bu “Ateş” ÇHD davasında avukatların tutuklattıran beyanlar veren isimdi.
YARGI MENSUPLARININ TAKİP ETTİĞİ KUMPASÇILAR
Ayrıca ÇHD davasının geçmişinde gizli tanıkların mimarı FETÖ’cü yargı mensupları da vardı. 13 Temmuz 2013’te ÇHD davasının iddianamesini yazan savcı Adem Özcan, firari bir isimdi. FETÖ davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Özcan’ın mal varlığı da geçen hafta dondurulmuştu.
Yani ÇHD davasının temelinde, terörden tutuklanan gizli tanık, terörden firari olan bir savcı vardı.
Fakat terörden yargılananların yazdığı ve terörden tutuklananların temelini attığı davalar mevcut yargı mensupları tarafından devam ettiriliyordu.