Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Enes Kara’nın yurt olarak kaldığı cemaat evinde gördüğü baskıları anlattığı bir video …
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Enes Kara’nın yurt olarak kaldığı cemaat evinde gördüğü baskıları anlattığı bir video çektikten sonra yaşamına son vermesi Türkiye’nin gündemine oturdu. Kara’nın yaşamına son vermesinin ardından ülke genelinde tarikat ve cemaatlere tepki gösterildi. Kara, yaşamına son vermeden önce çektiği videoda baskılardan yıldığını ve özgürlüğünü kaybettiği için artık yaşamak istemediğini söyledi.
Enes Kara’nın babası Mehmet Kara, iktidara yakın Yeni Akit gazetesine konuştu. “Ben 28 yıldır Risale-i Nur okuyorum” diyen baba, oğlunun ölümüne ilişkin yaptığı açıklamada,”Evladımı ölüme sürükleyen cemaat değil, etrafındaki ateist arkadaşları oldu” ifadelerini kullandı.
Hükümete yakın Yeni Akit’te yer alan habere göre, yaşamına son veren Kara’nın babası şöyle konuştu:
“Çevremde hiç böyle bir olay görmedim. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin kitaplarında intihara teşvik edici, insanı hayattan soğutan, yaşama şevkini kıran tek bir cümleyle karşılaşamazsınız. Biz bu tefsir kitaplarından ‘her şeyi güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayattan lezzet alır’ sözü ile hayatı güzel yaşamayı öğrendik.
Çocuğumun iman zayıflığını fark ediyordum ama ateist olduğunu çektiği video ile öğrendim. Evladım Enes’i manevi boşluğa sürükleyen cemaat değil, ateist arkadaşları oldu.
“BASKICI OLMADIK AMA TAVSİYELERİMİZ OLDU”
“Ben çocuğumun 20 yaşına kadar her türlü ihtiyacını karşılayarak ona hizmet ettim. Hiçbir zaman baskıcı olmadık ama tavsiyelerimiz oldu. Ona namaz kılmasını tavsiye etmek bir baskı değildir. Bir Müslüman çocuğunun her iki alemde de mutlu olmasını ister. Hem dünyada iyi bir mesleği olsun, rahat yaşasın, hem ahiretini kazansın istemiştik.
“BENİM CEMAATTEN HİÇBİR ŞİKÂYETİM YOK”
“Benim cemaatten hiçbir şikâyetim yok. Keşke çocuğum cemaatçi olsaydı. İslamiyeti kalben kabul etseydi, zaten bizim dinimiz intiharı yasaklamıştır. Çocuğum maalesef bunu kalben kabul etmemiş. Ateist arkadaşlarından etkilenmiş. Telefon bağımlılığı da vardı. Bu, şu anda maalesef bütün gençlerin sorunu.
“Biz şu anda evladımızın acısını yaşıyoruz. Bazı medya kuruluşlarının yazıp çizdikleri de acımızı ikiye katlıyor. Her anne-baba evladının vefatına üzülür ama bu üzüntünün yanında aile değerlerimize ve inançlarımıza saldırının olması bizi daha da perişan etti.”