TÜİK tarafından açıklanan büyüme verilerinde en çok eleştirilen kısım, büyümenin ücretlilere yansımaması oldu. İş gücü ödemelerinin cari …
TÜİK tarafından açıklanan büyüme verilerinde en çok eleştirilen kısım, büyümenin ücretlilere yansımaması oldu. İş gücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içerisindeki payı, geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 39 iken bu oran 2021 yılında yüzde 35,5’e geriledi. Bu veri, ücretlilerin büyümeden aldığı payın azaldığına işaret etti.
Avrasya Yatırım Kurucusu ve Yeniçağ Gazetesi yazarı iktisatçı Evren Devrim Zelyurt, büyüme verileri ile ilgili, “Geçen yıl ekonomi kapanmıştı, üzerine yıllık yüzde 21,7 geldi, ama geçen çeyreğe göre yüzde 0,9 büyüdünüz. Büyümede yatırım ve ihracat olumlu ama tarım yetersiz kaldı. Büyümeden geliri ihracatçı sektör patronları alırken halkın aldığı pay düştü” dedi.
‘BÜYÜMEDEN ASLAN PAYINI SERMAYE SAHİBİ ALDI’
Karar Gazetesi yazarı İktisatçı Doç. Dr. Oğuz Demir de büyümenin borçlanma ile finanse edildiğine işaret ederek şu bilgileri paylaştı:
“Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) üç yöntemle hesaplanır. Birincisi üretim yöntemidir. İkinci çeyrek verisi, Türkiye’nin geçen yıl yaşadığı üretim kaybını telafi ettiğini ve üzerine koyduğunu gösteriyor. Yani daha çok ürettik. Hesaplamada ikinci yöntem ise gelir yöntemidir. Veriler diyor ki üretimin artmasından aslan payını sermaye sahibi aldı. Büyümeyi de borçlanan biz finanse ettik. Buna karşılık yaratılan gelir de sermaye sahiplerine ve tasarruf sahiplerine transfer edildi. Gelecekten borç alınan bir büyüme süreci daha yaşadık.”
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan da bu konuya ilişkin bir yorumda bulundu. Lütfi Elvan, büyüme rakamlarına ilişkin olarak sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Gelir dağılımı adaletini daha da iyileştirecek bir büyümeyi sürekli kılmanın çabasındayız” dedi. getirdi.
Elvan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
“İkinci çeyrek büyümesinin yüzde 57’si, yatırımlar ve net dış talepten geldi. Sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme için, düşük enflasyon, kur istikrarı ve öngörülebilirlik kritik öneme sahip. Gelir dağılımı adaletini daha da iyileştirecek bir büyümeyi sürekli kılmanın çabasındayız.”