2011’de Tekirdağ Anadolu Otelcilik ve Turizm Lisesi 3. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Burak Oğraş’ın, zorunlu stajını yapmak üzere gittiği Antalya …
2011’de Tekirdağ Anadolu Otelcilik ve Turizm Lisesi 3. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Burak Oğraş’ın, zorunlu stajını yapmak üzere gittiği Antalya Rixos Lares Hotel’in pansiyonun boş havuzunda cesedi bulunmuştu.
Geçen yılın ağustos ayında, baba Murat Oğraş’ın tespit ettiği 6 şüpheliden 2’si yeniden ifadeye çağrılmış, o tarihte 43 yaşında olmasına karşın 16 yaşındaki öğrencilerle aynı lojmanda konaklayan şüphelilerden F.P. tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Ancak adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Bir diğer şüpheli C.A.’nın ise yurtdışında olduğu ortaya çıkmıştı.
FETÖ’ye yakınlığıyla bilinen Fettah Tamince’nin otelinde öldürülen Burak Oğraş’ın babası Murat Oğraş, Cumhuriyet.com.tr’ye yaptığı açıklamada, Tamince ile görüştüğünü söyledi. Tamince’nin kendisinden zaman istediğini aktaran Oğraş, ’10 yıldır yapılması gerekenleri yapmayan’ avukatını da azlettiğini söyledi.
Fettah Tamince ile görüşmenin detaylarını anlatan Oğraş, şunları söyledi:
“Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ile basın açıklamasından sonra Fettah Tamince ile görüştük. Sürekli cinayeti gündemde tutmam kendisini rahatsız ettiği için, Tamince benimle görüşmek istedi. Tamince’nin iki avukatı, benim avukatım, Fettah Tamince ile toplantı yaptık. Bu durumdan çok rahatsız olduğunu söyledi. Dönemin Emniyet Müdürü Ali Yılmaz ve Asayiş Şube Müdürü, Tamince’ye ‘biz bu cinayeti kapatırız’ diye umut verdi. Biz kendi gücümüzle birçok şey yapmaya çalıştık. 10 yıldır da bu sebepten kapatamadılar dosyayı. Failler belli olduğu halde faili meçhul gibi gösteriliyor. Tamince, bana toplantıda ‘ne istediğimi’ sordu. Ben de, ‘Senin bu ülkede ulaşamayacağın hiçbir kurum, bürokrat yok. Git savcıyla görüş, avukatlarını görevlendir. Emniyet müdürünle, asayiş şubeyle görüş. Bir an önce oğlumun katilleri yargı önünde hesap versin’ dedim.
Bana üç ay sonrası için bir randevu daha verdi. ‘Taleplerinizi karşılayabildik mi?’ onu tartışırız dedi. Ben Tamince’nin samimiyetine hiçbir şekilde inanmıyorum. Kendisinin dört çocuğu olduğunu söyledi. Ben de, ‘senin çocuklarından biri öldürülse sen ne yapardın’ dedim, bana cevap veremedi.”
“BEN DE MAĞDURUM”
Tamince’ye Linkedin üzerinden, ‘Eğer vicdanın varsa adaletin sağlanmasına yardımcı ol’ yazan Oğraş, Tamince’nin daha önce kendisini Twitter’dan engellediğini ancak 10 yıl sonra ilk defa cevap verdiğini aktardı.
Toplantıda Tamince, “Burada iki mağdur var, biri Murat bey. O oğlunu kaybetti, diğeri de benim. Türkiye beni cinayeti örtbas etmekle tanıdı’ diye avukatlarına sitem ettiğini aktaran Oğraş, “Bir şey yapacaklarını zannetmiyorum. Her şeyde engel çıkardılar, devam ediyorlar” şeklinde konuştu.
Kasten öldürme olarak cinayet davasının devam ettiğini vurgulayan Oğraş, “Benim oğlumun dosyası 10 yıldır kapanmadı. Mahkemece alınan daimi arama kararı var. En başında şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti ama dosya savcılığa teslim edikten sonra tam olarak 10 yıldır ‘kasten öldürme’ olarak devam ediyor. Suçun maiyeti kasten öldürmedir” ifadelerini kullandı.
Kriminal raporun detaylarını da aktaran Oğraş, “Dosyada 78 sayfalık kriminal rapor var. Şüphelilerin yalan söyledikleri belirtmiş. Oğlumun cep telefonu hala bulunamadı” dedi.
“RİXOS İSMİ GEÇTİĞİ İÇİN…”
Oğraş, ”Aynı savcı, takipsizlik verdiği kişilerle ilgili 2019 yılının kasım ayında Adalet Bakanlığı’na yazı yazdı. ‘Yeterli şüphenin varlığı mevcuttur. Bu kişilerle ilgili takipsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir’ diye. Bakanlık ise, RİXOS ismi geçtiği için dosyada hiçbir gerekçe göstermeden bu 6 cinayet şüphelisi ile ilgili takipsizliği kaldırmadı. Aynı savcı, yine geçen yılın ağustos ayında baş şüphelilerden F.P’yi sorgulayıp ‘yeterli şüphenin varlığı mevcuttur tutuklansın’ diyerek nöbetçi mahkemeye sevk etti. Nöbetçi mahkeme ise adresi sabit diyerek adli kontrolle toplum içine saldı.
Bir diğer baş şüpheli C.A., Almanya’ya iltica etti. Polis bulamadı. Adresini, telefon numarasını ben tespit ettim. Savcıya bildirdik. Bütün çabayı biz gösteriyoruz. Verdiğimiz mücadele nedeniyle, hukukçular dosyanın kapanmamasına mucize diyorlar. Gazeteciler, ‘şüpheli ölüm’ olarak kayıtlara geçiyor fakat dosya savcılığa teslim edildikten sonra kasten öldürme olarak devam ediyor” şeklinde konuştu.
Son olarak baba Oğraş, “Mücadelem adalet sağlanana kadar artarak devam edecektir” dedi.