Ustayı aradım, Bodrum’daydı. “Nasılsınız” dedim, “Ülkem gibi Öznur” dedi. “Konuşalım mı? Sohbet edelim, sonra ben bu sohbeti yazarım” dedim …
Ustayı aradım, Bodrum’daydı. “Nasılsınız” dedim, “Ülkem gibi Öznur” dedi. “Konuşalım mı? Sohbet edelim, sonra ben bu sohbeti yazarım” dedim. “Tabii yazacaksın senin ve benim gibiler yazmalı hep” dedi.
“Benim çok vaktim yok gibi, iyi değilim” dedi. Ben sordum o cevapladı, sizler de bu sayfada Ferhan Şensoy’un söyleşisini okudunuz. Bugün ise Ferhan Şensoy, yeni oyunuyla perdeyi açıyor gibi satırlara yer vermek isterdim sayfamızda, olmadı. Bugün benim gibi tiyatroda oyunculuk, öğrencilik yapmış herkes ustasını kaybetti. Bugün bu ülke en büyük aydınını, vicdanlı, duyarlı, çalışkan, öğreten, cesur, yürekli en büyük oyuncusunu ve hatta yazarını kaybetti.
Kayıplar artıyor, bu ülkenin umudu olan sanatçıları bir bir yitiriyoruz.
Sahnelediği her oyunu büyük bir heyecanla seyrettim birini bile atlamadan, yine seyredemeyecek olmanın hüznü içindeyim.
O günkü sohbetimizde bakın ne diyor usta “Perde açamamak elbette üzüyor beni, sahneye çıkmayı özledim. Bunun dışında eve kapanmakla ilgili bir sorunum yok. Son yıllarda sokağa çıkmayı da unuttum, çıkasım yok! Gördüğüm şeyler beni mutsuz ediyor. Geriş’e evimize çekildik. Benim boş durmak gibi bir durumum olamaz. Masamın üstü kitap olmayı bekleyen dosyalarla dolu. Bin yıl yaşayacak değilim. Her yazarın ardında bıraktığı bitmemiş dosyaları vardır. Ben ölünce eşim Elif’im toparlayacak dosyalarımı.”
‘AYIPTAN DA ÖTE AYIP’
Ustaya “Neden sanattan bu kadar korkuyorlar” diye sorduğumda, cevabı çok netti: “Yandaş sanatçı diye bir kavram olamaz…”
Şensoy, “Korkmamaları için somut bir sebep yok. Sanatçı muhalif olur. Bunu daha önce de söylemiştim; benim dünya görüşümde yandaş sanatçı diye bir kavram olamaz. Ferhangi Şeyler’de sataşmadığım lider yok. Otosansür sevmem, sahnede dilimin kemiği yoktur. Yıllarca Özal’a demediğimi bırakmadım. Demirel’e, Deniz Baykal’a… Birçoğu gelip oyun izlediler, gülerek ayrıldılar. Erdal İnönü gizli gizli bilet alıp izlerdi, 500 koruması falan yoktu. İnsanın gelişmişlik düzeyini gösteren önemli unsurlardan biri de kendisiyle ilgili şakalara, eleştirilere karşı tavrıdır. Biz, bugün aşağılık kompleksiyle boğuşan siyasilerle uğraşıyoruz. Muhalefetin her türlüsünden korkuyorlar, muhalif izleyicimiz de buna dahil.”
‘ŞAHLARI DA VURURLAR’ PERDE AÇAMAYACAK…
Yeni mevsimde perde açmak için çok heyecanlıydı usta, “Mutlaka ‘Şahları Da Vururlar”ı oynayacağız sende gelirsin” demişti.
Şensoy, “Levent Ünsal kardeşimizin vefatı dolayısıyla Şahları Da Vururlar’ı oynayamadık. Levent’in yeri doldurulamaz tabii ama bir şekilde oynayacağız Şahları Da Vururlar’ı. Sahnede olur, internet üzerinden olur, bilemiyorum. Maskeli tiyatro fikri beni rahatsız ediyor. Aralıklı oturma düzeni komedinin mantığına aykırı! Dirsek dirseğe oturmazsa gülmez izleyici. Bu kuralı bütün Ortaoyuncular ekibi bilir. Yeni projeleri pandemi süreci belirleyecek. Ortaoyuncular’ın genç bir takımı var, hepsini ben yetiştirdim. Tiyatro müdürümüz bile Nöbetçi Tiyatro’dan. Benim hiç anlamadığım internetsel şeyler yapıyorlar. Ben interfluğ’yum, Elif’le çalışıyorlar. Elif çok deneyimli; 25 yıldır Ortaoyuncular’da. Hem sahnede hem yayınevinde çok sorumluluk üstleniyor. Onlar internet aleyhisselamla uğraşırken ben kitaplarımı yazmakla meşgulüm. Derdeste çıktı, Ferdeste’yi bitirmek üzereyim. Belki sonra üçüncü otobiyografik romana otururum; Nezle Olmuş Dolmakalem!”