Boğaziçi’nde direniş devam edecek

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2 Ocak tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak Prof. Dr. Melih Bulu atanmıştı. Bulu’nun yerine ise yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Naci İnci vekâleten atanmıştı.

“20 KİŞİDEN 19’U HAYIR DEDİ”

İnci’nin atanmasını Cumhuriyet Tv’ye değerlendiren Endüstri Mühendisliği Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Tınaz Ekim “Bu atama kararı çok üzücü ve kabul edilemez. Melih Bulu geldiğinde kabul etmiyoruz diye söylüyorduk ancak bunu şimdi daha kuvvetli bir şekilde söylüyoruz. Yüzde 95 Naci İnci’nin rektörlüğü istenmezken neden onun atandığını merakla soruyoruz” dedi.

Sosyoloji bölümü öğretim üyesi Taylan Acar atama yapılmasının doğru bir yöntem olmadığını belirterek, “Rektörün bu şekilde atanması üniversiteyi çalışamaz hale getirecek”. Kendisinden talebim bu işin böyle olmayacağını kabul etsin ve ben bu işi neden kabul ettim diye kendisine sorsun” ifadelerini kullandı.

“MELİH BULU’NUN DEVAMCISI”

İnci’nin rektör olarak atanmasını kabul etmediklerini belirten Boğaziçi öğrencileri ise direnişe daha güçlü devam edeceklerini belirterek “Naci İcni her açıdan Melih Bulu’nun devamcısı. Ayrıca Melih Bulu gibi o da gece yarısıs kararnamesi ile atandı. Biz bunlara karşı toptan bir mücadele verdiğimiz için Naci İnci’nin okulumuzun bir parçası olması mücadelemizi ya da ona bakış açımızı değiştirmiyor” dedi.

AKADEMİSYENLER YÜRÜRÜŞ DÜZENLEDİ

#Kabul EtmiyoruzVazgeçmiyoruz pankartı taşıyan Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri Kuzey Kampüste kütüphane önünde buluşup Güney Kampüse yürüdüler. #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek arkalarını 154. kez rektörlük binasına döndüler. Nöbet boyunca ellerinde “Feyzi Erçin Yalnız Değildir”, “Cemre Baytok İşine Geri Dönsün” yazan dövizler ve üzerinde “Can Candan Yalnız Değildir” yazan Can Candan fotoğrafları taşıyan akademisyenler, nöbetlerinin ardından Naci İnci’nin rektör olarak atanmasına dair açıklamalarını okudular.

Boğaziçi akademisyenlerinin yaptığı basın açıklaması şu şekilde:

20 Ağustos Cuma gecesi, yine bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, Naci İnci’nin üniversitemize rektör olarak atandığını öğrendik. 2 Ocak günü Melih Bulu’nun atanmasına karşı Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri olarak “Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz” diyerek başlattığımız mücadelemizde itirazımız sadece üniversite dışından bir kişinin atanmasına yönelik değildi. Kabul etmediğimiz temel hususlar; rektör atama sürecinin üniversitenin ilgili kurullarının hiçbiri muhatap alınmadan, kurumun iradesi hiçe sayılarak ve şeffaf olmayan bir şekilde yapılmasıydı.

Melih Bulu’nun rektörlük görevinden alınmasının ardından 30 Temmuz’da Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak rektör adaylığını açıklayan tüm hocalarımız için bir güven oylaması gerçekleştirdik. Bu oylamanın sonuçları açıktır: Üniversitenin tüm akademisyenlerinin yüzde 82’sinin katılımıyla gerçekleşen bu oylamada, aday olan 17 öğretim üyesine destek kararı verilirken Melih Bulu’nun yardımcısı olan iki öğretim üyesi güvenoyu alamadı. Bu oylamada akademisyenlerimizin yüzde 95’i Naci İnci’nin rektör olarak atanmasını kabul etmediğini ifade etti.

Bugün bu atamayı kabul etmiyoruz, çünkü:

1. Naci İnci’nin rektör adaylığı Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri tarafından yapılan güven oylamasında akademisyenlerin %95’inin ret oyunu aldı.

2. Naci İnci vekâleten rektörlük yaptığı süre boyunca Can Candan ve Feyzi Erçin hocalarımız ile CİTOK Koordinatörü Cemre Baytok’un işine hukuksuz ve keyfî bir şekilde son verdi.

3. Aynı dönemde Naci İnci, karar alma süreçlerinde kurum içi usul, kural ve hukuki düzenlemeleri yok saydı; bölüm, fakülte, Üniversite Yönetim Kurulu ve Senato gibi kurulların iradelerini çiğnedi. Bu hukuksuz işlemler dolayısıyla yüze yakın hocamız çeşitli davalar açtı, “görevi kötüye kullanma” suçunu da içeren suç duyurularında bulundu.

4. Naci İnci öğrencilerimizi haksız ve hukuksuz disiplin soruşturmalarıyla baskı altına aldı.

Türkiye’nin en önemli yüksek öğretim kurumlarından biri, bir kamu araştırma üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atamasının hangi ölçütlere göre yapıldığı açıklanmalıdır. Tüm kamuoyunu ilgilendiren bu kararın şeffaflıktan ve hesap verilebilirlikten uzak bir biçimde alınması kabul edilemez. Bu nedenle soruyoruz:

• Başvuru yapan kaç rektör adayı vardı, bu adaylar kimdi?

• Adayların incelenmesi sürecinde YÖK’ün uyguladığı herhangi bir prosedür var mı?

• Başvuran adaylar arasından mülakata çağrılan var mı?

• Varsa mülakata çağrılan adaylar hangi kriterlere göre seçildi?

• Okulumuzca güvenoyu alan, Boğaziçi Üniversitesi’nin 17 yetkin ve liyakat sahibi rektör adayı mülakata dahi çağrılmazken adaylığı Boğaziçi kamuoyunca açıkça reddedilen Naci İnci neden tercih edildi?

Mevcut rektör belirleme sisteminin demokratik meşruiyetten yoksun olduğunu defalarca belirttik. Ancak, kanun devleti olmanın asgari şartlarını sağlayan bir yönetim bile sorulan bu sorulara cevap verebilmelidir.

Atamaya dair sorularımızın cevaplanmasını, üniversitemizin iradesini ve ilkelerimizi hiçe sayarak yapılan bu atamanın iptalini talep ediyoruz.

Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz