Genetik, metabolik ve sebebi bilinmeyen faktörlerden kaynaklanan sebeplerden dolayı böbrekte taş görülebileceğine değinen Medicana Avcılar …
Genetik, metabolik ve sebebi bilinmeyen faktörlerden kaynaklanan sebeplerden dolayı böbrekte taş görülebileceğine değinen Medicana Avcılar Hastanesi Üroloji Uzmanı, Op. Dr. Mustafa Kemal Yenmez, böbrek hastalıkları hakkında açıklamalarda bulundu.
BÖBREK ENFEKSİYONU AĞRILI ŞİKAYETLERLE SEYREDER
Böbrek enfeksiyonun ağrılı şikayetlerle seyrettiğini ifade eden Dr. Mustafa Kemal Yenmez, “Böbrek dokusunun idrar üreten havuzunda biriken kristallerin çoğalarak ve birbiriyle yapışarak taş kütleleri olmasıyla neticelenir. Bu taş kitleleri eğer küçük boyutlarda ise vücut tarafından atılır. Ancak taş kütlelerinin büyük boyutlara, 3- 4 milimetrenin üzerine çıkması durumunda kişide klinik semptom ağrı, bulantı, kusma, idrarda kanama gibi şikayetler görülebilir. Klinik şikayeti devam eden ve böbrek idrar akışını engelleyen taş hastalıkları, tedavi edilmesi gereken gruba girmektedir. Burada cerrahi tedavi olarak çoğunlukla endoskopik tedavi tercih edilmektedir. Bazen taşı boyutuna ve yerine bağlı olarak da dışarıdan şok dalga tedavisi ile taşların küçük parçalar halinde dökülmesi sağlanabilir. Böbrek enfeksiyonu genelde ağır şikayetlerle seyreder. Ateş, titreme, idrar renginde ciddi bulanıklar, halsizlik, iştahsızlık gibi altta yatan bir hastalığın şeker hastalığı, kanser, romatizmal hastalıklar olabileceği gibi alt İdrar yolu kaynaklı enfeksiyon ajanlarının böbrek dokusuna kadar çıkarak dokuyu doğrudan enfekte etmesiyle de karşılaşabiliriz. Tedavide genelde hastanede yatış serum tedavisi ve damardan antibiyotik tedavisi tercih edilir. Eğer altta yatan bir sebep varsa o sebebin de ortadan kaldırılması gerekmektedir” diye konuştu.
İDRARDA KANAMA EN SIK GÖRÜLEN BELİRTİLER ARASINDA
“Böbrek kanserinin doğrudan böbrek dokusundan kaynaklanabileceği gibi böbreğin havuzundan, dokusundan da kaynaklanabilir” diyen Op. Dr. Mustafa Kemal Yenmez şu konulara dikkat çekti:
“Böyle durumlarda tek tedavi cerrahidir. Cerrahi sonrası yayılmaya bağlı olarak kemoterapi veya radyoterapi tedaviye eklenebilir. Böbrek kanseri cerrahisinde son yıllarda laparoskopik girişimler oldukça çoğalmıştır. Böbrek kanserinin en sık şikayetleri idrarda kanama, yan ağrısı ve halsizlik olarak görülmektedir. Böbrek hastalıklarının kanser olmayan kitlelerinde en sık sebep basit kistler ve yağ bezeleridir. Yağ bezelerinin büyüklüğü 4 cm’ye kadar herhangi bir tedavi gerek olmazken basit kistler de 6 cm’ye kadar vücutta karın içerisinde veya böbrek dokusunda herhangi bir baskı üretmediği sürece müdahale etmemekteyiz. Bu noktadaki cerrahi müdahalelerimiz genelde laparoskopik olmaktadır. Böbreğin doğumsal hastalıklarında genelde diğerinden daha aşağıda olması veya çapraz olarak yerleşmesi ile karşı karşıya kalırız. Aynı zamanda çapraz yerleşim atnalı, böbrek dediğimiz iki böbreğin alttan birbirine yapışması ile de karşımıza çıkmaktadır. Böbrek dokusunda herhangi bir tıkanıklık yapmadığı sürece herhangi bir cerrahi müdahale ile düzeltme yolunu izlemekteyiz. Klinik takip en sık izlenen yoldur.”