Sahnenin ortasında bir vinç, vincin üzerinde bir oyuncu… Sahnenin sağında ve solunda seyirci için koltuklar yerleştirilmiş. Eğer oyuncu …
Sahnenin ortasında bir vinç, vincin üzerinde bir oyuncu… Sahnenin sağında ve solunda seyirci için koltuklar yerleştirilmiş. Eğer oyuncu seyirciye bu kadar yakınsa ve sahneye seyirci aldıysa, seyirciyi oyuna mutlaka katar.
Erdal Beşikçioğlu, “Bir Delinin Hatıra Defteri” adlı oyunu 15 yıldır sahneliyor.
Oyunda Beşikçioğlu, seyirci ile diyalog kurmak istiyor. Böyle durumlarda seyirci ne yapacağını bilemez. Uzun bir sessizlik olur. Aslında oyuncu için de büyük bir risk, çünkü seyircininde ne yapacağı belli olmaz.
Rus yazar Nikolay Gogol’un ölümsüz eserini sahnede seyretmek büyük bir keyif.
Aslında, Gogol’un 1842 yılında yazdığı “Bir Delinin Hatıra Defteri”, Palto, Burun ve Bir Delinin Hatıra Defteri adlı üç bölümden oluşan bir eser. Ama tiyatro oyunu haline getirildiğinde tek bölümde toplanmış ve yaklaşık bir saat 30 dakika süren bir oyun çıkıyor ortaya.
“Bir Delinin Hatıra Defteri” deyince akla ilk bu eserin oyunlaştırılmış halini sahneleyen ve oynayan Genco Erkal geliyor. Ben Genco Erkal’dan bu oyunu yanılmıyorsam üç kez seyrettim. Her seferinde büyük bir keyif aldım.
Önceki akşam Erdal Beşikçioğlu’nun performansıda ayakta alkışlanmaya değerdi. Oyuna hakimiyeti çok başarılıydı.
Oyun, çevresinde sürekli aşağılanıp alay edilen sıradan bir devlet memurunun platonik aşkı olan burjuva kızının bir asilzadeyi sevdiğini öğrenmesiyle yıkılması ve hedef değiştiren hayallerinin, soylu bir beyzade, kral olmaya yönelmesi ve sonuçta delirerek “İspanya kralı” olmuş bir halde, akıl hastanesine kapatılmasını konu alıyor.
Gogol, hikâyelerinde günlük hayatı ve bayağı kişilikleri zaman zaman mizahi zaman zaman öfkeye varan bir şekilde yeriyor.
Gogol’un “Bir Delinin Hatıra Defteri”ni uzun zaman önce okumuştum, hatta okumakla kalmayıp konservatuvar yıllarımda oynamıştım. Bu bir başkaldırı oyunu, bu güçlü metinde düzene, siyasi düzene bir karşı çıkış var.
Bir memur olan Aksenty Ivanovich Poprishchin’e odaklanan oyun, karakterin yavaş yavaş deliliğe inişini gösteriyor. Oyun karakterin akıl hastanesine kapatılması ve oradaki acıları ile sona eriyor.
Beşikçioğlu oyunu neden bir vincin üzerinde sahneliyor diye herkes gibi ben de merak ettim. Beşikçioğlu bu soruya bir cevap vermiş vaktiyle: “Oyunu sahnelerken, bu yüzyılda bir adam neden delirir? diye düşündük ve sanayileşmenin insanı nasıl yalnızlaştırdığını göstermek için sahneye bir makine çıkardık. İnsan makineyi yarattı, işsiz kaldı ve onun esiri oldu. Bunun metaforunu yakalamaya çalıştık.”
Oyun Tatbikat Sahnesi’nin bir klasiği oldu.
“Bir Delinin Hatıra Defteri”, 16 Ocak’ta Diyarbakır Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nde, 27-28 Ocak’ta Ankara Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde sahnelenecek. Oyun 18 Şubat’ta ise İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi’nde sahnelenecek.