Ankara’da Ahlatlıbel Zirvesi’nin ardından Bilkent Deklarasyonu’nun imzalamasıyla birlikte siyaset kulisleri de hareketlendi. Muhalefet blokunda …
Ankara’da Ahlatlıbel Zirvesi’nin ardından Bilkent Deklarasyonu’nun imzalamasıyla birlikte siyaset kulisleri de hareketlendi. Muhalefet blokunda “Altı partili ittifak” sesleri yükselirken Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre “DEVA ve Gelecek partileri ittifaka katılıyor” demek için “henüz erken.”
İŞBİRLİĞİ YORUMU
Her iki parti yönetimi de önceki gün imzalanan deklarasyonun “bir ittifak olarak nitelendirilemeyeceği, siyasi partiler arasındaki bir işbirliği olarak yorumlanacağını” belirtiyor. Bununla birlikte “altı parti arasında resmen bir ittifak kurulacaksa, bunun en önemli ölçütünün 2023 seçimleri sonrası hassas alanlarda nasıl bir yol izleyeceğinin belirlenmesi olduğu” vurgulanıyor.
YEREL SEÇİM VURGUSU
Her iki partinin yönetimi de “mevcut Millet İttifakı yapısına katılmaya sıcak bakmıyor.” DEVA ve Gelecek partilerinin kurmayları, mevcut durumda da CHP ve İYİ Parti arasında “çoğu kez görüş ayrılıklarının yaşandığını” ifade ediyor. Bu duruma 31 Mart 2019’daki yerel seçimler örnek gösteriliyor.
CHP’nin, İYİ Parti ile kurduğu ittifakla “yerel seçimlerin kazananının CHP olduğu” belirtilirken, “İYİ Parti’nin ise bazı ilçe ve belde belediyeleri dışında bir kazanç sağlamadığı” iddia ediliyor. Bu nedenle iki partideki isimlerin zaman zaman yerel yönetimler üzerinden “birbirlerine göndermelerde bulunduğu” anımsatılırken şu görüşler dile getiriliyor:
“TAM BİRLİKTELİK OLMALI”
“Millet İttifakı’nda henüz tam anlamıyla bir birliktelik sağlanmamış. Bu gayet normal bir durum aslında. Çünkü her iki partinin seçmen tabanları ve izledikleri politikalar birbirlerinden farklı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de daha önce bizzat ‘bu ittifakın Katolik nikâhı gibi olmadığını’ ifade etmişti. Dolayısıyla altı muhalefet partisi bir ittifakın içinde yer alacaksa, tam bir birliktelik olmalı. Bu eşitlerin temsili olmalı.”
“REVİZYON ŞART”
Gelecek ve DEVA partilerinde ayrıca “revizyon şart” görüşü de ön plana çıkıyor. Muhalefetin önce “2023 seçimlerinin kazanılması halinde nasıl bir yol izleyeceğini belirlemesi gerektiğine” işaret edilirken, örnek olarak diplomasi, ekonomi, yargı gibi Türkiye’nin “sıkıntı yaşadığı alanlar” gösteriliyor. 2023 seçimleri öncesinde “güçlendirilmiş parlamenter sistemin inşası süreci için de ortak bir çalışmanın yapılması gerektiği” vurgulanıyor. “Bu kritik süreçte en fazla inisiyatif alması gereken partinin de CHP olduğu” ileri sürülüyor.
KIRGIN SEÇMENİN TAVRINA BAĞLI
Siyaset kulislerinde, Gelecek Partisi ve DEVAT Partisi’nin ittifakta yer alıp almayacağına ilişkin de şu değerlendirme yapılıyor: “Seçim süreci gösterir. O sürece doğru giderken yapılan anketlerden tutun da partilerin izleyeceği yol haritalarına dek… Örneğin hem DEVA Partisi’nin hem de Gelecek Partisi’nin 2023’teki en önemli hedeflerinden biri AKP seçmeninden oy almak. AKP’ye küskün ve kırgın olan seçmenlerin yüzdesi hayli yüksek. Peki bu seçmen ‘CHP’nin de içinde yer aldığı bir ittifakı nasıl değerlendirecek? Bunları değerlendirmek lazım. Aynı şekilde CHP’nin tabanı da ‘muhafazakâr seçmene hitap eden partilere nasıl yaklaşacak?’ CHP’nin de buna karar vermesi ve ‘ana aktör olması’ gerek. Altı muhalefet partisinin yan yana gelmesi, her anlamda zor, çünkü hepsi ayrı ayrı partiler.”