Görsel: Netflix’in yeni filmi Don’t Look Up (Yukarı Bakma), “gezegen katili” diye nitelenen dev bir göktaşının Dünya’ya yaklaşmasını konu alıyor …
Görsel: Netflix’in yeni filmi Don’t Look Up (Yukarı Bakma), “gezegen katili” diye nitelenen dev bir göktaşının Dünya’ya yaklaşmasını konu alıyor (Netflix)
Birleşik Krallık ve İspanya’da görev alan bilim insanları, 60 milyon yıl önce dinozorları yeryüzünden silen meteorit de dahil olmak üzere, bazı göktaşlarının neden daha ölümcül olduğunu çözmekiçin kolları sıvadı.
Zira kitlesel yok oluşlara sebebiyet veren göktaşlarından daha büyük olan bazı meteoritler onlar kadar büyük bir etki yaratamamıştı.
Dünya tarihinde göktaşlarından kaynaklandığı düşünülen kitlesel yok oluşlar, genellikle kütlenin yeryüzüne çarpmasıyla ortaya çıkan ve atmosfere yayılan toz kütlesinin Güneş ışığını engelleyerek gezegeni soğutmasına ve tozla kaplanan yüzeyin bitkileri öldürmesine bağlanıyor.
Bu da gökyüzüne daha fazla toz fırlatma kapasitesine sahip büyük göktaşlarının, küçük olanlardan daha korkunç bir etki yarattığını düşündürüyordu.
Ancak Dünya’nın jeolojik kayıtlarından elde edilen veriler, farklı bir tabloya işaret ediyor.
Liverpool Üniversitesi’nden ve araştırmanın yazarlarından Chris Stevenson, “Onlarca yıldır, neden bazı göktaşlarının kitlesel yok oluşlara sebebiyet verdiğini ve diğerlerinin, hatta gerçekten çok büyük olanların neden bunu yapmadığını merak ettik” diye konuştu:
Verileri birleştirdiğimizde şaşırdık. Çarpma kraterinin çapı 48 kilometre olan 4. en büyük çarpışmada yaşam normal devam etmişti. Oysa bunun yarısı büyüklüğündeki bir çarpışma, 5 milyon yıl önce meydana gelen kitlesel yok oluşla ilişkilendiriliyor.
MİNERALLERİN GÜCÜ ADINA
Yeni araştırmada bu bilmeceye net bir cevap vermek isteyen bilim insanları, çarpışmaların etkisiyle atmosfere yayılan tozun mineral yapısını incelemeye karar verdi.
Hakemli bilimsel dergi Journal of the Geological Society’de yayımlanan araştırmada son 600 milyon yılda Dünya’ya çarpan 44 göktaşının tozu analiz edildi.
Bulgular, potasyum feldspat minerali bakımından zengin kayalara çarpan göktaşlarının, boyutundan bağımsız olarak, hep bir kitlesel yok oluş dönemine denk geldiğini ortaya koydu.
Aslında Dünya’nın kıtasal kabuğunun hemen hemen yarısını oluşturan potasyum feldspat, zehirli bir mineral değil.
Ancak araştırmacılar bu mineralin “buz çekirdekli bir aerosol” olduğunu vurguluyor. Buna göre mineralin buz çekirdekleri, atmosferdeki bulutları değiştiriyor ve bunların daha fazla ışığı geçirmesine, dolayısıyl gezegenin ısınmasına yol açıyor.
Araştırma ekibi, Dünya yüzeyinden atmosfere yayılan tozun ani soğutucu etkilerinin azalmasıyla, havadaki varlığını sürdüren aerosollerin etkisinin devreye girdiğini söylüyor.
Ekibe göre çarpışmanın tetiklediği ilk soğuma genellikle sadece birkaç yıl devam ediyordu ama atmosferin üst katmanlarına ulaşan, daha hafif toz 100 bin yıla kadar varlığını sürdürüyordu.
Bunlar normal kil tozlarıysa yeryüzünde iklim sistemi zamanla yeniden dengeleniyordu. Ama potasyum feldispat ise sistem istikrarsızlaşıyordu.
Liverpool Üniversitesi’nin “Göktaşının boyutu önemli değil” ifadeleriyle aktardığı araştırmanın yazarları, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Bulgulara göre şiddetli yok oluşların sürücü koltuğunda atmosferik işlevdeki kritik bir değişiklik oturuyordu.”
Kaynak: Independent Türkçe