Türk futbolunun “bilge” karakterlerinden Özkan Sümer, tam bir yıl önce aramızdan ayrıldı. Sümer’in ilk ölüm yıldönümünde, Özkan Sümer’i anlatan …
Türk futbolunun “bilge” karakterlerinden Özkan Sümer, tam bir yıl önce aramızdan ayrıldı. Sümer’in ilk ölüm yıldönümünde, Özkan Sümer’i anlatan “Kendini Yaratan Adam” kitabının yazarı Hasan Al ile konuştuk.
Özkan Sümer bir futbol filozofudur. “Kendini Yaratan Adam” adlı kitapta nasıl bir hazineyi kaybettiğimizin bilinmesini istedim. Sümer’in futbola ve hayata ilişkin tüm düşüncelerini ve filozofik yönünü anlatmaya çalıştım. Bu kapsamda önce ailesinden tüm notlarını aldım. Bu notları en ince ayrıntısına kadar inceledim. Elbette insanların Özkan Sümer hakkında ne düşündüğüne yer verdim. Ancak bunu daha çok birlikte çalıştığı ekip arkadaşlarıyla yaptım.
Sümer’in anlayışı araştırma ve yenilik, kuralları iş disiplini ve çalışmak, felsefesi çağdaşlık. Sümer asla bir şablonun bir takıma monte edilmesini istemezdi. Taklitçiliği sevmezdi. Onun için bilgi kendi insanının Avrupa’yla rekabet edebilmesi için en önemli araçtı. En büyük arzusu çağdaş bilgilerden yararlanarak kendin olmak, özgün modeli oluşturmaktı. Kafasını hep buna yordu. Üretim onun için vazgeçilmez en büyük değerdi. Bütün dünya klasiklerini, bilim, sanat, felsefe ve antropolojiye ait kitapları didik didik etti. Kendi üniversitesini yarattı. 80 yaşında kanserle amansız bir mücadele verirken hastane odasında “kitap okuyamıyorum” diye yakınması, okumak için duyduğu özlemin yüceliğiydi.
Türkiye’de altyapı nedir bilinmezken ilk kez gençler ligini başlatmış Özkan Sümer’in ilk kez altyapı faaliyetlerini başlayarak A takıma 34 futbolcu kazandırması bir devrimdir. Yönetici katkısının çok az olduğu, kaynakların çok sınırlı olduğu bir dönemde altyapıdan A takıma kazandırdığı oyuncular Trabzonspor’un fark yaratmasını sağladı. Son nefesine kadar Trabzonspor için üretti.
Abdullah Avcı birkaç kez aradı onu. Evde ve hastanede görüşmek istemedi. Toparlanıp ASKF’de (İstanbul Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu) görüşmek istiyordu. Ancak hastalığı bir türlü izin vermiyordu. Sonunda evde görüşmeye ikna ettim. Ne var ki gözlerini kapadı. Bir daha açamadı.
Çok derin bir dostluğumuz vardı. Doktor teşhisi koyduktan yaklaşık bir yıl sonra vefat etti. Hastalık süresinde hep yanında olmamı istedi. Bunu hissediyordum. Bazı şeyleri kamuoyunun bilmesini istemezdi. Ancak toplumu bilgilendirmek uğruna kendini aç kurtların önüne attı. Ailesine bile haber vermeden ameliyat olduğu olmuştu. Genel olarak uykusuzluk problemi vardı. Sabaha kadar uyuyordu. Ancak uyumadığını zannediyordu. İnanılmaz bir halsizlik yaşıyordu: “Hasan, bu başka bir şey” diyordu.
Uçak korkum olduğu için yolculuğumu hep otomobille yapıyordum. Trabzon-İstanbul yolculuğu için kaç kez teklif ettim kabul etmedi. Ancak ameliyat olmaya giderken, “Seninle gelmek istiyorum” dedi.. 12 saatlik harika bir yolculuk yaptık. Çok güzel sohbet ettik. Hastalıkta sağlıkta onunla sohbet etmek büyük ayrıcalıktı.