Uzun zamandır kapalı olan İş Sanat’ın salonuna, pandemi dolayısıyla 2020 Martı’ndan beri ertelenen seramik sanatçısı ve akademisyen Beril …
Uzun zamandır kapalı olan İş Sanat’ın salonuna, pandemi dolayısıyla 2020 Martı’ndan beri ertelenen seramik sanatçısı ve akademisyen Beril Anılanmert’in ‘Seyir Defteri’ sergisine giriyorum. Sanatçının 80’li, 90’lı yıllarındaki ve yeni işleri bunlar. Solumda Anadolu çanakları ama üzerlerinde tornadan çekilmiş sonra itinayla yırtılmış ve çanakların üzerlerinden bir demet kurdele gibi fırlayan kil şeritli objeler. Sağımda ise sanatçının ‘Entropi’ adını verdiği döneminden uçurtmalar. Yukarı, gökyüzüne doğru uçacaklarına yere doğru çakılan, Türkiye’nin de içinde bulunduğu durumu simgeleyen, kargaşayı, düzensizliği, dekadansı ve çözülmeyi belirten uçurtmalar. Son yıllarda yapacağı yine bu sergide yer alan ‘Kargalar’ da böyle bir baş aşağı çakılma eğiliminde.
Beril Anılanmert ve Serfiraz Ergun
SUNAKLAR
Sunaklar ve kutsal kurbanlar sanatçının çokça işlediği konular. Anılanmert “Sunaklara sunduğunuz kurbanlar aslında bir alışverişi simgeliyor, bir şey alıyor, diğerini veriyorsunuz. Kurban verip cennetten bir yer talep ediyorsunuz” diyor. Burada kurban çoğu zaman sesi çıkmayanlar, sesini duyuramayanlar oluyor. Sanatçı, hoyratlıkla karşılaşan kadınlar ve çocuklara adıyor bu işlerini.
Uzun bir süredir sergi açmayan Beril Anılanmert 1968 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu, 1989’da profesörlüğünü aldı. Mimar Sinan Üniversitesi’nden emekli olunca FMV Işık Üniversitesi’nde hocalık yaptı. Uluslararası Seramik Akademisi üyesi, birçok kişisel sergisi var. Eserleri de birçok ülkede sergilendi. 1990 yılında T.C. Kültür Bakanlığı ödülü ve 1991 yılında İş Bankası Büyük Ödülü’nü aldı. Şimdi, son sergisi Seyir Defteri, ödül aldığı İş Bankası’nın sanat galerisinde sergileniyor. Çanakkale Yayınları’ndan ‘Daha Çok Ateş’ adında bir de kitabı var.
SERAMİK ZOR
Seramik zor sanat. Hem kil gibi çabucak işlenmesi gereken bir malzeme hem sonucu pek belli olmayan pigment hem de az ateş, çok ateş dengesi. Bir seramik sanatçısının sadece duyguları, sanatsal yeteneği ve yaratıcılığı değil aynı zamanda teknik bilgisi ve tecrübesi de çıkacak eserin kaderini belli ediyor. Fırından çıkan eser her zaman tam da sanatçının arzuladığı olmayabiliyor, sürprizlerle dolu. Beril Anılanmert “Bir toz koyuyorsun fırına, sonra onun yaşadığını, canlandığını görüyorsun” diyerek bu süreci bir kâbus olarak değil tam tersine heyecan verici bir yol olarak değerlendiriyor. ‘Bu süreçte iki yeni deyim öğrendim; aracısız sanatçı, yani eserini yaparken onunla baş başasın, diğeri de entrepreneur (girişimci) sanatçı, Damien Hirst gibi, Olafur Eliasson gibi, 160 kişiyle, laboratuvarla birlikte çalışıyorlar” diyor Anılanmert. “Bir iş insanı gibi işerini hızlı tüketime açıyorlar. Seramik zor satılan bir sanat eseri.” Doğru söylüyor. Ama üretim sürecinin kendisine sonuçtan daha fazla mutluluk verdiğini de itiraf ediyor.
Serginin ilgimi çeken işlerinden biri Gezi Tabletleri. Gezi olayları sırasında gazete haberlerinden alıntılar küçük tabletler, karolar halinde fırınlanmış ve üzerlerine küçücük birer yeşil ağaç kondurulmuş. Beril Anılanmert bu işin dikkat çekeceğini biliyor ancak o işle de öne çıkmak istemiyor.
Sergide, adından da anlaşılacağı gibi hem seyrettiği sanatsal yolculuğunun kilometre taşları var hem de Olimpos isimli yeni işleri. Zeus (göklerin ve şimşeklerin tanrısı), Hera (Zeus’un eşi ve ablası), Demeter (tarımın ve bereketin tanrıçası) ve Themis (adalet tanrıçası) gibi eleştirel işleri Olimpos serisinden.
YENİ NESİL
Sanatçı; “Algılama normlarımız ilerde farklı olacak teknolojinin gelişmesi ile birlikte. Bu internetin ve teknolojinin içine doğan yeni nesil, hızlı üretim, hızlı tüketime ayak uydurmak zorundalar. Çok çabuk algılayıp çok çabuk icra etmeleri lazım. Öyle bir sanat türü ortaya çıkacak. Ama bizim dönemimiz hâlâ geçerliliğini koruyacak. Gençler bu gün bile Eric Clapton, Jimmy Hendrix, Janet Jackson dinliyorsa, bizim gençliğimizin 33 plaklarını yeni keşfedip onlara cover yapıyorsa, yeniden seslendiriyorsa, bizlere de hâlâ yer kalacak diye düşünüyorum” diyor.
Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden de kendisini emekli yapınca kapılar serisine başlamış sanatçı. Bunlar seramik değil kâğıt üzerine akrilik boya.” “Bir kapı kapanıyor, başka bir kapı açılıyor” diyor. Bundan böyle sanatçı biraz da yabancısı olduğu bir materyale, kâğıt işlere eğilmek istiyor.
Beril Anılanmert sadece bir akademisyen olmanın getirdiği sanatsal düşünceler zenginliğiyle değil, yılların getirdiği teknik tecrübeyle ve yaratıcı yönüyle de Seyir Defteri sergisini ilginç kılıyor.