Libya’da şehit olan MİT mensuplarına ilişkin haberleri nedeniyle aldıkları hapis cezalarının onanması üzerine teslim olan gazeteci Murat Ağırel …
Libya’da şehit olan MİT mensuplarına ilişkin haberleri nedeniyle aldıkları hapis cezalarının onanması üzerine teslim olan gazeteci Murat Ağırel ve gazetemiz yazarı Barış Pehlivan’a destek için Çağlayan Adliyesi’ne gelen gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, “Bu adliyelerden uyuşturucu kaçakçılarının, katillerin, mafya üyelerinin serbest bırakıldığı şartlarda onlar, şu anda gelip kendi ayaklarıyla teslim oldular. Bu da bu ülkenin değil ama bu ülkeye hukuk dağıtan insanların ayıbı diye düşünüyorum” dedi.
Barış Terkoğlu, aldıkları hapis cezaları onandığı için teslim olan meslektaşlarına destek için Çağlayan Adliyesi’ne geldi. Aynı davada kendisi de yargılanan ancak beraat eden Barış Terkoğlu, şöyle konuştu:
11 YIL SONRA YAŞADIĞIMIZ ŞEYLERİN AYNI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
“11 yıl önce 14 Şubat’ta, yani 2011’in 14 Şubatı’nda Barış Pehlivan, ben, Soner Yalçın, Ayhan Bozkurt hep birlikte Oda TV’den gözaltına alınmıştık, Zekeriya Öz’ün kararıyla. 15 Şubat sabahı emniyette uyanmıştık. Açıkçası 11 yıl sonra yaşadığımız şeylerin aynı olduğunu düşünüyorum. Biz aynıyız, buradayız. Bugün ben girmiyorum, girip çıktım. Barış Pehlivan giriyor ama bu hukuksuzluğu yapanların da aynı kişiler olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden bu onların alıştığı, hep uyguladıkları bir yöntem. Biz, bu yöntemi tanıyoruz, biliyoruz. Alışmayacağız, mücadele edeceğiz. Ve bu mücadelenin sonunda inanıyorum ki bizden sonraki kuşak bunlarla karşılaşmayacak.
ÇOK KISA SÜRE DE OLSA CEZAEVİ DENEYİMİ YAŞAYACAKLAR
Ben, bu davadan beraat ettim. Murat Ağırel 4 yıl 8 ay, Barış Pehlivan 3 yıl 9 ay ceza aldı. Türkiye’de almış olduğunuz cezalarla hapishanedeki yatarı farklı kavramlar. Bunu normal olarak insanlar bilmiyor. Ayrıca pandemi döneminde 3 yıllık bir denetimli serbestlik altında, tabiri caiz ise izin veriliyor. Bu nedenle arkadaşlarımız bu cezaları almış olsa da bu cezaların yatarı 3 yılın altında olduğu için kısa sürede denetimli serbestlik ile bırakılmalarını bekliyoruz. Ancak bir şekilde çok kısa süre de olsa cezaevi deneyimi yaşayacaklar.
DIŞARIDA KALANLAR DAHA ÇOK ÜZÜLÜYOR
Bu hissi daha önce yaşamış biri olarak şunu söyleyebilirim: Dışarıda kalanlar daha çok üzülüyor, içeriye gidenin yanında olamadığı için. Ben, bu adliyeden çok defa girdim çıktım, cezaevine gittim. Orada, bu yaşadığım üzüntü kadar üzüntü yaşamadım. Çünkü orada bir şekilde işin aktörüydüm. Burada, bir şekilde müdahale edemediğim bir sürecin içerisindeyim. O yüzden çok sevdiğim yoldaşımı, kardeşimi, birlikte mücadele ettiğim kardeşimi cezaevine uğurlamak, bir gün bile olsa, bir an bile olsa hukuksuzluğa teslim etmek benim için acı veren bir şey.
BU ÜLKEDE HUKUK DAĞITANLARIN AYIBI
Ama şunu görüyorum; Barış ile biraz önce içeride birlikteydim, güçlü bir şekilde bununla mücadele etmeye hazır bir şekilde, hatta bildiğiniz gibi kendi ayaklarıyla gelip teslim olmak için buraya geldi. Ama unutmasınlar ki Barış buraya ayaklarıyla geldi ama onu 6 ay boyunca içeride tutanlar, kaçma şüphesiyle içeride tuttular. Öte yandan da bir gün bile tutmamaları gereken bir soruşturmada da suçluların rahatça gezebildiği, bu adliyelerden uyuşturucu kaçakçılarının, katillerin, mafya üyelerinin serbest bırakıldığı şartlarda onlar, şu anda gelip kendi ayaklarıyla teslim oldu. Bu da bu ülkenin değil ama bu ülkeye hukuk dağıtan insanların ayıbı diye düşünüyorum.”