Inger’in İspanya’nın saygın bale ve dans topluluklarından Compañia Nacional de Danza için sahnelediği “Carmen” bugüne kadarki Carmen …
Inger’in İspanya’nın saygın bale ve dans topluluklarından Compañia Nacional de Danza için sahnelediği “Carmen” bugüne kadarki Carmen uyarlamalarından ayrılan özelliklere sahip. Johan Inger ile konuştuk.
– Carmen defalarca sahneye uyarlanmış bir eser. Sizi bu ölümsüz eseri yeniden sahnelemeye iten neydi ve nasıl bir fark getirdiğinizi düşünüyorsunuz? Nasıl bir Carmen bekliyor bizi?
Carmen’i her şeyden önce daha enteresan bir deneyim olacağından dolayı tercih ettim. Oturup oyunu okumaya başladığımda ve dramaturjiyi planlamaya başladığımda, bugüne dek bunca versiyonu yapılmış Carmen’e nasıl farklılıklar katabileceğimizi düşünmeye başladık. Üzerinde yoğunlaşmak istediğimiz alanlar yerel şiddet, aile içi şiddet ve erkeklerin uyguladığı şiddetti. Düşünün ki bir adam var ve karısını ya da çocuğunu dövüyor. Bu bizim için Carmen’in başlangıç noktası gibiydi. Bu nedenle esere başka bir karakter daha eklemeye karar verdik hem o şiddete tanıklık eden hem de Don José’nin çöküşünü gören küçük bir çocuk. Bu, bizim esere kattığımız bir farklılık oldu. Bence Carmen çok cömert bir eser çünkü herkese hitap ediyor. Dans bilmiyor olsanız bile tiyatroya gittiğinizde anlatmak istediğimiz hikâyeyi ve meseleyi kolaylıkla anlayabiliyorsunuz. Bence eser bu sayede dünya çapında bir başarıya sahip.
ÜÇ FARKLI YÜZ
– Sahnedeki “üçgen” yapı da bir hayli ilginç… Buna neden ihtiyaç duydunuz?
O üçgen yapı Curt Allen Wilmer’ın tercihiydi. Kendisine hareket edebilen, farklı, büyüklü küçüklü ortamlara adapte olabilecek ve yeni atmosferler yaratmamıza yardımcı olabilecek bir dekora ihtiyaç duyduğumu belirtmiştim. Kendisi de bana bunu fikri sundu. Sunduğu şey bir üçgen şeklinde çünkü üçgenin üç farklı yüzü var. Böylelikle Don José’nin içinde bulunduğu dramayla, Carmen ve küçük çocuk ile ilişkilendirilebiliyor. Sonuç olarak, üçgenin bu eserle bir bağlantısı var.
BİZİ BİRLEŞTİREN DANS
– Farklı ülkelerde farklı topluluklar ve farklı dansçılarla çalışıyorsunuz. Elbette müzik ve dans evrensel özellikler taşıyan disiplinler ama yine de kültürel farklılıklarla baş etmek nasıl bir şey sizin için? İyi ve kötü yanları neler?
Evet, birçok farklı ülkede çalıştım. Gerçekten de her defasında farklı ülkelerden gelen dansçılarımız sayesinde farklı kültürlerle tanışma şansımız oluyor. Elbette sorunlarla karşılaşıyoruz ancak bunlar küçük sorunlar oluyor. Bence hepimizi bir araya getiren şey hepimizin dans etmek istiyor oluşu ve yapabildiğimiz en iyi sanatı ortaya koymak istememiz. Bu nedenle, sorunlarımızı düşünecek olursak hayallerimizin yanında çok ufak kaldıklarını söyleyebilirim. Hayal ederken ve hedeflerimizin peşinden koşarken bu küçük sorunlar ortadan kalkıyor.