Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun “2020 – 2021 döneminde yıllara göre verem tanısı konan hasta sayısı …
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun “2020 – 2021 döneminde yıllara göre verem tanısı konan hasta sayısı ve illere göre dağılımı ne olmuştur?” sorusunu yanıtladı.
Bakan Koca önergeye şu yanıtı verdi:
“Bakanlık sistemlerine veri gönderimi yapan sağlık tesislerinden elde edilen sonuçlara göre, 01.01.2020 – 26.05.2021 tarihleri arasında “A15 – A19 tanılarından (alt kırılımlarıyla birlikte) Tüberküloz” tanı kodlarından herhangi birini alan 13.458 kişi bulunmaktadır.”
TÜRK TORAKS DERNEĞİ UYARMIŞTI
ANKA’dan Mehtap Belen’in haberine göre, Türk Toraks Derneği tarafından yapılan açıklamada, pandeminin Türkiye’de, verem kontrolünü olumsuz etkilediği belirtilerek şu uyarılarda bulunulmuştu:
“2020 yılı verileri ile 2019 yılı verileri karşılaştırılmıştır. Buna göre verem savaşı dispanserlerinde yapılan muayene sayısı, korumaya alınan kişi sayısı, yapılan temaslı muayene sayısı ve bakteriyolojik inceleme sayıları yaklaşık @ düzeyinde azalmıştır. Yeni kaydedilen tüberkülozlu hasta sayısı & oranında azalmıştır.
Tüberküloz kontrolündeki bu olumsuz etkilerin başlıca nedenlerini sayacak olursak:
Hastaların sağlık kurumlarına başvurmaması,
Hastaların sağlık kurumlarına geç başvurması,
Sağlık kurumlarının COVID-19 dışındaki hastalıklara yeterince zaman ayıramaması,
Tüberküloz test ve tanı işlemlerinin yapılma oranındaki düşüş,
Sağlık personelinin COVID-19 için görevlendirilmesidir.
Verem savaşı hizmetlerinin sürekli ve başarılı sürdürülmesi önemlidir. Bu konuda her türlü yetersizlik ve başarısızlık uzun dönemde olumsuz etkiler doğuracaktır.”
VEREM (TÜBERKÜLOZ) NEDİR?
Tüberküloz hastalığının etkeni “mycobacterium tuberculosis” ismi verilen bir basildir ve solunum yoluyla bulaşır. Tüberküloz aileden genetik (ırsi) olarak geçmez. Tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir. Binlerce yıldır var olduğu bilinen bu mikrop, hasta kişilerin öksürmesi, hapşırması, konuşması sırasında oluşan damlacıklar içinde havaya atılır. Tüberküloz basilinin içinde bulunduğu bu damlacıkların solunması ile sağlıklı bireyler enfekte olur (mikrobu alır). Enfekte olan her kişide mutlaka hastalık gelişmez. Alınan basiller kişiyi hastalandırmaksızın vücutta uyur durumda kalır ve vücut direncinin düştüğü bir anda hastalık oluşturur. Hastalık gelişme riskinin en yüksek olduğu dönem ilk iki yıldır.
Bulaşma açısından en riskli kişiler hastayla uzun süre aynı ortamda bulunan aile bireyleri ve yakın çalışma arkadaşlarıdır. Kaşık, çatal, bardak gibi yemek gereçleri, giysiler, çarşaflar gibi eşyalarla bulaşma olmaz. Verem mikrobu, güneş görmeyen ortamlarda havada uzun süre canlı kalabilir. Güneşten gelen ultraviyole ışınları verem mikrobunu kısa sürede öldürür. Bu nedenle insanların kalabalık olarak yaşadığı, havalanması yetersiz, güneş girmeyen ortamlar bulaşma için en riskli ortamlardır.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Tüberküloz hastalığı sıklıkla akciğerlerde görüldüğünden belirtilerinin önemli bir kısmı da akciğerlerle ilgilidir. Tüberküloz hastalarının en sık görülen yakınmaları şöyle:
“2-3 haftadan uzun süren ve tedaviye cevap vermeyen öksürük, balgam çıkarma, balgamında kan görülmesi, ateş, gece terlemesi, yorgunluk, halsizlik, kilo kaybı, iştahsızlık, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı.”
Hastalığı ilerlemiş vakalarda bazen bu belirtilerin çoğu görülebildiği gibi, bazen de hastalığın erken dönemlerinde çok az belirti görülebilir. Bu yakınmalar genellikle hafif başlayıp yavaş ilerlediğinden pek çok hasta doktora başvurmakta gecikmektedir. Tüberkülozun erken tanısı için 2-3 haftadan uzun süre öksürüğü olan kişilerin en kısa sürede göğüs hastalıkları polikliniğine veya verem savaşı dispanserine başvurmaları gerekir.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Tüberküloz hastasının aynı evde yaşayanlara verem mikrobunu bulaştırma olasılığı yüksek. Çünkü aynı havayı en uzun süre paylaşmakta. Bu nedenle, tüberküloz tanısı kesinleşince, bütün aile bireyleri ve hasta ile aynı havayı paylaşan işyeri ya da başka ortamdaki kişiler verem savaşı dispanserinde muayene için çağrılırlar. Temaslı muayenesi, eğer hastanın yakınlarında da hastalık varsa erkenden tanı koymayı sağlar. Türkiye’de hastaların yüzde 8-9’una temaslı muayenesi ile tanı konulmaktadır. Hasta olmayan ve risk taşıyanlara da koruyucu tedavi verilir. Koruyucu tedavi eğer düzenli kullanılırsa, mikrobu almış kişilerin hastalanmasını yüzde 90’a varan oranda önler. Özellikle çocuklarda koruyucu tedavi büyük önem taşıyor.