enflasyonemeklilikötvdövizcovid19kktc
DOLAR
34,5263
EURO
36,1905
ALTIN
2.964,09
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
9°C

AYM’den mülkiyet hakkı kararı

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, İstanbul Sarıyer’de yaşayan bir kişinin arazisine ilişkin 1938’de yapılan kadastro …

AYM’den mülkiyet hakkı kararı
28.07.2021 14:08
A+
A-

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, İstanbul Sarıyer’de yaşayan bir kişinin arazisine ilişkin 1938’de yapılan kadastro işleminde, arazinin orman arazisi olduğu tespiti yapıldı. 1940, 1979 ve 1989’daki kadastro işlemlerinde de arazinin niteliğinde değişiklik yapılmadı.

Bunun üzerine arazi sahibinin varisleri, 2009’da mülkiyet haklarını kullanamadıklarını ileri sürerek tazminat davası açtı. Davaya bakan Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, hazineye karşı tazminat davasından önce tapu iptal ve tespit davası açılması gerektiğini belirterek davayı reddetti.

Söz konusu kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine yeniden yargılama yapan mahkeme, bu sefer arazi sahiplerine tazminat ödenmesine hükmetti, ancak bu karar da Yargıtay tarafından bozuldu. Bunun üzerine yapılan yeniden yargılamada ise başvurucunun tazminat istemleri reddedildi ve karar kesinleşti.

Başvurucu, daha önceden tapusu bulunmasına rağmen kadastro işlemi sonrası tapularının tazminat ödenmeksizin iptal edildiğini, arazilerini kullanamadıklarını ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.

Kararı inceleyen Yüksek Mahkeme, başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

KARARIN GEREKÇESİNDEN

Anayasa Mahkemesinin kararında, Anayasa’nın 35. maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı ve kişilerin mülkiyet hakkını yasal çerçevede kullanabileceği ifade edildi.

Söz konusu maddede ayrıca devletin toplum yararına aykırı olmaması koşuluyla mülkiyetin kullanımını sınırlayabileceği aktarılan kararda, başvuru konusu taşınmazın orman olarak tespit edildiği ve kullanımının fiilen engellendiği vurgulandı.

Tapusu bulunan arazinin başvurucu tarafından kullanımdan yoksun bırakılmasının müdahale anlamı taşıyacağı belirtilen kararda, “Mülkiyet hakkına müdahalede bulunurken, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin genel ilkeleri düzenleyen Anayasa’nın 13’üncü maddesinin de göz önünde bulundurulması gerekir.” ifadesine yer verildi.

Mülkiyet hakkına müdahalelerde ölçütün hukuka uygunluk olduğuna işret edilen kararda, çevrenin korunması ve herkesin çevreden eşit şekilde yararlanması hakkı kapsamında Anayasa’nın 169’uncu maddesinde ormanların, devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu ve bu alanlarda özel mülkiyetin yasaklandığı hatırlatıldı.

Başvuruya konu taşınmazın başvurucunun murisine devlet tarafından 2510 sayılı Kanun uyarınca verildiğine işaret edilen kararda, “Bu taşınmazın murise verildiği tarihte orman olduğuna ilişkin olarak tapu kaydında herhangi bir şerhin veya belirtinin bulunduğu kamu makamlarınca gösterilemediği gibi dosya kapsamından başvurucunun murisinin taşınmazın orman olduğunu bilebilecek durumda olduğunu gösterir başkaca herhangi bir olgunun da mevcut olmadığı anlaşılmıştır.” vurgusu yapıldı.

Bu kapsamda arazi sahibinin mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğuna işaret edilen kararda, şunlar kaydedildi:

“Orman vasfında olan taşınmazın başvurucunun murisine 2510 sayılı Kanun uyarınca verildikten sonra tekrar orman olarak tespit edilmesi ormanların korunması bağlamında kamu yararına dayalı meşru bir amacı içerse de mülkten yoksun bırakılan başvurucuya herhangi bir tazminat ödenmemesi idarenin hatasından doğan zarara bütünüyle başvurucunun katlanması sonucunu doğurmuştur. Sonuç olarak müdahaleyle başvurucuya aşırı bir külfet yüklenmiş olup başvurucunun mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasındaki adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu anlaşıldığından mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu kanaatine varılmıştır.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

escort izmit bursa escort şişli escort mecidiyeköy escort avcılar escort beylikdüzü escort şirinevler escort avrupa yakası escort istanbul escort beşiktaş escort ataşehir escort ligobet güvenilir mi antalya eskort antalya eskort bursa escort escort istanbul betvino giriş beylikdüzü escort mecidiyeköy escort sex hikaye milanobet giriş bakırköy escort istanbul escort roketbet yeni giris roketbet üyelik roketbet bonuslari roketbahis yeni giris