Türkiye son yıllarda, “Cumhurbaşkanına hakaret” davalarını konuşuyor. CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem …
Türkiye son yıllarda, “Cumhurbaşkanına hakaret” davalarını konuşuyor. CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, 2014-2020 yılları arasında “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla açılan soruşturma sayısının 160 bin 169 olduğunu açıkladı.
Öte yandan “Cumhurbaşkanına hakaret” davalarından biri de geçen günlerde gazeteci Sedef Kabaş hakkında açılandı. Kabaş, Türkiye’nin kutuplaştırıldığını, bunun arkasında ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin politikasının olduğuna dair bir atasözüne atıfta bulunması üzerine gece yarısı evi basılıp gözaltına alındı ardından da tutuklandı. Kabaş’ın, gece yarısı gözaltına alınıp tutuklanması ise bir dönemin Fethullahçı uygulamalarını hatırlattı.
Kabaş hakkındaki hukuki süreç akıllara yargının tartışmaları kararlarını ve atamalarını getirdi. Öyle ki 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin ardından devlet kademelerine liyakate aykırı şekilde iktidara yakın isimlerin getirilmesiyle yargıdaki atamalar tepki çekti. FETÖ dönemini hatırlatan uygulamalar ise yargının içler acısı halini gözler önüne serdi.
YÖNETMELİĞE AYKIRI ŞEKİLDE ATANMIŞTI
Cumhuriyet, Kabaş hakkında soruşturmayı başlatan, gözaltı kararı çıkaran ve ifadesini aldırıp tutuklamaya sevk eden savcı T.K.U.’nun, Hâkimler Ve Cumhuriyet Savcıları Hakkında Uygulanacak Atama Ve Nakil Yönetmeliği’ne aykırı bir şekilde İstanbul’a atandığını ortaya çıkarmıştı. 30 Eylül 2021 kararı ile Osmaniye’ye atanan savcı T.K.U., 6 Ekim 2021 tarihinde Adli Yargı Kararnamesi ile 6 günde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na atanmıştı.
Henüz bir yıllık dahi olmayan savcı T.K.U.’nun geçmişinde dikkat çeken bir ayrıntı daha vardı. Gazetemiz yazarı Barış Pehlivan’ın da Halk TV’de yayınlanan “Açıkça” adlı programda gündeme getirdiği üzere savcı T.K.U.’nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de bağlı olduğu Avrupa Konseyi tarafından verilen “HELP” sertifikasına sahipti.
İNSAN HAKLARI ÜZERİNE AVRUPA KONSEYİ’NİN DESTEKLEDİĞİ SERTİFİKAYA SAHİPMİŞ
Savcı T.K.U.’nun sahip olduğu “HELP” sertifikası ise İnsan Hakları alanındaki eğitimin ardından veriliyor. Avrupa Konseyi’nin “HELP” programına dair açıklamalarında, katılımcıların mağdurlar da dahil olmak üzere, insan haklarının korunmasında eğitim almasının sağlandığı belirtiliyor. Katılımcılara Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi üzerine de yoğun bir eğitim veriliyor.
Yani Kabaş hakkında soruşturmayı başlatan, gece yarısı gözaltı kararı çıkaran ve ifadesini aldırıp tutuklamaya sevk eden savcı T.K.U.’nun, Avrupa Konseyi tarafından insan haklarının korunması ve AİHM’in içtihatları üzerine “yüksek kaliteli” olarak adlandırdığı “HELP” sertifikasını sahipti. “HELP” sertifikasına sahip T.K.U.’ya, AİHM içtihatları da öğretilmişti.
SAVCININ ÖĞRENEMEDİĞİ AİHM MADDESİ
T.K.U.’ya öğretilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde ise dikkat çeken ifadeler vardı. Bu maddede “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir” yazıyordu.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bu maddesi ise CHP eski Kayseri İl Başkanı Mustafa Ayan hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla açılan davada verilen beraat kararını onayan Yargıtay kararında geçiyordu.
MADDEYİ DEĞİŞTİRME TAVSİYESİ VERİLMİŞTİ
Ayrıca AİHM, Facebook’ta paylaştığı bir fotoğraf ve bir karikatür nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan 11 ay 20 günlük hapis cezası verilmesi üzerine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesiyle korunan ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğine hükmetmişti. AİHM bu karar üzerine Türkiye’ye Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 299. maddesini değiştirme tavsiyesinde bulunmuştu.
Tüm bunlara rağmen, yönetmeliği aykırı bir şekilde atandığı ortaya çıkan ve henüz bir yıllık dahi olmayan savcı T.K.U., bir atasözüne atıfta bulunması üzerine “Cumhurbaşkanına hakaret”ten Sedef Kabaş’ı tutuklamaya sevk etti.
Ayrıca, sertifikaya sahip hukukçulara, AİHM’in sürekli evrilen standartları ve içtihatları ile güncel olarak takip etmelerini sağladıkları ifade ediliyordu. Ancak görülüyordu ki savcı T.K.U. ne hukuka ne de sahip olduğu sertifikaya uygun kararlar vermişti.