Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara, geçtiğimiz günlerde kaldığı cemaat evinde baskılara dayanamayarak yaşamına …
Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara, geçtiğimiz günlerde kaldığı cemaat evinde baskılara dayanamayarak yaşamına son verdi. Kaldığı evin, Nur Cemaati’nin “Okuyucular” koluna ait olduğu belirlendi. Ailesinin isteğiyle cemaate ait evde kalan Enes, intihardan önce çektiği videoda, ‘ailesinden ve öğrenci evinde kaldığı cemaatten baskı gördüğünü, psikolojik olarak yorulduğunu ve yaşama sevincinin kalmadığını’ anlattı. Enes’in cemaat tarafından görevlendirilen sorumlu abi ve 3 öğrenciyle birlikte bu evde kaldığı belirlendi.
Konuyla ilgili Atatürkçe Düşünce Derneği’nden (ADD) açıklama yapıldı. “1925 yılında kabul edilen 677 sayılı yasa uygulanarak Türkiye tarikat, cemaat karanlığından kurtarılmalıdır” ifadelerine yer verilen açıklamanın tamamı şöyle:
“Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara’nın yaşamına son vermesi bütün Türkiye’yi yasa boğdu. Bu acı ve hiçbir zaman unutulmayacak ölüm ülkemizi derinden sarstı. Kıymetli evladımız Enes’in yaşamına son vermesi ülke olarak yaşadığımız ve içinde bulunduğumuz gerçekleri bir kez daha gözler önüne serdi. İstemediği halde bir cemaat yurdunda kalan ve bu yurtta kalması için zorlanan gencimizin yaşama sevincini kaybetmesine neden olan bu olayın mutlaka sorgulanması gerekir. Enes Kara’nın yaşamını yitirmesi ülkemizde yaşanan acı gerçeklerden yalnızca birisidir. Yurdun her köşesinde binlerce gencimiz Enes ile aynı yazgıyı paylaşmaktadır.
Bugün ülkemizde nitelikli ve yeter sayıda yurt sağlamayan ve bilerek ve isteyerek gençleri cemaat ve tarikatlara bırakan iktidar ve geçmiş iktidarlar bu durumdan sorumludur. Gelecek kaygısı ve ekonomik sıkıntı çeken gençler bu yurtlara gitmeye mecbur bırakılmıştır. Özellikle son 20 yılda emperyalist bir proje olarak tarikat ve cemaatler her alanda etkin bir rol almış, devletin sağladığı sonsuz fırsat ve olanakla donatılmıştır. Temel eğitim cemaatlerin ve dinci vakıfların eline bırakılmıştır. Büyük zorluklarla yetiştirdiğimiz çocuklarımızın; Atamızın Cumhuriyeti emanet ettiği gençlerimizin bu yerlerde gelecekleri karartılmakta, geleceğe dair umutları ellerinden alınmaktadır. Büyük yıkıma yol açabilecek bu gidiş derhal durdurulmalıdır. 1925 yılında kabul edilen 677 sayılı yasa uygulanarak Türkiye tarikat, cemaat karanlığından kurtarılmalıdır. Laik, demokratik rejimin yaşamsal önemi hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Çocuklarımızı Laik Cumhuriyet düşmanı sapkın zihniyetin elinden kurtarmak zorundayız. Gençlerimizin akıl ve bilim yolunda geleceğe umutla bakması ve çağdaş uygarlık hedefine ulaşmak için var gücümüzle çalışmalıyız”