Ankara’nın Altındağ ilçesinde, iki Suriye uyruklu kişi ile çıkan kavgada bıçaklanan 18 yaşındaki Emirhan Yalçın’ın yaşamını yitirmesinin ardından …
Ankara’nın Altındağ ilçesinde, iki Suriye uyruklu kişi ile çıkan kavgada bıçaklanan 18 yaşındaki Emirhan Yalçın’ın yaşamını yitirmesinin ardından gerginlik yaşandı. Mahalle sakinleri, bölgede yaşayan Suriyelilerin ev ve işyerlerine saldırarak zarar verdi. Olayların ardından 76 kişi gözaltına alındı.
‘PİŞMANIM!’
SABIKALI YAĞMACILAR
2019 verilerine göre yaklaşık 35 bin kişinin yaşadığı Battalgazi Mahallesi’nde, 8-10 bin civarında Suriyelinin yaşadığı, bir kısmının çalışmadığı, Suriyelilere ait işyerlerinin olduğu belirtiliyor. Ayrıca, Suriyelilerin, hem mahallenin bir bölgesinde hâkim olduğu hem de mahallenin genelinde yaşadıkları kaydediliyor. Ev ve işyerlerinin Suriyelilere, normalden daha pahalıya kiralandığı, bu nedenle kira fiyatlarının arttığı, bu durumun da mahallelinin tepkisini çektiği ifade ediliyor. Bu nedenle Suriyelilerin dışında evlerini ya da işyerlerini Suriyelilere kiralayanlara da tepki oluştuğu aktarılıyor. Mahallede yaşayanların Suriyeliler nedeniyle rahat edemekdikleri, Suriyelilerin parkları mesken tuttukları ve bu nedenle parka çıkamadıkları, rahat gezemedikleri ve çok büyük kısmının Suriyelileri istemedikleri belirtiliyor.
‘TEPKİLER GELENLERE YÖNELİYOR’
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Giray Gerim, Türkiye’nin, göçmenler ve mültecilere yönelik entegrasyon ya da geri gönderme gibi herhangi bir seçenek üzerinde çalışmadığını belirtti. “Sığınmacılar, geldikleri yerde kendi kültürüne benzer unsurlara yaklaşma eğilimine sahip ve bu da uyumu zorlaştıran gettolaşma gibi bir soruna sebep oluyor” diyen Gerim, “Türkiye, şu ana kadar aldığı göçü iyi dağıtamadı, kendi milli güvenliği açısından da doğru adımları atamadı. Gelen göçün sosyolojik analizi iyi yapılmadı; kim nereye daha iyi entegre olur, kim nerede, hangi sektörlerde çalışabilir gibi sorular göz önüne alınarak bir planlama ortaya konulmadı. Rastgele bir yerleşimle karşı karşıyayız. Bu tarz gettolaşmalara izin verilirse, oradaki kitleler arasında yakın zamanda gördüğümüz gibi çatışmalar yaşanma ihtimali daha da yükselecektir” dedi.
Halkın, gelenlerin kültürüne ve yaşam tarzına yabancı, iletişiminin ise sınırlı olduğuna dikkat çeken Gerim, dolayısıyla gelenlerin “öteki” olarak kodlandığını ve yaşanan sıkıntılardan onların varlığının sorumlu tutulduğunu söyleyerek, “Ekonomik durumu kötüleşen halk, bir günah keçisi arıyor ve gelenleri bu şekilde görmeye başlıyor. Hükümetin söylemlerinin bu algıyı kırabilecek bir niteliği yok. Örneğin Altındağ, iktidar partisinin son derece güçlü olduğu bir yer; burada da düzensiz göçe bir tepki var. Fakat tepki, iktidarın göç politikasına değil gelenlerin kendisine yöneliyor” ifadelerini kullandı.
‘EKONOMİK BOYUTU DA VAR’
Yaşanan tartışmaların ekonomik boyutu olduğuna da işaret eden Gerim, “Suriyelilerin ciddi oranda kayıt dışı çalıştığını da vurgulayarak, “Asgari ücretle çalışan Türk’e göre yarısını veya üçte birini kazanabilen Suriyeli de 3 kişiyle ya da 5 kişiyle ev tutuyor. Çok sayıda bekâr ve ‘yabancı’ erkeğin bir evde yaşaması, yaşanan mahallede tedirginliğe, huzursuzluğa sebep oluyor” diye konuştu.