Tokat 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 26 Eylül 2017 tarihli kararıyla tutuklanan ve Tokat T Tipi hapishanesine konulan F.B., başka bir hapishanede …
Tokat 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 26 Eylül 2017 tarihli kararıyla tutuklanan ve Tokat T Tipi hapishanesine konulan F.B., başka bir hapishanede tutuklu bulunan eşiyle telefon vasıtasıyla görüşme hakkını kullanabilmek için 27 Temmuz 2018’de hapishane yönetimine dilekçe verdi.
Talebi reddedilen F.B., mevzuatta açık bir yasak olmadığını belirterek Tokat İnfaz Hakimliği’ne başvurdu. Tokat İnfaz Hakimliği, Ceza İnfaz Kurumları Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün “Hükümlülere dışarıdan telefon açılmak suretiyle görüşme yaptırılmaz” hükmünü gerekçe göstererek bu başvuruyu reddetti. F.B.’nin bu karara karşı yaptığı itiraz da Tokat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16.10.2018 tarihli kararıyla reddedildi.
TAZMİNAT KARARI
F.B., ret kararını AYM’ye taşıdı. Bireysel başvuruyu değerlendiren AYM, F.B.’nin aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ve F.B.’ye, zararının giderilemeyecek ölçüde olması sebebiyle 10 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
AYM kararının gerekçesinde şunlar belirtti:
“Başvurucu ve eşinin, farklı ceza infaz kurumlarında bulundukları tarihler arasında, yaklaşık on beş aylık süre zarfında telefonla görüşemedikleri anlaşılmıştır. Oysaki devlet, somut olaydaki gibi farklı ceza infaz kurumlarında olsa dahi mutlaka, tutuklu eşler arasında asgari bir iletişimin kurulmasını ve sürdürülmesini sağlamak zorundadır. Asgari iletişimin telefon gibi uygun bir vasıtayla gerçekleştirilmesi ve mevzuatta öngörüldüğü üzere suç işlenmesinin önlenmesi ya da yasadışı haberleşmenin önüne geçilmesi amacıyla telefon görüşmelerini idarece dinlenip kayıt altına alınması da mümkündür.
Farklı ceza infaz kurumunda tutulan eşlerin belirli aralıklarla ve gerekli tedbirler alınarak telefonla görüşmeleri konusunda kamusal makamlara yüklenen külfetin katlanılması güç bir durum oluşturmadığı değerlendirilmiştir. Ayrıca Yargıtay da tutuklunun başka bir ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan eşi ile telefonla haberleşme hakkının bulunduğunu belirtmektedir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; tutuklu eşler arasında aile hayatının sürdürülmesine imkan sağlayacak şekilde asgari düzeyde iletişim kurulmasına uygun bir vasıta olarak değerlendirilebilecek telefonla görüşme hakkından, başvurucunun yaklaşık on beş ay gibi bir süre boyunca yararlandırılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, eşler arasında asgari bir iletişim kurulmasına imkan sağlayacak şekilde kamusal makamlarca tedbir alınmadığı ve aile hayatına saygı hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerin gereğinin yerine getirilmediği sonucuna varılmıştır.”