Almanya’da 26 Eylül 2021 Pazar günü yapılacak federal meclis seçimleri öncesi geri sayım sürüyor. Aslında seçmenlerin önemli bir kesimi, oyunu …
Almanya’da 26 Eylül 2021 Pazar günü yapılacak federal meclis seçimleri öncesi geri sayım sürüyor. Aslında seçmenlerin önemli bir kesimi, oyunu şimdiden mektupla kullandı. 2017 seçimlerinde yüzde 28.6’da kalan mektupla oy oranının, bu seçimde pandemi nedeniyle yüzde 50’ye yaklaşması bekleniyor. Özellikle büyükşehirlerde, halk kalabalık sandıkların başına gitmek yerine, evine gelen zarftaki pusulayı kalemle işaretleyip ücretsiz olarak geri göndermeyi tercih ediyor. Örneğin Münih’te, mektupla kullanılan oy oranı şimdiden yüzde 50’yi geçmiş durumda.
ANKETLER ARASINDA ÇOK FARK YOK
Almanya’da birçok anket şirketi olmasına rağmen, hepsi üç aşağı beş yukarı aynı sonuçları veriyor. Araştırmalar arasında en fazla yüzde 2 fark var. Birkaç ay öncesine kadar, anketlerde sol çevreci Yeşiller Partisi’nin genç başbakan adayı Annalena Baerbock, birinci sıradaydı. Ancak isminin bir intihal skandalına karışması, oylarının hızla azalmasına neden oldu. Angela Merkel’in liderliğini yaptığı birlik partileri (CDU-CSU) Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Armin Laschet’i başbakan adayı gösterdi. Oysa Bavyera Başbakanı Markus Söder, anketlerde çok daha önde gidiyordu. Merkel, bu noktada, başbakanlıktan ayrılmadan doğru bir halef bulamamakla eleştiriliyor.
Sosyal demokrat SPD ise başbakanlığa Maliye Bakanı Olaf Scholz’u aday gösterdi. CDU’nun adayı Laschet’in sel felaketinden zarar gören bölgeleri ziyareti esnasında gülmesi ve televizyon tartışmalarında Scholz’un gölgesinde kalması, anket sonuçlarını hızla değiştirdi. INSA-Bild anketine göre, Laschet’in bu davranışı seçmen tercihlerini yüzde 24 oranında etkilemiş. Televizyon programlarının etkisi ise yüzde 19 olmuş.
Son anketlerde 2017’de yüzde 32.9 oy alarak iktidarın büyük ortağı olan CDU-CSU grubunun oyları, yüzde 20-22 bandına kadar düşmüş görünüyor. SPD ise yüzde 20.5’lik oylarını yüzde 25-27 bandına çıkardı. Büyük bir sürpriz olmazsa, yüzde 15-17 bandında olan Yeşiller’le bir koalisyon kuracak. Ancak Almanya’da iktidar olabilmek için, partilerin toplamda yüzde 47’lik bir oy oranına ulaşmaları gerekiyor. Bu durumda anketlerde yüzde 10-12 bandında olan sağ liberal Hür Demokrat Parti (FDP) veya yüzde 6-7 bandında olan sosyalist Sol Parti (Die Linke) bir seçenek olarak öne çıkıyor. SPD ve Yeşiller, mevcut hükümetin büyük ortağı CDU-CSU’nun yeni dönemde hükümette yer almasını tercih etmiyorlar. Oyları yüzde 11-12 bandında seyreden aşırı sağcı AfD’yi ise hiç kimse koalisyon ortağı olarak istemiyor.
SOL KOALİSYON İHTİMALİ
SPD’nin adayı Olaf Scholz’un, partinin sağ kanadından olduğu için, Yeşiller’e ek olarak sosyalist parti yerine liberallerle (FDP) bir koalisyon kurmayı tercih etmesi bekleniyor. Ancak Berlin, Bremen ve Thüringen eyaletlerinde olduğu gibi SPD-Yeşiller-Sol Parti’den oluşan bir sol koalisyona da kapıyı kapatmıyor. Partinin sol kanadı da Sol Parti ile işbirliğinden yana. Hür Demokratlar, temel konularda geri adım atmazsa, ibre sol koalisyonu gösterecek. Sol Parti, NATO’dan çıkma ve silah ihracatının sona erdirilmesi gibi söylemlerinden taviz verebileceğini ifade etti. Bu noktada, sol koalisyona da hazırlar.
Almanya’nın başkenti Berlin’de geçen haftalarda kiralık ev fiyatlarındaki yüksek artışa karşı protesto düzenlenmişti.
ORTA SINIFIN İNTİKAMI
Almanya’da 90’lı yıllarda orta sınıfa hitap eden bir banka reklamı vardı: Mein Auto, mein Boot, mein Haus (Benim arabam, benim teknem, benim evim). Aradan geçen süre zarfında, orta sınıf bunlardan araba dışındakileri hayal edemez hale geldi. Ultra zenginlerse servetlerine servet kattılar. Varlıkların yüzde 55’ini elinde bulunduran yüzde 5’lik kesim, seçimleri varlık vergisi endişesiyle pazar gününü hiç olmadığı kadar heyecanla takip edecek. En dezavantajlı gruplardan biri olan, Alman vatandaşlığı bulunmadığı için oy kullanamayan 8.7 milyon seçmense, büyük ihtimalle sonuçları canlı yayında bile takip etmeyecek. Sağ partiler CDU-CSU ve aşırı sağcı AfD, bu kişilerin vatandaşlığa geçişini kolaylaştırmaya karşı çıkıyor. Sol partilerse, asgari ücrete zam, kiralara tavan fiyat, zenginlere varlık vergisi, taşeron firmalara düzenleme, çifte vatandaşlık gibi vaatlerle, en çok bu kesimin hayatını kolaylaştıracak programlar açıkladılar. Belki milyonlarcasının haberi bile olmayacak. Ancak Almanya’da seçimlere birkaç gün kala, rüzgâr, onlardan yana, soldan esiyor. Yine de, anketlere göre halkın yüzde 55’inin hemfikir olduğu gibi, “Pazar günü sandıktan her sonuç çıkabilir.”
MERKEL’E GÜVEN YÜKSEK
Anketlere göre, şu anda yüzde 65’le halkın en güvendiği siyasetçi olan Merkel, aday olsaydı çok büyük bir ihtimalle yeniden başbakan seçilecekti. Ancak görevden ayrılmayı tercih etti. Merkel, başbakanlığı döneminde finans krizi, göç dalgası, iklim sorunları ve pandemi gibi çok büyük sorunla karşılaştı. Ekonomiyi genel olarak rayında tuttuğu için, bu süreçlerden çok yıpranmadan çıkmayı başardı. Ancak kiraların ve ev fiyatlarının büyük şehirlerde neredeyse iki katına çıkması, salgın döneminde görülen yüksek enflasyon, dijitalleşmede geri kalınması, iklim politikasında cesur adımlar atılmaması nedeniyle eleştiriliyor.
SÜRECEK