Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, “Her şey seçim için, her şey seçim için!” başlıklı yazısında Türkiye’nin ekonomi politikasına dikkat çekti …
Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, “Her şey seçim için, her şey seçim için!” başlıklı yazısında Türkiye’nin ekonomi politikasına dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarları üzerine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz düşürmesini değerlendiren Aktaş, “Tüm dünyada fiyatlar artarken, hemen hemen tüm ülkeler faizleri yukarı çekerek enflasyona karşı önlem almaya girişmişken biz neyimize güvendik de faizi indirdik” dedi.
MB’nin faiz artırımına gidebileceğini iddia eden Aktaş, “Son hamle olarak çok yüklü bir faiz artışı gelirse kimse şaşırmasın” dedi.
Aktaş’ın yazısının ilgili kısımları şöyle:
“Hadi eylülde ilk indirimi yaptık, hataydı; niye ekimde, kasımda, aralıkta da indirime devam ettik? Faizi aşağı çekenler, bunun kurları zıplatacağını bilmiyor muydu yani?
16 Aralık’ta faizi indirdikten sonra kur yükselmeye devam ederken, 19 Aralık Pazar günü bile faizin daha da düşeceğini söyleyerek kurun biraz daha tırmanmasına yol açtık. Belki de sağladık demek daha doğru! 19 Aralık’ta bunları söyledikten, adeta kur artışının önemli olmadığını ima ettikten sonra ne diye tutup ertesi gün, yani 20 Aralık’ta kur korumalı mevduat uygulamasıyla kuru aşağı çekmeye çalıştık.
‘KURUN DAHA DA YÜKSELMESİ İÇİN ÇABA GÖSTERMİŞ OLMAYALIM’
Sakın daha sert davranmaya çalışan öğretmen ya da komutan gibi kur korumalı mevduat uygulaması öncesinde kurun daha da yükselmesi için çaba göstermiş olmayalım. Öyle ya son faiz indiriminin yapıldığı 16 Aralık’ta 15 dolayında bulunan dolar kurunu bu düzeyden 12-13’e indirmek mi daha çarpıcı olurdu, yoksa 18 aşıldıktan sonra 12-13’e inilmesi mi daha çarpıcı oldu.
Öyle ki faizi düşürmenin kuru böylesine artırmaya yetmediği aşamada sözlü müdahaleler devreye girdi. Sahi niye yaptık bunu, kuru niye daha da artırdık? Düşüş çok daha çarpıcı görünsün diye olabilir mi?”