PKK'nın son fesih bildirgesi, 1990'lı yıllarda Türkiye'nin Kürt sorunu çözümüne ne kadar yaklaştığına dair çarpıcı iddiaları yeniden gündeme taşıdı. Bildirgede, dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve ekibinin çözüm için önemli adımlar attığı, ancak bu çabaların "derin devlet" tarafından engellendiği ve Özal'ın bu nedenle ortadan kaldırıldığı öne sürülüyor. Peki, bu iddiaların dayanağı ne? 1993 Mart'ında neler yaşandı ve Turgut Özal neden PKK'nın hedefi haline geldi?

Özal'ın Çözüm Arayışları ve PKK ile İlişkileri

Turgut Özal, Cumhurbaşkanlığı döneminde Kürt sorununun çözümü için cesur adımlar atmaya çalıştı. Bu kapsamda, PKK ile dolaylı temaslar kurduğu, örgütün silah bırakması karşılığında siyasi çözümler üzerinde çalıştığı biliniyor. Özal'ın bu çabaları, devlet içindeki bazı kesimler tarafından tepkiyle karşılanmış, "devletin bekası" gerekçesiyle engellenmeye çalışılmıştı. Özal'ın Kürt sorununa yaklaşımı, o dönemde alışılmışın dışındaydı ve bu durum, suikast iddialarını daha da güçlendiriyor.

1993 Mart'ında Neler Oldu?

Mart 1993, Türkiye için kritik bir dönemeçti. Turgut Özal'ın Kürt sorununun çözümü için yoğun çaba sarf ettiği bu dönemde, bir dizi olay yaşandı. Bu olaylar, Özal'ın çözüm arayışlarını sekteye uğrattı ve suikast iddialarının temelini oluşturdu:

• PKK'nın ateşkes ilanı: Mart ayının başlarında, PKK tek taraflı ateşkes ilan etti. Bu, Özal'ın çözüm çabalarına bir yanıt olarak değerlendirildi.
• Eşref Bitlis'in ölümü: Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, 17 Şubat 1993'te şüpheli bir uçak kazasında hayatını kaybetti. Bitlis'in de Kürt sorununun çözümü için çalıştığı ve Özal'a yakın olduğu biliniyordu.
• Özal'ın ani ölümü: 17 Nisan 1993'te Turgut Özal, kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Ölümü, şüpheli bulunmuş ve suikast iddiaları ortaya atılmıştı.

Suikast İddiaları ve Derin Devlet

Turgut Özal'ın ani ölümü, Türkiye'de derin bir travma yarattı ve suikast iddialarını beraberinde getirdi. İddialara göre, Özal'ın Kürt sorununun çözümü için attığı adımlar, "derin devlet" olarak adlandırılan, devlet içindeki bazı güç odaklarını rahatsız etmişti. Bu güç odakları, Özal'ı ortadan kaldırarak çözüm sürecini sabote etmek istemişlerdi. Özal'ın zehirlenerek öldürüldüğü, kalp krizinin tetiklendiği gibi çeşitli senaryolar ortaya atıldı.

PKK'nın fesih bildirgesinde yer alan bu iddialar, Turgut Özal'ın Kürt sorununun çözümü için ne kadar önemli bir figür olduğunu ve bu çabalarının nasıl engellendiğini bir kez daha hatırlatıyor. Özal'ın ölümüyle birlikte, Türkiye'nin Kürt sorunuyla ilgili çözüm arayışları da sekteye uğramış, şiddet sarmalı yeniden tırmanışa geçmişti. Bu iddiaların ne kadarının doğru olduğu, tam olarak aydınlatılamamış olsa da, Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutması açısından önemli bir tartışma zemini sunuyor.